DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili kanun teklifinin 15'inci ve 16'ncı maddeleri, KİT'lerde iç denetim yapması gereken kadronun mali ve sosyal hakları ile harcırahlarının bakanlık iç denetçilerine denk olması ve bunun gibi çeşitli hakları içeriyor. Çok geç kalınmış bir teklif. Aslında dokuz yıldır yapmadığınız, maalesef, neredeyse iki cümlelik bir düzeltme yapmak için dokuz yıldır beklediğiniz bir teklif diyebiliriz. Bunun hikâyesini iyi anlamak gerekli. Özellikle KİT Komisyonunda, Sayıştay raporlarında, ilgili tüm kurumların raporlarında bu sürekli olarak aslında her yıl yazılıyor, bulgu olarak denetim raporlarında var. "İç denetim biriminin oluşumunun tamamlanmaması." denilerek ve burada da konuyla ilgili, ilgili personelin eğitim aldığı, sertifika aldığı hâlde görevlendirme yapılarak çalıştığı dolayısıyla kurum içinde etkin bir vazife alamadığı, ancak atamalarının yapılması gerektiği yer alıyor. Uzun sürede, farklı kurumlarda, bir kısmında kendi kadrolarına atamalar yapıldı, bir kısmındaysa görevlendirme şeklinde çalıştılar. Bu görevlendirme şeklindeki çalışmalar bazı mağduriyetlere de yol açtı. Kamu Denetçiliği Kurumuna yani Ombudsmanlık Kurumuna bu konuyla ilgili birçok başvuru oldu. Örnek bir başvurudan size bahsedeceğim: "KİT'lerden sorumlu olan başvurunun konusu." diyor. "KİT'lerden sorumlu olan Hazine Müsteşarlığı tarafından konuyla ilgili kanunu yeniden düzenlemek için gerekli teklif hâlâ yapılmadığı için iç denetçi KİT unvanlı kadrolara atananların maddi ve manevi açıdan sıkıntılar yaşadığını, iç denetçi olmadan önce mühendis olarak çalışmakta iken yaklaşık 4.300 TL maaş alırken iç denetçi olarak atanınca maaşının 3 bin TL'ye düştüğünü, Hazine Müsteşarlığının mali hakların düzeltilmesi için gerekli girişimlerde bulunmamakta ısrar ettiğini belirterek Hazine Müsteşarlığı tarafından gerekli girişimlerde bulunulmasını talep etmektedir." diyor. Bu konuyla ilgili ilerleyen süreçler içinde bazı adımlar da zaten atılmıştı ancak tüm bu süreç 2011 yılından itibaren, açıkçası, iç denetçi personelini o kadar hırpaladı, o kadar yordu ki defalarca kez Meclise gelmek zorunda bırakıldılar.

Bu arada ilgili iç kontrol sisteminin kurumlarda kurulmasıyla ilgili de özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Personel Daire Başkanlığı arasında büyük bir uyumsuzluk ortaya çıktı ve tamamı kamuya ait kurumların bir kısmında iç denetçiler atanırken bir kısmında atamalarının yapılmaması, görevlendirme şeklinde çalışmaları da görev aldıkları kamu kuruluşlarında işlerini belirli bir ciddiyet ve karşılığını oluşturacak şekilde yapmalarına bugüne kadar engel oldu. Şimdi, bu konuda -tabii, siz teşekkür eder misiniz etmez misiniz bilmiyorum, önce onu söyleyeyim- Başbakanlığın 20/10/2014 tarihinde Meclis Başkanlığına sunduğu bir kanun teklifi var. Aslında bu kanun teklifi, anlattığım hikâyedeki bütün sorunları büyük ölçüde ortadan kaldırabilecek bir teklifti. Bu teklifi yapan, kanun teklifinin altına imzasını atan dönemin Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu. Evet, bu gönderdiği kanun teklifin 58'inci maddesinde: "KİT'ler ve bağlı ortaklıklarda istihdam edilen iç denetçilerin mali ve sosyal haklarının bakanlık iç denetçilerine denk olması amaçlanmıştır." deniliyor. Bu hüküm ve bunun gibi birkaç madde daha var. Bunlarla birlikte aslında kaybedilen altı yıl içinde herkes açısından ve iç denetçiler açısından da gerçekten acı bir tabloyu ortaya koyuyor. Bu maddenin açılımı şu, ek madde olarak geçiyor, ek madde 3: "Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında iç denetçi KİT unvanı kadrolarda istihdam edilenlere aynı dereceli kadrolarda çalışan Bakanlık iç denetçisine uygulanan mali ve sosyal haklar ve yardımlara ilişkin hükümler ile 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu'nun 33'üncü maddesinin (b) fıkrası hükmü aynen uygulanır."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun, tamamlayınız.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani söylemek istediğim bu kanun teklifindeki bu madde olumlu bir maddedir, çok geç kalınmış bir maddedir, kimine göre dokuz yıl gecikmiştir, kimine göre - iç denetimin oluşması için iki yıllık verilen bir süre vardı- altı yedi yıl kadar gecikmiştir. Nihayet diyorum. Dolayısıyla da bu kanun teklifini olumlu görüyoruz.