KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Anlattığınızı anladınız mı İbrahim Bey?

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Neden anlamasın ya?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani şundan diyorum...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Çok anlaşılır bir şeydi.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Çok ayıp bir şey ya!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Gerçekten... Ne demek bu?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok ayıp ettiniz ya!

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Çok mesnetsiz bir ifade bu yalnız.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Çok ayıp bir şey! Hiç yakışmadı size Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, estağfurullah. Şunu demek istiyorum: Sonuç olarak izahatı kendisi söyledi de "Anladı mı?" diye sordum, hakaret değil...

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Nezaketsiz bir ifade bu, kabul edin.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Siz anlamadınız herhâlde...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, ben anladım. Şu anlamda söyledim Sayın Başkan: İbrahim Bey sağ olsun, açıkladı. Her konuda ihtisas sahibi olmak durumunda değil, kendisi basın konusunda ihtisası olan bir kişi.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben aynı zamanda mali müşavirim arkadaş.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Üstelik aynı okuldan mezunuz; işletme mezunu...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Öyle mi?

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Garo Bey her konuya hâkim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Estağfurullah.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Mobbing bu, Garo Bey, vallahi yine bir mobbing yaptınız.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, bilgi notu belli ki gelmiş Bakanlıktan. Şu anlamda söyledim Sayın Başkan...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Gizli değil, söyledik zaten hatta arkadaşlar gönderdi...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam onu söyledim, yani senin bilgi notun değil.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Hayır, onun öncesinde...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Açıklama yapmıştım, daha tafsilata girmek maksatlı olarak...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir bilgi notu geldi size, onu okudunuz. Tamam anladım, şimdi oldu.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan, sizlere bilgi notları gelmiyor mu?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Geliyor tabii ki.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hepsini kendiniz mi hazırlıyorsunuz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, estağfurullah. Bilgi notları geliyor tabii ki.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Siz de Genel Başkan Yardımcılığı yapıyorsunuz, size de bilgi notları geliyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elbette geliyor, tabii ki çok doğaldır.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Bir bilgi notu geldi mi, onu okudunuz?" derken yani bu bile küçültücü bir söylem.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Estağfurullah, asla değil. Burada bir hukukumuz var. Ben öyle bir şey yapmam, biliyorsunuz. Boşuna şey yapmaya gerek yok; buradan bir şey çıkmaz.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, Sayın Paylan buyurun...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bütünü üzerinde konuşamadık aşağıda, Genel Kurulda sözümüz olduğu için. Aslında bu torba yasa teklifinin en önemli maddesi olarak görüyoruz...

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun konuşun bu maddeyle ilgili.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tabii ki, teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, bakın coronavirüs krizinden önce de ciddi bir ekonomik krizin içinde yaşıyorduk ve coronavirüs kriziyle birlikte bu ekonomik kriz, gerçekten büyük bir yük olarak vatandaşımızın sırtına bindi. 8 milyon geniş tanımlı işsizle coronavirüs krizine girdik. Bu krizle birlikte milyonlarca vatandaşımız daha işsiz kaldı ama biz bu krize ciddiyetle yaklaşmıyoruz Sayın Başkan.

Bakın, bugün, TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı; gerçekten dünyada coronavirüs kriziyle birlikte işsizlik rakamlarını düşüren tek ülkeyiz. Maşallah diyelim! Coronavirüs krizinde işsizlik rakamlarını düşüren tek ülkeyiz ama "Buna kim inanıyor?" derseniz, inanın dünyada kimse inanmıyor buna.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Olur mu öyle şey ya?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya kardeşim, işten çıkarma yasağı gelmedi mi?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, bugün işsizlik rakamları açıklandı; düşünün, mart ayının sonunda bizim işsizlik rakamlarımız düşmüş arkadaşlar ama nasıl düşmüş? TÜİK'in başına biliyorsunuz yakın zamanda bir genel müdür atandı; 2018 yılında TÜİK'e girmiş bu kişi, 34 yaşında sanıyorum. 36 yaşında da, iki yılda, TÜİK'in genel müdürü olmuş, başkanı olmuş.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Olabilir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ha olabilir ne güzel! Ya düşünün ki kamuda, bürokraside, yıllarca TÜİK'te emek veren insanlar bir kenara konulmuş... Bakın, burada bu kadar bürokrat var, büyük çaba gösteriyorlar bürokrasi kademelerinde yükselmek için ama arkadaşlar, yükselme öyle olmuyormuş. Bir kuruma girersiniz; birinin akrabası, eşi dostuysanız o kurumda iki yılda başkan olabilirsiniz... Şimdi, böyle başkan olunduğu zaman veya on bölge müdürünü bir günde görevden aldığınız zaman TÜİK'in rakamları şöyle olur arkadaşlar: "Sayın Bakanım, size kaç lazım?" diye telefon açılır, işsizlik o rakama göre açıklanır.

