| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ve 110 Milletvekilinin Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2875) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 02 .06.2020 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, ilgili Bakanlık temsilcileri, değerli basın mensubu arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Coronavirüs salgını sürecinden sonra ilk kanun çalışmasıyla birlikteyiz, Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşeceğiz. Ülkemizde bundan çok daha öncelikli olarak halletmemiz gereken sorunlar olduğunu görüyoruz. Ülke, 2018'den bu yana iki yıldır ağır bir ekonomik krizde; ekonomi çökmüş durumda, işsizlik ve daralmada rekora doğru gidiyoruz. 2018'de seçim çalışmalarında, hepimiz biliyoruz "Başkanlık sistemi ekonomimizi uçuracak." dendi "Kararlar tek elden alınacak, bütün sorunlar çözülecek." dendi ancak ekonominin hâli ortada. Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu 10 Temmuz 2018'de dolar kuru 4 lira 53 kuruştu, şimdi 7 lirayı gördü.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin nisan verileri açıklandı, kapanan şahıs şirketi bir yılda yüzde 31 artmış, açılan şirket sayısı bir yılda yüzde 57 azalmış. Ocak-nisan döneminde ise ülke çapında 4.405 şirket kapandı. TÜİK'in açıkladığı işsizlik rakamlarına bakıyorsunuz, şubat ayı işsizlik oranı yüzde 13,6 gözüküyor ama gerçekte 18 civarında. İşsizlik sayısı azalmış görünüyor ama ümidini kaybedip artık, iş aramayan işsiz sayısı 2'ye katlanmış. 1 milyon 107 bin kişi iş dahi aramıyor, umudunu yitirmiş. Ekonomik krizin başladığı Ağustos 2018'den beri 2,5 milyon istihdam kaybı olmuş. Bu ay açıklanacak rakamlara 1.177 lira karşılığında ücretsiz izne gönderilenler ve kısa çalışma ödeneği için başvuru yapılan 3 milyon 44 bin çalışan dâhil edilmeyecek, sokakta günübirlik geçimini sürdüren 6 milyon sokak emekçisi, gündelik ev işlerine giden 1 milyona yakın işçi, kentlerde kayıt dışı çalışan, işsiz kalan yaklaşık 1,5 milyon vatandaşımız dâhil edilmeyecek.
Değerli milletvekilleri, ekonomimizin üretim ve istihdam imkânları daha fazla yok olmasın, milyonlarca yoksulumuza yeni yoksullar eklenmesin diye çalışmamız gerekiyor. Özellikle, biz, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu üyesiyiz, böyle bir gündemde en çok iş düşmesi gereken Komisyondayız. Bakarsanız, 24 Haziran 2018'den sonra Cumhurbaşkanlığı sisteminde bu Komisyona toplam 4 tane kanun geldi: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu, Maden Kanunu, Gümrük Kanunu ve Ürün Güvenliği Kanunu. Yani ekonomiye katkısını değerlendirdiğimiz zaman gerçekleri görmüş oluruz. Bunun üzerine düşünmemiz gerekiyor. Ülkenin bu durumda pek çok konuda reforma ihtiyacı varken bizden beklenen bu değil.
Şimdi, bakıyoruz, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun... Öncelikle, rekabetin olabilmesi için mevcut firmaların ayakta kalması ve piyasaya yeni firmaların girmesi gerekir, yabancı sermayenin ülkeye gelmesi gerekir. 2018'de Kurulun özerkliği kaldırıldı, 2020'de, bugün görüşeceğimiz kanunda da Kurumun özerkliği kaldırılıyor. Değerli milletvekilleri, AKP döneminde, AK PARTİ döneminde Rekabet Kurumuna bakarsanız, 2003'te düzenlenmiş, 2004'te düzenlenmiş, 2005'te düzenlenmiş, 2008'de düzenlenmiş, 2011'de düzenlenmiş ve 2018 tarihinde değişiklikler yapılmış ama geldiğimiz noktada neredeyse hiç değişiklik yapılmasa ilk metin daha yeterli görünüyor yani önceki ilk metin bugünkü şartlara göre daha iyi. En son 2018 yılında kanun hükmünde kararnameyle yapılan değişiklikle zaten Kurumun güvenilirliği gitmiş. Daha önce Yargıtay, Danıştay, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Kalkınma Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı üye atanma sürecinde öneride bulunabiliyordu. "Başkanlık sistemi" denen bu sistemde zaten bütün üyeler tek adamın atamasına bırakıldı. 2018'den önceki hâline bakarsak, maddeyi okuyacağım: "Rekabet Kurulu, Kurumun karar organı olup biri Başkan biri İkinci Başkan olmak üzere Cumhurbaşkanı tarafından atanan toplam yedi üyeden oluşur.
