GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben de sorularıma cevap alamadığım için tekrarlamam gerekiyor.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - "Orayı ne yaptınız?" diye soruyordunuz işte.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, bu parasal genişlemenin -benim tespitlerime göre 180 milyar TL'lik bir parasal genişleme var- enflasyon, faiz, kur hedeflerinizde YEP hedefi çöktü. Hangi hedeflere göre? Bu açıklanmış bir şey değil. Hangi plana göre, hangi hedeflere göre bu parasal genişlemeyi yapıyorsunuz? Ve ilave parasal genişlemeler söz konusu olacak, Merkez Bankası yatırım kredisi verecek, kamu bankalarına sermaye konulacak, bunlar kredilere dönüşecek. Bu konuda bunların enflasyon, faiz, kur sarmalına ülkeyi bir kez daha sokmayacağına dair -yani yoğurdu üfleyerek yiyelim diyorum ya, 2018 yılında yaşadığımız şeyi bir daha yaşamayacağımıza dair- bizi nasıl ikna edebilirsiniz Sayın Bakan Yardımcım? Bunu soruyorum.

İkinci sorum: İkinci dalga senaryoları konuşuluyor, biliyorsunuz. Ben Türkiye'de de tedbirlerin çok hızlı ve erken gevşetildiğini düşünenlerdenim ve ikinci dalgayı kuvvetle muhtemel yaşayacağız. Bu durumda mali alan var, mali alanı kullanıyorsunuz şu anda ama bunu ikinci dalga senaryosuna göre stres testini yaptınız mı? Yani mali alanımız ne noktada var? İkinci dalga söz konusu olursa bütçe açığı, şu bu bir sürü yeni etkileri olacak, buna karşı bir stres testi yaptınız mı? İkinci dalga olsa da Maliye olarak, Hazine olarak biz buna hazırız diyebiliyor musunuz? Son olarak da -çok özür dilerim, bir sorum daha vardı- Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak şimdi bu sunulacak bütçe kanununda bir değişiklik. Bu bütçe kanunundaki değişiklikleri burada tartışırken... Yani bu konuda yeniden geçen yıl, biliyorsunuz, ek borçlanma yetkisini bir maddeyle, torba yasadaki bir maddeyle getirmiştiniz. Bu yılki kuvvetle muhtemel benim de beklentim bütçe açığı 250 milyar ile 300 milyar TL arasında olacak ve yeni borçlanma yetkisi isteyeceksiniz. Demokrasilerde bu borçlanma yetkileri ciddi anlamda ek bütçe teklifleriyle veya ciddi Mecliste tartışmalarla söz konusu olur, paranın nereye harcanacağının hesabını gelip yürütme verir. "Ben şu kadar gelir hedefliyordum, bunu toplayamadım; bu kadar gider hedefliyordum, olağanüstü durum oldu, paraları buraya harcadım." diye hesap verir. Siz bu konuda yürütme olarak hesap vermeye hazır mısınız? "Ya, biz gelir bekliyorduk, toplayamadık; gider bekliyorduk, daha çok harcadık." diye gelip bu Komisyona hesap verme konusunda bir düşünceniz var mı? Yoksa, "Biz harcarız arkadaş, bizim nereye harcadığımızı siz de sormayın. Bütçeyi biz getiririz, siz bildiğiniz gibi geçirin." demeye devam mı edeceksiniz? İşte, denge-denetim mekanizmaları olmadığı sürece, paraların nereye gittiği belirli olmadığı sürece bu meseleleri çözemezsiniz, geçici -palyatif- tedbirler söz konusu olur ama mesele buraya yapısal tedbirlerin oluşması ve Meclisin bütçe hakkının korunmasıdır.