| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2812) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 15 .04.2020 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; coronavirüs salgını dolayısıyla ülkemizde ve tüm dünyada yitirilen herkes için Allah'tan rahmet diliyorum. Bir pandemi, bir salgın bizim ülkemizde de etkilerini derinleşen bir şekilde gösteriyor. Diliyoruz yarın, bugünden daha iyi bir gün olur ve bu salgın belasından en kısa sürede hep beraber millet olarak kurtuluruz.
Tabii, buna yönelik önlem paketi olarak, ekonomik ve sosyal hayata etkilerinin azaltılması anlamında getirilen bir torba kanun biraz gecikmiş olsa da, Sağlık Bakanımıza göre işi toparlıyoruz ama neredeyse iş bittikten sonra yasalaşacak bir teklif hâline geldi, bir öneri hâline geldi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, benim bu kanun teklifinde gördüğüm, ilk algıladığım şey şu: Bunun, bu salgının bir ekonomik yükü var. Bu, bir savaş; bu salgına karşı bir savaş yapıyoruz aslında. Savaşı bütün cephelerde ve herhangi bir cepheyi diğerinden daha az önemseyerek değil, topyekûn yapmamız lazım. Bu savaşın bir ayağı sağlık ve sağlık sektörü. İşte "Evde kal." işte "Maske tak." ve sokağa çıkma yasakları gibi önlemler sağlık açısından önemli ama bunun bir de ekonomik etkileri ve bu çerçevede yapılan bir savaş var. Bunun sosyal etkileri, toplum psikolojisine yönelik ciddi etkileri, travmaları var; bunların da hepsinin dikkate alınması lazım. Ama şu teklife baktığımda ben şunu görüyorum: Sanki bu salgının Türkiye ekonomisine yaratacağı ağır yükün önemli bir kısmı ücretlilerin sırtına yükleniyor. Asgari ücret, zaten asgari ücret yani geçimini en az sağlayabileceği, en az verilen ücreti bile çok görüp onun yüzde 40'ına denk gelen bir bedeli ücretliye layık görüyoruz. Yani ekonomik yükü, "ücretsiz izin" adı altında veya ne ad verirseniz verin, ücretlinin ücretini sınırlamak, kısıtlamak, kesmek ve bunun üzerinden bir ekonomik canlılık ve ekonomik var oluşu sürdürmek çabası olarak görüyorum. Bu, kabul edilemez. Yani asgari ücretlinin ücretini tam ve eksiksiz alması, ücretlinin ücretini tam ve eksiksiz alması ve devletin asli görevi olan, böyle bir salgındaki yükü üzerine alması gerekir. Şimdi, tabii, devlet derken devlet sadece merkezî yönetim midir? Değildir. Bütün kurum ve kuruluşlarıyla, kamu... Ki bunun en önemli sacayağı yerel yönetimlerdir ve belediyelerdir. Nedir belediyenin tanımı? Karar organları seçmenler tarafından belirlenen -bakın- mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan idari ve mali özerkliği olan kamu tüzel kişisi.
Sayın Başkanım, sürem var mı?
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, daha bir dakikanız var.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Kamu tüzel kişisi diyorsak, kamuyu bir bütün olarak ele alıyorsak belediyelerin üzerindeki mali yükü de ciddi anlamda merkezî yönetimin bütçe tasarruflarıyla, yatırımlarda yapacağı sınırlamalarla, kısıtlamalarla, tasarruflarla... Ama halkın bu salgınla baş edebilmesi için onun yanında olan yerel yönetimlerin -burada hiçbir siyasi ayrım gözetmeden söylüyorum, bakın, o parti, bu parti yerel yönetimde iktidarmış, değilmiş hiç umurumda bile değil- güçlü olması lazım, onları ayakta tutabilmek lazım, onların bu çabalarını destekliyor olmak lazım. Devleti yöneten Hükûmetin asli görevi bu olması gerekirken, bu teklifte açıkçası yerel yönetimleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlar mısınız efendim.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - ...bu anlamda rahatlatacak çok önemli, ciddi kapsamlar göremiyorum. Mesela katı atık bedeli, belediye gelirlerinin desteklenmesi anlamında söylüyorum, katı atık bedeli... Birtakım işletmeler var, faaliyette değil; çevre temizlik vergisi alınmasın diyoruz, katı atık bedeli de alınmasın. Ama belediyelerin İller Bankasında olan, mesela yüzde 2 payları, niye ertelenmiyor? Niye bu kesintiler belediyelerden yine alınmaya devam ediliyor?
Bunun dışında gıda arz güvenliği çok önemli bu süreçte yani bir başka cephe de gıda cephesidir. Sağlıklı yaşayabilmenin dışında sağlıklı beslenebilme ve yeter miktarda, yeterli besinle de buluşabilmek çok önemli. Üreticiyi siz ayakta tutmazsanız, bu topyekûn savaşta çiftçiyi ayakta tutmazsanız, çiftçi borç altında ezilirken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Son cümlelerim Sayın Başkan, bitireceğim izin verirseniz.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bunu görmezden gelirseniz bu sadece çiftçinin değil, topyekun milletin aç kalmasını, bu milletin yetersiz beslenmesini, sağlıklı beslenememesine neden olan bir sürü sonuç ortaya çıkar ki bu konuda dikkatinizi çekmeyi, bunun mutlaka gündeme alınmasını gerekli görüyorum. Ve bu anlamda bu yapıp getirilen teklifin önemli bir aşama olduğunu ama çok yetersiz ve yerel yönetimleri destekleyen, üreticiyi, çiftçiyi destekleyen ve ücretlinin de maaşını ve onun üzerinden ekonomik yükünü karşılayan değil, onun hayatta kalmasını ve sağlıklı yaşayabilmesini sağlayacak önlemler olması gerekir diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.