Bakanlar Kurulu; üç üyeyi Bakanlığın, bir üyeyi Kalkınma Bakanlığının, bir üyeyi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışından göstereceği ikişer aday arasından, birer üyeyi ise Yargıtay ve Danıştay'ın kendi kurumları içinden göstereceği ikişer aday arasından atar. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kontenjanından gelecek üyelerden birisi, Kurum personeli arasından atanır. Bakanlar Kurulu, Kurul üyeleri arasından başkan ve ikinci başkanı atar." Bakın, ne kadar açılımcı ne kadar geniş ne kadar güzel. Şimdi yeni maddeye bakıyoruz, 2018'den sonraki kanun hükmünde kararnameyle değiştirilmiş, bugün de biz onu destekliyoruz: "Rekabet Kurulu, Kurumun karar organı olup biri Başkan, biri İkinci Başkan olmak üzere Cumhurbaşkanı tarafından atanan toplam 7 üyeden oluşur." Aslında, biz bu kanunu boşuna konuşuyoruz, tek maddeyle çözebiliriz, bütün yetkiyi tek maddeyle Cumhurbaşkanına verebiliriz eğer bütün atamayı da Cumhurbaşkanı yapacaksa. Onun için, çok değerli milletvekilleri getirilen değişiklikle Kurum tamamen Cumhurbaşkanının tek taraflı inisiyatifine bırakıldı.
Kurumdaki tahribat sadece kurul üyelerinin nereden atanacağı noktasındaki tüm kısıtlamaların kaldırılmasından ibaret değildir. Bu değişiklikle beraber görev süresi ve yenilenme hükümleri de ortadan kaldırılmıştır. 2018'den önceki hâline bakarsak "Kurul Başkanı, İkinci Başkanı ve üyelerinin görev süreleri altı yıldır. Süresi biten Başkan, İkinci Başkan ve üyeler yeniden seçilebilir. Kurul Başkanı ve İkinci Başkanı kuraya iştirak etmeden sürelerini altı yıl olarak tamamlarlar. Kurul'un diğer dokuz üyesinin üçte biri, iki yılda bir yenilenir. Yenilenme sırasında Kurulun teşekkülüne ilişkin hükümlerdeki sayılar ve oranlar dikkate alınır." Şu an yürürlükte olan maddede böylesi herhangi bir düzenleme yoktur. Cumhurbaşkanlığının atama ve görevden alma yetkisi sınırsız hâle geldi.
2018'de kurul üyeleri bakımından söz konusu olan keyfilik, şimdi görüşeceğimiz 2020 teklifi 7'nci madde bağlamında bu sefer tüm kurum personeli için uygulanacak yani personelin hepsini görevden alabilir, başka kuruma gönderebilir, başka kurumdan buraya getirebilir. Kurulun kendi içinde yükseltme usullerinin tümüyle terk edilmesi kurum kültürünü tümüyle yok edecektir. İlgili maddeye geldiğinde daha ayrıntılı konuşmak istiyorum ama 2018 değişikliği ve bugün görüştüğümüz 2020 değişiklik teklifi bize açıkça şunu gösteriyor: Rekabet Kurumunun idari ve mali özerkliği yok edilmektedir. Kurum, Cumhurbaşkanlığına bağlı herhangi bir kuruma dönüşmek üzere. Rekabet Kuruluna madde 3'te tanımlanan yetkiler verilirse hiçbir şirket kendini güvende hissetmez. Yabancı hiçbir şirket de bu ülkeye gelmez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü 38'e göre Anayasaya aykırılığı nedeniyle kanun maddelerini müzakere etmeye gerek olmaksızın reddetmemiz gerekir, tekrar görüşüp yeniden gözden geçirip yeniden Komisyona havale etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.