| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | 2/2985 Esas Numaralı Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 30 .06.2020 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bugün burada Gıda, Tarım ve Orman Alanlarında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'yle ilgili görüşüyoruz. Bu kanun teklifi 34 maddeden oluşmakta ve işte, 4250 sayılı Kanun, 6831 sayılı Kanun, 4733 sayılı Kanun, 5403 sayılı Kanun gibi -biraz evvel milletvekilimizin de bahsettiği gibi- 12 tane kanunda değişiklik öngörmekte. Burada da 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 6 maddesinde değişiklik öngörmekte. Ben bu Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nu bir araştırdım, baktım; bu kanun daha önce 2007 yılında, 2008 yılında, 2014 yılında, 2018 yılında defalarca değişikliğe uğramış. Bugün de burada 6 maddesinde değişiklik yapılmak istenmekte. Esasında burada yasama faaliyetlerimizin kalitesinin ne denli kötü olduğunu gösteren onlarca, yüzlerce örnekten bir tanesiyle karşı karşıya kalmaktayız. Bunun sebeplerinin araştırılması lazım. Yani, bunun sebeplerinin kanunları her üç dört senede bir defaatle değiştirmemizin sebebinin, sektör temsilcilerinin burada yer almamasından; akademik oda temsilcilerinin burada yer almamasından; akademisyenlerin, uzmanların görüşlerine başvurulmamasından kaynaklandığını ben düşünmekteyim. Evet, elimizde bir tane Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu var ve bu ülkede böyle, defalarca değiştirilen bir kanun var ve bu ülkede ne yazık ki 4 milyon hektarın üzerindeki tarım alanı kullanılmamakta. Yani, bu saymış olduğumuz alan Hollanda'nın yüzölçümünden daha fazla; yani, bunu da bir ironi olarak görmekteyim. Bu kanun teklifinde gıda güvenirliğiyle ilgili, tağşişle alakalı, tağşişe karşı önemli yaptırımlar getirilmekte. Gıdanın güvenliği bir halk sağlığı sorunu, halk sağlığı açısından önemli. Evet, yaptırımların yapılması lazım. Bir taraftan yaptırımlar yapıyoruz ancak bir taraftan da daha önce bu tağşiş konusunda hüküm yemiş insanları rektör yapıyoruz veyahut da önemli kuruluşların mesela Tarım Kredi Kooperatiflerinin, Tarım Kredi marketlerinin başına genel müdür yardımcısı olarak atayabiliyoruz; bence bu da bir çelişkidir.
Ben 1'inci maddeye baktım, söz konusu kanun teklifinin 1'inci maddesine baktım, 3-4 defa okumak zorunda kaldım, hakikaten anlamakta da ciddi şekilde zorlandım. En sonunda, özet olarak anladığım şey: Tekel bayilerinin, biliyorsunuz, akşam saat on ile sabah saat altı arasında alkol ürünü satmaması konusunda bir kısıtlama var. Buradaki cezaları arttırmaya yönelik bir adım atılmış. Neden bu kadar karmaşık bir kanun maddesi yapılmış, onu da anlamış değilim çünkü burada 4250 sayılı Kanun'da yasakları düzenleyen 6'ncı maddede yer alan beşinci fıkradaki, işte biraz evvel bahsettiğim "Alkollü içkiler, 22:00 ila 06:00 saatleri arasında perakende olarak satılamaz." hükmü, aynı fıkradaki diğer iki cümleden ayrıştırılıyor. Bunun gerekçesinin ne olduğunu anlamış değilim.
Bir de cezaları neden bu kadar artırma gereği duyulmuş, onu anlamış değilim. Yani bildiğim kadarıyla, daha önce cezalar 52 bin lirayla 65 bin lira arasında değişiyordu. Ki zaten, sermaye yapısı küçük olan esnafımız için bir yıkım demekti, 50 bin lira, 65 bin lira ceza yemek ciddi bir yıkım demekti. Bu cezalar ağır gelirken, insanlar bu cezaları ödemekte zorlanırken, kredi çekmek durumunda kalırken bu cezaların alt limitinin 65 bin lira olması, 320 bin liraya kadar da bir aralık olması hakikaten de tuhafıma gitti işin doğrusu. Yani bu cezaların artırılmasının bir sebebi olması lazım. Yani elinizde şöyle bir veri var mı: Bu kısıtlama başladığından bugüne kadar kaç tane esnaf, kaç tane perakendeci, tekel satıcısı ceza yemiştir? Toplam tutar ne kadardır? Son yıllarda önemli bir artış var mı ki böyle bir yola başvuruldu? Bu cezaların artırılmasının sebebi nedir? Hakikaten de bu konuya tam anlam veremedim. Eğer varsa böyle istatistiki bilgiler, paylaşırsanız seviniriz.
Bir de şunu görüyoruz yani şunu anlamamız lazım: Bu cezalar, vergi artırımları, kısıtlamalar, bu tip düzenlemeler ülkedeki alkol tüketimini azaltmıyor; belki, alkol üretimini azaltıyor. Mesela, Türkiye'de "millî içeceğimiz" dediğimiz rakı üretimi 2011 yılında 48 milyon litreyken...
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Ayrandı o, biz öyle biliyorduk.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani "ayran" da diyebilirsiniz, ona da bir şey demeyiz.
Ama, biliyorsunuz, Yunanlılarla aramızda da rakının kime ait olduğu konusunda bir husumet var.