Bakın, geniş tanımlı işsizliğe göre arkadaşlar milyonlarca vatandaşımız daha işsiz kaldı ama biz bu rakamları düşük gösteriyoruz. Şimdi, bu durumun, mevcut durumun üstünü örtersek... Düşünün, bir hasta doktora gittiğinde Sayın Başkan, doktor nasıl teşhis koyar? Verilere bakar; tansiyonu nasıl, kalbi nasıl, nabzı nasıl, şekeri nasıl... Bu verileri bilmezse tedavi de yapamaz ama siz verilerin, mevcut durumun üstünü örterseniz, istatistik kurumu üzerinden belirli rakamlarla oynayıp açıklarsanız tedavi de yapamazsınız arkadaşlar. Önce teşhis sonra tedavi...

Bakın, Arjantin böyle yaptı, belirli rakamları manipüle etti yıllarca; sonuçta yıllardır krizden çıkamıyor. Geçici olarak belli kaynaklar Arjantin'e girdi, onlar da israf edildi ve Arjantin krizden çıkamıyor. Yunanistan da aynı hatayı yaptı. Yunanistan istatistik kurumu da belirli rakamları manipüle etti, bu rakamlar üzerinden sermayeler girdi, o sermayeler israf edildi yolsuzluk ekonomisinde ve Yunanistan yıllardır krizden çıkamadı arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Bir saniye...

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, kriz ciddiyetle ele alınmıyor arkadaşlar, kesinlikle ciddiyetle ele alınmıyor, teşhis ve tedavi ortaya konulamıyor. Kuralsız, plansız ve denetimsiz bir alana doğru sürükleniyor ekonomi. Niye 90'lı yıllarda arkadaşlar sürekli krizler yaşadık ve 2001 krizine doğru sürüklendik? Çünkü Merkez Bankası, bu anlamda Hükûmetin elinde, istediği zaman para bastırabileceği bir banknot makinesine çevrilmişti maalesef yine aynı duruma doğru sürükleniyoruz. Merkez Bankasının bağımsızlığı yok edilmiş durumda ve Merkez Bankası üzerinden yalnızca yılbaşından bu yana benim tespitlerime göre 180 milyar liralık bir parasal genişleme sağlandı. Durmuş Başkanım burada, bilmiyorum teyit eder mi? 180 milyar TL'lik bir parasal genişleme; varlık alımlarıyla, diğer açık fiyat işlemleriyle, diğer işlemlerle. 180 milyarlık bir parasal genişleme sağlandı. Yetmedi, şimdi... Sayın Aydemir, ben size konuşuyorum yani.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Uğur Aydemir'e konuştuğun için İbrahim Bey dinlemiyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Peki, İbrahim Aydemir ben size konuşuyorum.

Yetmedi; dün de 20 milyarlık bir yatırım kredisi verileceği ortaya konuldu. Arkadaşlar, bu tamamen bizim denetimimiz dışında olan bir alan. Düşünün ki milletin bütçesini biz yapıyoruz, değil mi? Meclisin en temel hakkı bütçe hakkıdır. Bu bütçe hakkı çerçevesinde tüyü bitmemiş yetimin haklarının nereye harcanacağına biz karar veriyoruz ama tamamen Meclis denetiminin dışına çıkarılan bir noktada parasal genişleme işlemleri yapılabiliyor; Merkez Bankası da... Bu anlamda 20 milyarlık daha yatırım kredisi verilecek ve tamamen bizim denetimimiz dışında bu olacak Sayın İbrahim Aydemir.

