| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve 64 Milletvekilinin; Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi (2/2972) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 24 .06.2020 |
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Şimdi, zaten, arkadaşlar işin hukuki boyutunu anlatılar. Konuyla ilgili çok eski tarihlerde yaşanmış bir örnek vermek istiyorum.
Babillerin meşhur Harun Reşit'i var, bir de onun yarı deli Behlül diye bir kardeşi var. Behlül hep etrafına şunu anlatır: Harun Reşit çok zalim bir insan gibi görünüyor, onun günahlarıyla yanacağım. Ama günün birinde bir kasaba gidiyormuş, o kasaptaki demirlerde bakmış ki hep koyun, kendi bacağıyla oraya asılmış. Gelmiş şakrak oynamış, arkadaşları demiş "Nedir bu?" Ben gördüm ki her koyun kendi bacağıyla asılıyor. Dolayısıyla ben Harun Reşit'in günahlarından kurtuluyorum.
Şimdi, Harun Reşit tarihsel olarak milattan önce 1780-1750, o dönemlerde yaşayan..
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Yok o kadar değil, milattan sonra 800 falan, Abbasilerde o.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Öyle mi, milattan sonraydı, evet.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Abbasilerdir o.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Doğrudur, ben şeyle karıştırdım... Yani Harun Reşit 750'lerde, milattan önce değil, evet.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, Harun Reşit döneminde bile "her koyun kendi bacağıyla" mantığı varken siz bugün bile o mantığı anlamakta zorlanan bir durumdasınız. "Niye" diyeceksiniz, burada diyor ki "Güvenlik soruşturmasına tabi olan kamu görevlilerinin eşiyle, birinci derece yakınları ve hısımlarını..." Şimdi, Türkiye'deki hısımlar, herkes biliyor, akraba. Şimdi bizim yetkili arkadaş diyor ki: "Şu kanunun şu maddesinde tarifi şöyle yapılır." Ya, toplum bunu böyle bilmez ki oradaki istihbaratçı ya da oradaki devlet görevlisi bunu bilmez ki. Kim okumuş?
Şimdi "iltisak" kelimesi yeni girmiş, hukukçu arkadaşlar söylüyorlar, ben birkaç kez baktım, her tarafta "yapışma, bitişme" diye geçiyor. Şimdi, terör örgütüyle bitişme, yapışma -ne bileyim- irtibat içerisinde olma, bunun kararını kim verecek? E, Anayasa'da, kanunlarda -arkadaş anlattı- mahkemelerce bir insanın kesin bir hükmü, suçluluğu yoksa, engelleyici bir durumu yoksa, görevi engelleyen bir husus yoksa problem yoktur. Şimdi, siz bunu istihbaratçılara devrediyorsunuz. Bir de sadece bir bireyin suçu değil, çokça insanın işlemiş olduğu herhangi bir tarihteki bir suça istinaden, o insanı suçluyorsunuz. Şimdi bu, bizim toplumsal sosyolojimizdeki kabile çatışmaları, aile çatışmaları, aşiret çatışmalarına benziyor. İşte, aileden biri birini öldürmüştür, o hâlde diğer kabileden önlerine kim gelirse vurabilirler. Ya da kızlarını kaçırmışlar, o zaman önümüze kim gelirse biz de gidip bir tane kaçıralım. Şimdi, böyle ailede biri bir suç işlemiş o hâlde bu...
"Görev alamaz." Bu ne demektir arkadaşlar? Bunu genişlettiğimiz zaman... Daha önce anlattığım o siyasi boyutu anlatmaya çalışıyorum. Bakın, Ergenekon nasıl ifade edildi sizler tarafından? "Kumpastı." Ben bir "tweet"te miydi, bir yerde karşılaştım: "KCK'liler de kumpasa tabi tutuldu, FETÖ tarafından." diyor. Şimdi, Ergenekon ile Hükûmet anlaştığı için kumpas. Diyelim ki; acaba o KCK içerisine sokulan yönetici HDP'liler AKP'yle anlaşmış olsaydı kumpasa girer miydi, girmez miydi, bu bir.
İkincisi: İstanbul dosyası; 205 kişiden oluşuyor, KCK dosyası. Baş hâkimi, sorgu savcısı ve yanındaki iki hâkim, dördü de şu anda içeridedirler. Dördü de FETÖ'den içeridedirler ama o dosya devam ediyor, niye devam ediyor sizce? Çünkü muhaliftirler. O açıdan arkadaşlar; bu mantık, bu mantığın yarattığı bu kanunlar, bu hukuk anlayışı; günümüzün hukuk anlayışıyla, ahlakıyla, adaletiyle, hakkaniyetiyle, dini inançların gereğiyle uyuşan hiçbir tarafı yok.
Bakunin'in çok güzel bir sözü var, diyor ki; "Bir insanın başına 24 saat iktidar tacını giydirin, zıttına dönüşür..." ve kötü bir laf söylüyor, ben onu söylemeyeyim, söylemek durumunda değilim. Bir de Demirel'e soruyorlar gazeteciler; "Sayın Demirel, siz muhalefetteyken muhteşem demokratsınız ama iktidara geldiğinizde bir başka oluyorsunuz, bu hayırdır?" "Ya, bu doğrudur, siz muhalefetteyken omuzunuzda herhangi bir küfe yoktur ama devletin içine girdiniz miydi sizin önünüze farklı şeyler konuyor." diyor.
Şimdi değerli AKP'liler, biz sizi izledik hep, hep mağduriyetle, demokrasiyle, Avrupa'ya girmeyle, bilmem şöyle yapıldı böyle yapıldı, bunları söyleyerek iktidar oldunuz. Son cümleyi söylüyorum: İktidar sarhoş edicidir, iktidar insanı çığırdan çıkarır, tarihsel olarak bu böyledir. Eğer demokrasiyle, hukukla, özgürlüklerle, vicdanla, dinin ahlakıyla siz bunları frenleyemezseniz... İşte Çiller nereye gitti? Şimdi adını duyan var mı? Kenan Evren nerelere gitti?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Yanlarındalar.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - ANAP ne oldu? Şimdi, kendi içinizde de küçülüyorsunuz. Yarın öbür gün gittiğiniz zaman, beddualara tabi olmayın. Biraz demokrat olalım, biraz... Bunları geri çekelim artık.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Tamam hocam. Peki teşekkür ediyoruz.
Efendim İYİ PARTİ önergesini okutayım mı yoksa?
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Bence bitirelim.