| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 28 .01.2015 |
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Genel Müdür bizim sorduğumuz soruları ya yanlış anladı ya da tersten söylüyor. Biz, zaten sizin yaptığınız uygulamalara, niye iyileştirdiniz... Ben söyledim zaten, bir sürü iyileştirmeden bahsettim burada Sayıştay raporlarına da giren. Yani Başkent Doğalgazla ilgili bilançosuna ilave edilen, o sizin söylediğiniz metreküp artışını da ifade ettim, bütün bunlara rağmen, niye o fiyatı bulmuşken 2 katına değil de yarı fiyatına gitti.
Şimdi, diyorsunuz ki "Fiyat arz talep meselesidir." Yani o günkü şartlara bağlıdır, ama ben biliyorum ki, açık ve net herkes de biliyor ki, kim ne derse desin, nasıl tevil ederse etsin, o gün 1 milyar 211 milyonun yüzde 80'ini veren firmanın önünün kesildiği. Yani bir firma gidip 96 milyon lira parasını batırır mı? Veya diğer o dağıtım şirketlerine -sizin de ifade ettiğiniz gibi- 300 milyon doları sokağa atar gibi atar mı? Mümkün mü böyle bir şey? Ha, ondan sonra siz böyle bir firmanın önünü kesiyorsunuz, ondan sonraki öbür ihalede de çıksın, görsün bakalım, hangi delikanlı çıkıp da o ihaleye girip o sizin... Elbette ihale şartlarını sağladınız, şeffaflığı sağladınız, ama ortada bir gerçek var. Yani bunun bu şekilde... Yani ben mesela daha önceki KİT Komisyonunda başka bir şey daha söyledim, TKİ'nin denetiminde söyledim veya EÜAŞ zannediyorum. "Göreceksiniz Orhaneli Termik Santralını Çelikler AŞ alacak." dedim. Yani bir ay önce, ihaleden önce söyledim, ve "Keles Davutlar bölgesinde yapılacak ihale de iptal edilecek." dedim, alın işte, aynısı çıktı.
Yani biz bunları şeyden atmıyoruz veya istihareye falan veya başka bir şeye yatıp da söylemiyoruz. Yani bildiğimiz bir sürü şey var, sizin bu tür şeylere cevap vermenize gerek yok. Yani siz elbette görevinizi mutlaka yapmışsınızdır, dediğim gibi bunlara itirazımız veya suçlamamız olmadı bununla ilgili. Bizim ortaya koyduğumuz değer burada, Sayıştay da "Çok ucuz fiyata gitti." diyor...
BAŞKAN - Merak saikiyle soruyorum Sayın Özensoy.
Şimdi, Özelleştirmenin yaptığı ihale yöntemi belli; bütün herkesi davet ediyor, geliyorlar ve bir taraftan onları birkaç kez artırmaya zorluyorlar, teşvik ediyorlar ve bütün bunlar kamuoyunun gözü önünde oluyor. Sizce burada fiyatın oluşmasıyla ilgili başka ne yapılabilir? İhaleye insanlar davet edilmiş, katılmış, yani sürekli... İhaleyi neye göre tespit edecekler? Fiyatın oluşumunu nasıl sağlayacaksınız?
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Bakın, ben özel sektörden gelen bir adamım, az çok sanayiciliğim...
BAŞKAN - Ben de özel sektörden geliyorum, merak ediyorum.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - O zaman merak etmenize gerek yok, bilirsiniz.
BAŞKAN - Yani satmaya karar verdiğiniz bir şeyi nasıl satacaksınız?
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Bakın, şöyle söyleyeyim, bir önceki ihalede açık ve net bir şekilde o ihaleyi alanın kredi kaynakları kurutulursa, yani resmen "Bu krediyi vermeyin." denirse, hatta şirketlerine operasyon yapılırsa... Ya Karamehmet işte, herkes biliyor, yani Karamehmet'e yapılan operasyonlar ortada. Yani bütün dünya biliyor, burada bir şeyi saklamamıza falan gerek yok. Ondan sonra ikinci ihalede de kime verileceği aşağı yukarı belli, fısıltı hâlinde geliyor, siz de gelin bakalım, orada 1 milyar 162 milyon değil de 1 milyar 170 milyon lira bir teklif verin de görelim bakalım başınıza neler geliyor.
BAŞKAN - Allah Allah!
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Yani Karamehmet'in başına gelenin bin katı sizin başınıza gelecek. Ben iş adamı olsam girmem, bilsem ki milyar dolar kazanacağım verdiğim ihale benim bir şekilde önüm kesilecek... Bu paralar verildi bilmem ne, falan filan da Karamehmet de tutup hemen kasasındaki parayı vermeyecek kredi kaynakları var, vesaire, Torunlar da aynı şekilde yapmıştır.
Dolayısıyla, burada siyaset yapmamıza gerek yok. Ha, ben şunu söylüyorum, siz ihale kapsamında bütün o ihalenin şartlarını, şeffaflık falan hepsini yerine getirmişsiniz, ona şüphe yok, ama fiyat oluşumu noktasında önünüzde böyle bir örnek var. Bir sene önce veya iki sene önce adamın başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiş, başına her şey gelmiş, hatta sadece bu teminatlar değil, şirketlerinin yarısı elinden gitmiş. Yani Turkcell'i de, basın şeyleri de, her şey gitmiş...
BAŞKAN - Neyse, bizim konumuz Karamehmet'in durumu değil.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Hayır, konumuz tabii canım, niye konumuz değil?
Hayır, siz sordunuz "Nasıl bu fiyat oluşmuyor böyle?" diye. İşte, ben söylüyorum, bir ihale öncesinde bir iş adamına yapılanları görüp de ikinci ihaleye nasıl girilir? Bu 3 milyar dolar da olsa, 5 milyar dolar da olsa kimse girmez ihaleye.
BAŞKAN - Tümü için geçerli mi bu? Size göre, bütün herkes dörtte 1 fiyatına satılan bir şeyi sırf önü kesilmesin filan diye girmiyor, orada 7 kişi ihale sürecine katılıyor, sırf onlar da tiyatro oynuyorlar, 7 kişi, 7 tane kuruluş.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Evet, aynen öyle, tiyatro yapıyorlar.
BAŞKAN - Peki, bu sizin görüşünüz netice itibarıyla...
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Ben bunları ispatlarım, her şeyi de ispatlarım, yani bunlarda hiç ispatlanmayacak bir şey yok, herkesin bildiği, "Sağır sultan bile duydu." denilen şeyler bunlar, bunları saklamanın, gizlemenin bir anlamı yok yani.
Bir de ben bir soru sormuştum, Sayıştayın birtakım hassasiyetleri var, işte, devrederken o hassasiyetler gözetildi mi gözetilmedi mi diye.
Teşekkür ederim.