KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın İbrahim Aydemir, Anayasa'mızın 36'ncı maddesini bilirsiniz. Herkesin hak arama hürriyetini Anayasa'mızın 36'ncı maddesi güvence altına almıştır ve bu güvence altına alınırken de biliyorsunuz, devlete karşı bireyi korumak esastır yani devlet daha güçlüdür, birey daha güçsüzdür. Ben Diyarbakır Milletvekiliyim ve diyelim ki Diyarbakır Sur'da yüzlerce, binlerce kamulaştırma söz konusu oldu. Şimdi orada vatandaşlarımızın tamamına yakını garibandır yani yoksuludur, başka yerlerde de bu söz konusu olabilir. Ve devlet gelmiş kamulaştırma yapmış, bir bedel belirlemiş diyelim ki değil mi, kamulaştırmalarda böyle olur yani 20 lira edecek yere diyelim ki 5 lira yazabilir kamu, bu anlamda genelde bu tip uygulamalar söz konusu olur. Buna karşı vatandaş ne yapar? Hak aramak için idare mahkemesine gider, kamunun bu tasarrufuna karşı dava açar ve hakkını arar ve dava süreci devam eder; bu, anayasal bir haktır her vatandaşımız için.

Şimdi, getirdiğiniz maddenin bu maddenin ben vicdansız bir madde olduğunu düşünüyorum ve sizin vicdanınıza güvenirim, o anlamda bunu bir kez daha değerlendirmeniz önemlidir diye düşünüyorum, belki bütün Komisyon olarak değerlendirmeliyiz. Düşünün ki şunu diyorsunuz bakın: Eğer ki bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte yürüyen davalarda veya bundan sonra yürüyecek davalarda vatandaş o parayı gidip de depo edemezse on beş gün içinde hakkı düşer. Diyarbakır Sur'a beraber gidelim, sizin vekil olduğunuz şehirde de gariban mahalleler vardır, beraber gidebiliriz. Orada diyelim ki devlet bir kamulaştırma yaptı, cebine elini attığında cebinden 10 lira, 20 lira para çıkmayan vatandaşa -diyelim ki evi 100 bin lira ediyor, devlet ona 20 bin lira yazmış- diyorsunuz ki: "Gideceksin oraya, 20 bin lira, 50 bin lira parayı yatıracaksın, yoksa hakkını kaybedersin." diyorsun. Bu sizin vicdanınızda nerede bir yere sığıyor, onu anlamadım.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İtiraz hakkı var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır "Bu parayı yatıracaksın." diyorsun vatandaşa.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Size söz vereceğim arkadaşlar.

Evet, tamamlayın siz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Bu parayı depo edeceksin." diyorsun. Öyle değil mi?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır, yanlış anladınız siz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, öyle.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şöyle...

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, böyle bir usul yok ya, lütfen. Yani Sayın Paylan konuşmasını tamamlasın, siz de cevap verirsiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki, tamam.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, bu parayı depo edemezse vatandaş, bakın "Davacı tarafından mahkeme veznesinde depo edilmesi şarttır." diyorsunuz. Davacı kim? Vatandaş ve mahkeme veznesine depo etmesi şartı koyuyorsunuz. Şimdi, cebinde 10 lirası, 20 lirası, 50 lirası olmayan bir vatandaştan bunu isteyip eğer yapamazsa da hakkının düşeceğini söylüyorsunuz. Burada büyük bir adaletsizlik var. Bunu yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Ve bu anlamda, mesela, Diyarbakır Sur'da şöyle bir şey gerçekleşti: Kentsel dönüşümlerde, biliyorsunuz, vatandaşın kendi yerinde kentsel dönüşüm esastır ama orada ne oldu? Ranta açıldı, evler dükkân yapıldı; vatandaş geri dönmeye kalkıyor, o dükkânların rantı oluşmuş, ciddi bedeller söz konusu; buna karşı davalar açıyor ama bu davalar da bir anda önüne hak düşürücü bir engel getiriyoruz. Bu, doğru değil. Yani biz milletin vekilleri olarak milletin yanında olmalıyız, özellikle yoksul milletimizin yanında olmalıyız, onun hakkını düşürücü uygulamalardan geri durmalıyız diye düşünüyorum. Bu anlamda bu maddeye de muhalefet ediyoruz.