Şimdi, yetmiyor; kamu bankaları üzerinden de biliyorsunuz bir kredi pompalaması söz konusu. Kamu bankalarının pazardaki payları son derece düşmüştü ama özellikle son iki üç yılda ciddi anlamda agresif bir şekilde kamu bankaları üzerinden kredi pompalaması söz konusu ve bu kredi pompalaması sonucunda dün verilen rakamlara göre kamu bankalarının kredi piyasasındaki oranı yüzde 50'nin üzerine çıktı arkadaşlar ve bu her gün artıyor ve artmaya devam edecek.

Şimdi, ne lazım bunun için? Para lazım tabii ki, kaynak enjekte edilmesi lazım, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan kaynakları enjekte ettik. İşte, Merkez Bankası üzerinden dolaylı olarak oranın kaynakları enjekte ediliyor. İşte, belli Swap işlemleriyle Merkez Bankasının dövizi kamu bankaları üzerinden belli bir şekilde paralar yaratılıyor ve krediler veriliyor. Bunların hepsi tükendi. Şimdi, ne yapılacak? Yeniden özel tertip borçlanma senetleriyle kamu bankalarına 22 milyar liralık daha kaynak enjekte edilecek. Bu, sermaye şeklinde mi olacak; sermaye tipi hani, İşsizlik Sigortası Fonu'na aktarılan şekilde mi olacak?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dün denetlemeyi görüşürken -Varlık Fonunu- özellikle buna not düşüldü, vurgu yapıldı ki üç bankaya yedişer milyar liralık sermaye aktarımı yapıldı; izahı bu kadar basit.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bu oksimoron; bir şeyi açıklamıyor bu. Niye yaptınız? Ne oldu da 7 milyar lirayı sermayeye enjeksiyona ihtiyaç duydunuz? Soruyu açıklamıyor bu.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - O bankaların sermayesini güçlü hâle getirmek üzere...

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, Sayın Aydemir, lütfen...

