KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Varlık Fonu AŞ'nin çok değerli yöneticileri, değerli milletvekili arkadaşlarım, salonumuzda görev yapan tüm değerli bürokratlarımız hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, biz bugün 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca, Türkiye Varlık Fonu Yönetim Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonu'nun -çift tırnak içerisinde söylüyorum- 2018 yılı mali tabloları ve faaliyetleriyle ilgili denetim raporlarının sunulduğuna dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresini görüşüyoruz, düşüncelerimizi, görüşlerimizi bildiriyoruz.

Bize, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, tarafından gönderilen denetim raporlarında hiçbir yerde mali tablo yok. Yani, 2018 yılı mali tablolarını denetliyoruz ama bu tabloları göremiyoruz.

Hemen bunun arkasından mesela ben Varlık Fonu Yönetim AŞ'nin yönetim giderleri nedir, yönetim huzur hakları var mıdır, ne kadardır bunlar özellikle bunları bilmek istiyorum?

Şimdi, ben şirketin amacını kanunda yer aldığı şekliyle amacında yer alan bir ifade aynen şunu diyor: "Yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, sonra dış kaynak temin etmek, stratejik büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek.", şirketin amacında yer alan çok temel bir hüküm. Oysa görünen farklı bir şey var ki o da, şirketin amacı Türkiye'nin doğal varlıklarının ve kamusal varlıklarının haraç mezat sömürülmesinin önünü açmak olmamalı diye düşünüyorum.

Şimdi, Sayın Genel Müdürümüz bizlere bir sunum yaptı. Sunumda başlıklar arasında Türkiye Varlık Fonu stratejik yatırımları, rafineri ve petrokimya projesi, maden yatırımlar projesi, Afşin Elbistan projesi, İstanbul finans merkezi projesi, sonra fon varlıklarında değer artışı anlamında şans oyunları projesi, at yarışları lisansı projesi. Finansal piyasaları destekleyici adımlarda da kamu sigorta şirketlerinin birleştirilmesi, kamu bankalarının sermaye yapılarının güçlendirilmesi.

Şimdi, çok söylendi ama şu soruyu ben de sormak istiyorum bu soru yöneltilmedi belki çok daha çarpıcı bir soru olur bu fon varlıklarında değer artışı yani şans oyunları ve at yarışlarıyla ilgili konuda bu projelerin kârı kâr kaynağı kimdir? Vatandaş. Hangi vatandaş? Üç beş kuruş parayı belki buradan bulurum da çoluğuma çocuğuma bir ev alırım, bir şey alırım, kazandığım parayla aileme ek bir takım kazanç sağlarım derdinde olan benim için zavallı kişiler. Biz bu projeleri Türkiye Varlık Fonunun çok temel varlıklarında değer artışı yaratacak projeler olarak ortaya koyuyoruz, bunlar üzerinden değer yaratma hedefini ortaya koyuyoruz. Bu nasıl bir çelişkidir, nasıl bir yaman çelişkidir? Yani vatandaşın sırtından kâr elde edip bunlar üzerinden değer artışı yaratacağız. Kabul edilebilir bir şey değil. Hani bu şans oyunlarını yurt dışında pazarlamıyorsun. Yurt içinde milli piyangosu, at yarışları vatandaş bunlara yöneliyor.

Şimdi, bu madencilik faaliyetleri ise beni gerçekten her zaman bunlar üzerinden ki bunları varlıklarımız olarak görüp bunlar üzerinden yaratılmaya çalışılan değerleri çok dikkatle, çok hassasiyetle duyarlı bir şekilde yaklaşmak gerekir diye düşünüyorum. Mesela, Sayın Genel Müdürüm altın 100 tona çıkartılması falan gibi ifadelerde bulundunuz, maden yatırımları projeleri. Türkiye'de madencilik faaliyetlerinden devlet hakkı yüzde 4'tür. 3213 sayılı Maden Kanunu'nda yüzde 4'tür. Altın ve diğer madenlerde bu Londra borsasındaki fiyatlara göre ons fiyatlarına göre yüzde 1 ila 15 arasında değişir. Yani, bir hocamız var bir hesaplama yapmış. Hemen onunla ilgili o hesabın rakamlarını vermek istiyorum çünkü bunun üzerinden yaklaşırsak ne olduğunu çok daha iyi anlarız. Profesör Duman bakın diyor ki: "Altın potansiyeli 6 bin 500 tona varıyorsa ülkenizde bu göz kamaştırıcı zenginliğe ulaşmak için yılda -20 yıllık bir üretim dönemi- 325 ton altın üretilmesi gerekecek. Bunun anlamı Anadolu'nun çeşitli yerlerinde altın tesisleri ve atık barajlarıyla birlikte her yıl ortalama 100 hektar büyüklüğünde 50-60 adet siyanür yarasının açılacağıdır. Cumhuriyet tarihi boyunca Anadolu topraklarında üretilmiş maden zenginleştirme atıklarının toplam miktarı yaklaşık 26 milyon tondur. Türkiye altın çağına girmeye karar verdiğinde sadece bir yıl içerisinde üretilecek zararlı zehirli kimyasal atık miktarı ise 650 milyon ton olacaktır ve yirmi yıl sonra elimizde kalacak olan kimyasal atık miktarı asitlenmiş dekapaj toprağıyla birlikte yaklaşık 13 milyar tondur. Bu atığın Türkiye'deki çevre yasalarına uygun olarak nihai uzaklaştırılması için gereken harcama 18 trilyon dolardır." diyor. Yaptığı hocanın basit bir hesaplama.

