| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve 64 Milletvekilinin; Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi (2/2972) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 25 .06.2020 |
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Değerli arkadaşlar, şimdi, maddede "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sırasında elde edilen kişisel veriler işlenme amacının ortadan kalkması hâlinde veya her durumda iki yılın sonunda değerlendirme komisyonlarınca silinir ve yok edilir." denmektedir. Maddenin (3)'üncü fıkrasında, bu verilerin, işleme karşı dava açılması hâlinde karar kesinleşmeden silinemeyeceği ve yok edilemeyeceği ve mahkemelerin bu konudaki taleplerinin, değerlendirme komisyonunun bünyesinde bulunduğu ilgili kurum ve kuruluş tarafından karşılanacağı ifade ediliyor. Maddede "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sırasında elde edilen kişisel veriler işlenme amacının ortadan kalkması hâlinde değerlendirme komisyonlarınca iki yıl sonunda silinecek." denmektedir.
12 Eylül 2010 referandumuyla kabul edilen Anayasa değişikliğiyle arşiv kayıtlarının silinerek fişlenmenin önünün alınacağına dair vaadin... 15 Temmuz 2016'dan sonra basın aracılığıyla açığa çıktı ki bu kayıtlar silinmemiş ve hâlen devlet arşivinde tutulmuştu. Yine, 2012 yılında basında yer alan bir haberde, polisin kalabalık bir ortamda kimlik kontrolü yaparken kızının önünde "Sen hırsızlık yapmışsın." dediği S.K. adlı baba ve havalimanında çekilecek bir dizi sahnesine, uyuşturucu suçundan kaydı olduğu gerekçesiyle içeri alınmayan A.C.A. adlı oyuncunun Türkiye Büyük Millet Meclisine yaptığı başvurularla, ömür boyu ve öldükten sonra fişlemenin ortadan kalkmadığı görülmüştür. Adli Sicil arşivi ve UYAP dışında, Emniyet ve Jandarmanın yıllardır kendilerine özgü oluşturduğu ikinci bir fişleme sistemiyle kayıtları sakladığı da bu şekilde anlaşılmıştı. Yakın bir zaman dilimi içerisinde arşiv kayıtlarına dair yaşanan bu gelişmeler, 10'uncu maddeyle kayıt altına alınmış kişisel bilgilerle yaşanabilecek fişlenme tehlikesini gözler önüne sermektedir. 10'uncu maddenin ruhu iki devlet anlayışının ruhunu bizlere yansıtmaktadır. Yandaşlar istediği kamu kurumuna rahatlıkla girebiliyorken muhalif kimlikteki insanların kamu kurumlarına alımını imkânsız hâle getirerek geleceğinin ipotek altına alınması için getirilen bu kanun teklifiyle ikili devlet anlayışının yasal boyuttaki inşası bu şekilde oluşturulmaktadır. Bu bağlamda da 10'uncu maddenin kabul edilmesi mümkün değildir.
Yani, bu manada, arkadaşlar, biraz önce de söyledim, yine onunla bağlantısını kuruyorum. İktidara kim gelirse kendi yandaşları için her türlü yolu açıyor, onun dışındaki toplum kesimleri suçlu ve her an her tehlikeyle yüz yüze kalabilme durumuyla karşı karşıya olabiliyor.