Sayın Paylan, lütfen devam edin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, bakın, arkadaşlar, şöyle bir durum var. Merkez Bankası emrinizde, iktidarın emrinde; isterse Merkez Bankası bir düğmeye basarak 1 trilyon lira para da yaratabilir. Hiçbir sorun yok. Bir düğmeye basar, 1 trilyon lira para yaratır; kamu bankalarına bu istedikleri gibi aktarılabilir, kamu bankaları da sizlerden aldığı talimatlara göre istediği kişiye kredi verebilir. Bir sıkıntı yok ama bunun sonuçları olur arkadaşlar. Bizim gibi kırılgan bir ekonomide, siz eğer ki Merkez Bankalarını bu şekilde zorluyorsanız... "Bütün ülkeler yapmış." diyebilirsiniz ama bizim kırılganlıklarımız var. Bizim konvertibl bir paramız yok, sağlam bir ekonomik altyapımız yok, ekonomik reformlarımızı yapmamışız; siz inanılmaz bir para yaratıyorsunuz, büyük bir parasal genişleme yapıyorsunuz; eş zamanlı olarak maliye politikasını gevşetmiş durumdayız, hiçbir çıpamız yok, dünyada geçici olarak bol para döneminden dolayı bir rahatlama var, değil mi? Büyük bir krizden sonra "V" şeklinde bir toparlanma gelişmekte olan ülkelerde olacak diye borsalar satın aldı, Türkiye'de de geçici bir rahatlama var. Bakın, işte geçici rahatlama bu şekilde yaratılır, bir kortizon etkisi yaratır. Yani, bol para yaratır ama sonrasını düşünmemiz lazım yani, değil mi? Türkiye'nin üç ay sonrasını, altı ay sonrasını, üç yıl, on üç yıl sonrasını düşünmemiz lazım. Geçici rahatlama yaratırsınız ama sonra ne olacak? Hani kanser olmuş bir bünyeye kortizonu verirsin ama bir yıl sonra ne olacak? Arkadaşlar, bakın, 2017'de uyardık iktidarı, bu çerçevede uyardık; dedik ki: "Bakın, bu tip parasal genişlemeler, Kredi Garanti Fonu genişlemeleri sonucu kriz olur." Ne oldu? 2018'de parasal genişlemeye hız verdiniz. Ne oldu? 2018'in Ağustosunda, seçimden hemen sonra dolar 7,20'ye fırladı, enflasyon yüzde 30'lara fırladı arkadaşlar, işsizlik yükseldi. Bu açıdan geçici rahatlamalar değil, elbette bu tip adımlar atılabilir ama bununla birlikte ekonomik reformlar devrede değilse daha büyük ekonomik krizlerle karşı karşıya kalırız arkadaşlar. Hem Varlık Fonu üzerinden böyle genişleme yaratacaksınız hem Merkez Bankası üzerinden hem kamu bankaları üzerinden genişleme yaratacaksınız, bütün piyasa rasyonalitelerini bir kenara bırakacaksınız, partizan bir şekilde bu kredi genişlemeleri yapılacak, belli kamu bankaları partizan bir şekilde...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - "Partizan" derken yani partizan nasıl bir şey?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Efendim, sizler telefon açtığınızda belli şirketlere kredi veriliyor, sizler telefon açmadığınızda belli şirketlere krediler verilmiyor.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Öyle bir şey yok, paketlerden haberiniz yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sebebi şu: Çünkü 90'lı yıllarda bu böyle oldu. Arkadaşlar, ben bugün bir Halk Bankası şube müdürüyle konuştum, dedi ki: "İşte, diyelim ki bir şubeye 1 milyarlık kredi tahsis ediliyor ama binlerce başvuru var." "Neye göre seçiyorsunuz?" dediğimde "Gelen telefonlara göre seçiyoruz efendim." dedi. Aynen durum budur, aynen durum budur efendim.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Yalan söylüyor.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yalan söylüyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çünkü 0,69 krediye binlerce insan başvuruyor.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Bunu ihbar kabul edip soruşturma açılsın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bu bilgilerle burada konuşuyorsanız yazık yani gerçekten Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hadi gelin, 0,69 krediyi kimler alıyor, listelerini çıkaralım.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Çıkartalım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çıkaralım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hangi şirketler KGF kredilerinden faydalanıyor? Hangi şirketler ticari kredilerden faydalanıyor? Hangi şirketler ev kredilerinden faydalanıyor?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çıkartarak gelseydiniz o zaman.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Böyle bir şey var mı ya!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ayıp ya, gerçekten!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Türkiye'de 1,1 milyon esnaf kredi aldı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nilgün Hanım, müsaade edin, size de söz verir Başkan, lütfen.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, tamamlayınız lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın arkadaşlar, diğer bir boyutu, bir şey daha var: Sayın İbrahim Aydemir, şimdi, piyasada diyelim ki evler 400 bin liraya satılmıyordu değil mi bu kredi paketinden önce 400 bin liraya müteahhit satamıyordu, mümkün değil. Bir vatandaş gidip 400 bin liraya evi... Alabilen alıyordu, parası olan. Ne oldu? Krediyi 0,69'a düşürdünüz, binlerce insanımız "Hadi ev alayım." Değil mi, gecikmiş bir talep var. Bu ev fiyatları ne oldu? 600 bin liraya yükseldi arkadaşlar. Yani 0,69'a düşürdük de bu vatandaşımıza kâr mı ettirdik, yoksa zarar mı ettirdik gelin bunu değerlendirelim.