Şimdi, böylesi bir madencilik faaliyetinde siz stratejik yatırım olarak görüp buradan ona değer kazandırmaya çalışırken aslında geleceğimizi toprağı, suyu, havayı kirletmenin dışında geleceğimizi ekonomik anlamda da çok büyük bir belanın içerisine sokma yoluna gidilir diye düşünüyorum. Yani bir yandan devletin hakkı ortalama yüzde 4, öbür taraftan ortaya çıkan ekonomik boyutu, bunun getireceği zararın ekonomik boyutu üzerinden kalkabileceğimizin çok çok üzerinde.

Şimdi, tabii, bunların yanı sıra şunu da söylemem lazım: Şimdi, bu şirketlerin, sigorta şirketlerinin birleştirilmesi, kamu bankalarının emeklilik, yaşam sigortaları neyse, birleştirilerek konsolidasyon üzerinden yol yürünmesi gibi tabii bu da rekabetin sağlanması, rekabet koşullarının sağlanması açısından ne kadar doğru bir sürece evrilir bunu sizler çok daha iyi bilirsiniz.

Şu İstanbul Finans Merkezi Projesi'yle ilgili resimler koymuşsunuz, gökdelenler "İşte burası İstanbul Finans Merkezi olacak." diye. Ben çok iyi hatırlıyorum, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan zamanında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının görevinden ayrılması talebinde bulunduğunda "İstanbul'u betonlaştırıyoruz." gibi bir ifade kullanmıştı, hatta "İstanbul'a ihanet ediyoruz." dediği bir ifade vardı, oysaki burada daha da ihanetin boyutu büyüyecek gibi görünüyor bu finans merkezi projesinde görünen o devasa yapılar, beton bloklar üzerinden.

Bakın, siz şirketin tabii ki yol haritasını şirketin amacına uygun olduğunu düşündüğünüz projelerle büyütmek ve daha çok buradan değer yaratmak çabası içerisindesiniz belki; doğrudur, buna inanmak istiyorum ama bunu yaparken... Şimdi, ilgili yönetmelikte "Danışma Kurulu kurulur." deniliyor. Bu eleştiri olarak da getirilmiş denetim raporunda. Danışma kurulunun oluşturulması, şirket nezdinde bir danışma kurulunun oluşturulmasını öneriyor rapor. Danışma kuruluna siz neyi danışacaksınız o durumda? Siz "Her şeyi biz iyi yapıyoruz." diyorsanız danışma kurulu ne işe yarayacak? Eğer danışma kurulundan bu yatırım projelerinin karar aşamasında yarar ve fayda sağlayacaksanız ve doğru yol izleyebilmek adına ihtiyaç duyuyorsanız o zaman bir an evvel kurun. Yani Sayın Genel Müdürüm, siz dediniz ya "Bazı şeyler yerli yerine otursun, ondan sonra kuracağız." diye bir açıklama yaptığınızı ifade ettiniz. İlk yapılması gereken şeylerden birisi bu kararlar alınırken doğru kararların alınabilmesi ve alınan kararın da doğru yolda sürdürülmesi adına danışma kuruluna ihtiyacınız var. Bu, denetim raporunda birçok yerde geçiyor, önemli bir mevzuat aykırılığına rastlanmadığından ya da önemli bir husus bulunmadığı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Mesela bağımsız denetim raporuyla ilgili eleştiri konusu yapılacak önemli bir husus bulunmadığı veya "Bir husus var ama önemli değil." denen demek ki birçok husus var ya da "Önemli bir mevzuata aykırılığa rastlanmadığından" deniyor, ya "Aykırılığa rastlanmamıştır." dersiniz ya da "Rastlanmıştır." dersiniz, mevzuat aykırılıkları bunlardır, bunların düzeltilmesi gerekir. "Önemli bir mevzuata aykırılığa rastlanmadığından" ifadesi bana çok genel geçer bir ifade gibi geliyor. Bu raporların ikisinde de, 1 ve 2 no.lu raporların ikisinde de bir taşınmaz listesi var, bir sayfası var "O taşınmazla ilgili mülkiyeti hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazların tahsislerinin kaldırılarak Türkiye Varlık Fonuna devredilmesi kararlaştırıldı." denen bir çizelge var. Burada Antalya'nın yarım kalmış listesi var ama diğer iller, burada sıralanan illere ait taşınmazlar yok, Genel Müdürüm, bunları da ben Sayın eğer takdir ederseniz sizlerden rica ediyorum.

Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.