| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 03 .04.2020 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, bu, düzenlemede çocuk hükümlüler hakkında uygulanabilecek olan disiplin cezalarını içeren bir hüküm. 46'ncı maddede birtakım değişiklikler öngörülüyor. Şimdi biraz önceki geçen madde de düşüncemizi söyledik. Gerçek anlamda, yani bu kadar gerçekten çok acil, toplumun ihtiyacı olan bir düzenleme varken bu kadar disipline ilişkin hatta bize göre de gerek olmayan -gerekçesini şimdi açıklayacağım- nedenlerle bu kanun teklifinin önümüze getirilmiş olması ve bu saate kadar... Bizim, herkesin amacı o ki biran önce... Yani sizin amacınız en azından o. Fakat bu torba yasada gerçekten buna ihtiyaç var mıydı diye onu sormak lazım.
Şimdi, tabii, getirilmek istenen bu disiplin cezalarıyla yani tedbirle veya işlenen eylemle arasında gerçek anlamda bir orantısızlık olduğunu görüyoruz. Bakın şunu söyleyeyim, bir tanesi nedir? Etkinliklere katılmama cezasını gerektiren bir husus. Şu mesela "suç örgütlerine ait yay, bez, afiş, pankart, resmi sembol, işaret ve benzeri bulundurmak" diyor, bu "bulundurmak" olarak eklenmiş. Şimdiye kadar bunlar yetmemiş gibi, bir de bulundurma eylemi buna eklenmiş. Bunu çocuğun üzerinde yakaladıkları zaman, çocuk hükümlü, bazı etkinliklere katılmama cezasıyla karşı karşıya kalacak.
Bir diğer husus, yine, iznin ertelenmesi ve ziyaretlerinin kapalı şekilde yapılmasına ilişkin olan kısma hangi hüküm getirilmiş? Kurumda güvenlik amacıyla oluşturulan teknik, mekanik veya işte, düzeneklere zarar vermek veya işte, onunla ilgili bir eylemi... Bundan bir iki önceki oturumda bir vekil arkadaşımızın bahsettiği özellikle kadın hükümlülerin, işte, tuvaletlerinin önünde, banyolarının önünde kameraların olması nedeniyle üstünü örtme benzeri şeyler, bu, çocuklar için de aynı şekilde geçerli. Buna benzer bir eylemleri olması hâlinde ne olacak? İzinleri ertelenecek veya ziyaretçilerle olan görüşmeleri kapalı bir mekânda gerçekleştirilecek. Bu da kabul edilebilecek bir durum değil.
Bir diğer husus, değerli arkadaşlar, bunların hepsi, bunun yanında bir amblemi taşımak veya işte, bir yayını taşımak gerçek anlamda bu bir fikir hürriyetiyle alakalı olan bir şey. Sizin, şimdi, gerçekten -biraz önceki arkadaşlar da bunları belirttiler- kademeli olarak bu kadar işi sıkıya almanız, bu kadar ufak bir tane kırıntı hâlinde kalan bir hürriyeti veyahut da bir kişinin hak ve özgürlüklerine ait olan ne varsa hepsini bu şekilde elinden almanız gerçek anlamda cezayı ve kişiyi... Bu, ceza infaz tedbirlerine ilişkin olan mantıkla da çelişen bir durumdur. Şimdi, bu kanun düzenlemesi önümüze gelirken biz ne dedik? Dedik ki yani... Halkta şöyle bir beklenti yaratıldı: Gerçek anlamda bir corona virüsü var, cezaevleri boşaltılacak, işte, 80-90 bin kişi çıkacak, rahatlama sağlanacak ve bu virüsten kaynaklı birtakım tedbirler alınacak ya da Ceza ve İnfaz Kanunu'nda mevcut olan şeye aykırı olan ceza ile tedbir arasındaki orantısızlığı kaldırabilecek şekilde birtakım uygulamalara gitme mantığı içeriyor aslında. Yani Ceza ve İnfaz Yasası'ndaki bu şekildeki değişiklikler bu mantığı taşıyor ama biz bunu görüyoruz ki yani niyet bu değil, niyet gerçek anlamda farklı şeyleri içinde barındırıyor. İşte, kurumların istekleri, mevcut olan -az da kalsa- kırıntı hâlindeki hak ve özgürlükleri kısıtlamaya yönelik olan düşünce veya tavır; kanun koyucunun gerçek anlamda eylemi bu olmamalı. Yani 21'inci yüzyıla doğru giderken gerçek anlamda insan hak ve hürriyetlerine biraz daha saygılı olmamız gerektiğini ben düşünüyorum. Dolayısıyla bu kadar kazuist, bu kadar hak ihlaline neden olabilecek hükümlerle toplumun karşısına çıkmanın doğru olmayacağı kanaatini taşıyorum.
Teşekkür ediyorum.