Diğer bir boyutu; bu kadar parasal genişleme yaptınız, sonucunda talep bir anda sıçrarsa, geçici olarak bir kortizon etkisiyle sıçrarsa... Bakın, şu anda -markete gidiyorum, ben de alışveriş yapıyorum evime giderken- gıda fiyatları ateş pahası, her şeye her gün zam geliyor. Yeniden bir enflasyon, faiz, döviz kuru sarmalına girersek vatandaşımız kâr mı etmiş olacak, zarar mı etmiş olacak bunu değerlendirmeliyiz. Ya, para politikası, genişlemeci politikalar bu anlamda çok dikkatli yapılmalı. Tabii ki bir düğmeye basıp trilyon da yaratabilirsiniz ama bunun sonucu ateşin yükselmesi, enflasyonun yükselmesi olabilir. Bu anlamda da ben iktidarın ne yaptığını bilmek istiyorum. Hangi ekonomik plana göre çalışıyorsunuz? Orta Vadeli Ekonomik Plan çöktü Sayın Bakan Yardımcısı. Yeni Ekonomik Program çöktü. Kaç tane istihdam programı açıkladınız, çöktü. "Yeni bir istihdam programı açıklıyoruz." diyorsunuz, onun da ne olacağını bilmiyoruz. Bu anlamda hangi programa, hangi plana göre çalışıyorsunuz? Hangi programa, hangi plana göre parasal genişleme yapıyorsunuz? Hangi programa, hangi plana göre Merkez Bankasına 20 milyarlık kredi açıklatıp yatırım genişlemesi yapıyorsunuz? Velev ki bunları yaptık, 100 milyar lira piyasaya attık; bunun sonuçları ne olacak? Enflasyon ne olacak, döviz kuru ne olacak, faizler ne olacak; bunun dengesi, denetlemesi ne olacak, bu paralar nereye harcanacak, bunlar nasıl denetlenecek? Bakın, diyorum ya, 90'lı yıllarda siyasetçiler bu hataları yaptığı için 2001 krizine doğru sürüklendik.

Burada kayıtlara not düşsün, siz bu yolda yürüyün, üç vakte kadar bu ülke çok daha derin bir ekonomik krize doğru sürüklenir. Bunu da hep beraber durdurabilmeliyiz Sayın Başkan. Buna yol verebilirsiniz, 20 milyar deyip 200 milyar daha harcansın, geçici olarak da ekonomi toparlar ama...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Garo Bey bunu beş yıl önce de söylüyordu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Beş yıldır krizden çıkabildik mi? İbrahim Bey, beş yıldır krizden çıkabildik mi? Çıkamadık.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Tamamlayın lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tek bir ekonomik reform yapabildik mi? Beş yıldır ekonomimiz büyüdü mü?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne ettiniz ya, büyüme rakamları açıklandı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Beş yıldır kişi başı 12.500 dolar gelirden kişi başı 7.500 dolar gelire düştük arkadaşlar, ülkemiz 1 trilyon dolarlık ekonomiden 700 milyar dolarlık ekonomiye düştü. Bütün bunları değerlendirmemiz lazım.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Paylan, lütfen tamamlayın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben buradan Sayın Bakan Yardımcımıza soruyorum: Hangi ekonomik plana göre çalışıyorsunuz? Bu genişlemeci para politikalarını nerelere kanalize ediyorsunuz? Bunun sonuçlarıyla ilgili makroekonomik değerlendirmeleriniz nedir? Yani bu anlamda, denetim dışı çıkardığınız alanda sonuçları neler olacak? Bütün bunları değerlendirmemiz lazım.

Kayıtlara not düşsün, üç vakte kadar eğer buna yol verirseniz sonuçlarını önce vatandaşımız öder, sonra siz ödersiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan, siz burada 100 milyar liralık pakete az diyordunuz.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, arkadaşlar...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Beş yıldır krizdeyiz.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Türkiye dimdik ayakta.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, beş yıldır krizdeyiz.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Şimdi, Sayın Paylan, bu maddeye destek veriyor musunuz? Sanki veriyorsunuz gibi anladım, veriyor musunuz, vermiyor musunuz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Vermiyorum, niye vereyim?

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Yok, iyi bir şey dediniz de arada yani olabilir böyle bir şey.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, bütün devletler yaptı böyle adımlar ama biz plansız, programsız yapıyoruz ve denetimsiz yapıyoruz.