Yani 48 milyon litreyken rakı üretimi 2018 yılında 35 milyon litreye kadar düşmüş. Bir yandan yerli üretimimiz düşüyor ama bir yandan da ithal içkilerin alınması ve tüketimi artıyor. Yani esasında, iktidarın alkole bakış açısını Türkiye olarak hepimiz biliyoruz ama "Bu kadar hassas olmamız gerekir mi?" diye de düşünmek lazım. Türkiye'deki alkole bağımlılık oranına baktığımız zaman yüzde 1,5 civarında. Yani Türkiye'de kişi başına tüketilen alkol oranı 2 litre civarında, Avrupa ülkelerindeki en az tüketim oranı bizde. Yani "Alkol bu kadar büyük tehdit mi acaba?" diye düşünüyoruz. Bu cezalar, bu vergiler, kısıtlamalar -dediğim gibi- alkol üretimini belki düşürüyor, resmî alkol satışını belki düşürüyor ama alkol tüketimini düşürmüyor, ondan emin olabilirsiniz. Şu anda, seçim bölgelerinize gittiğiniz zaman denk geliyorsunuz, milletvekillerimiz denk geliyordur yani birçok insan kimyager olmuş durumda yani evler birer atölye hâline gelmiş durumda. Evlerde insanlar kendi içeceklerini yapıyorlar, rakıyı yapıyorlar, şarabı yapıyorlar, birayı yapıyorlar, bira üretmeye başladılar. Tuhaf da bir şey söyleyeyim size: Yani son on yılda, zannedersem, rakının fiyatı yüzde 1.800 oranında artmış. İşte, biraz evvel bahsettiğim gibi, rakının iç piyasadaki arzında çok ciddi bir düşüş olmuş ama rakı tüketiminde herhangi bir değişiklik yok; hatta, daha da fazla arttı çünkü 180-200 lira rakının 1 litresi, evlerde yapılanın maliyeti 40 lira, 50 lira ve insanlar bunları kendileri yapıp içmekten ziyade, artık ayrı bir iş kolu hâline gelmiş, alınıp satılır bir hâlde bu. Yani bu tip yaptırımlar esasında amaca hizmet etmiyor. Ama şunu da unutmayın: Bu sektörde perakende tekel bayisi olarak çalışan 167 bin tane işletme var ve yaklaşık 300 bin insanı bunlar istihdam ediyor. Eğer, bu rakamlar gerçekleşirse, bu cezalar gerçekleşirse bunların birçoğu kapanacak. Bunların kapanması demek ciddi bir durumdur. Bunlar, vergi ödeyen insanlar, devlete yük olmayan insanlar, İşsizlik Fonu'ndan, herhangi bir yerden, herhangi bir şekilde devletten faydalanmayan, tam tersi, vergi veren insanlar, istihdam sağlayan insanlar ve bu insanların birçoğu kapatmak durumunda kalacak.
METİN YAVUZ (Aydın) - Niye kapatsınlar, ben onu anlamıyorum. Zaten bir yasak var.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Efendim, şimdi, evet, bir yasak var ama bakın, şimdi, bu insanların ruhsatı saat bire kadar, bakın ruhsat bire kadar ve diyorsunuz ki bunlara: "Saat onda..."
METİN YAVUZ (Aydın) - Avrupa'daki uygulamaları biliyor musunuz, dünyadaki uygulamaları biliyor musunuz?
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Efendim, biliyorum ama benim dediğim şey şu: Ben yasak olmasın demiyorum, niye bu kadar arttırıyorsunuz diyorum.
METİN YAVUZ (Aydın) - Yasağın olmasının dükkânların kapanmasıyla ne alakası var ben onu anlamıyorum.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Şimdi, şöyle: Eğer birisi 150 bin lira ceza yerse dükkânı kapatır.
METİN YAVUZ (Aydın) - Yasağa uysun.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Peki, şöyle bir şey var: Bakın, efendim, şu anda bu ülkede hava saat dokuzda kararıyor yazın, saat dokuzda kararıyor. İnsanların evine gitmesi saat dokuzu geçiyor. Yani, şimdi, sizin söylediğiniz şey şu, çok güzel bir şey söylüyorsunuz, diyorsunuz ki: "Ceza var, insanlar uysun." İnsanlara diyorsunuz ki: "Saat bire kadar dükkanını açabilirsin, bire kadar ruhsat var..."
METİN YAVUZ (Aydın) - Az önce bir şey sordunuz. 1.500 civarında bir artış var, bu artışın... Müesseselere bakıldığı zaman, hep aynı kişiler yani cezasını ödemiş, işine devam etmiş; cezasını ödemiş, işine devam etmiş. Bu engellenecek, gayet basit yani.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - O zaman şunu yapabilirsiniz: Yani söylediğiniz şey doğru, işte, beş yıl içerisinde 3 defa ceza yiyenin ruhsatının iptal edilmesi doğru, ona bir şey diyemem ama rakamların yükseltilmesindeki gerekçeyi ben anlamış değilim. Aynı insanlar yapıyorsa bunu, aynı insanları bunu alışkanlık haline getiriyorsa şunu diyebilirsiniz, onda gayet haklı olabilirsiniz: "İşte beş yıl içerisinde 3 defa bu suçu..."
METİN YAVUZ (Aydın) - Cezada artış yok.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Bakın, benim bildiğim kadarıyla, daha önce 300 bin lira ceza veriyor muydunuz, verebiliyor muydunuz? Şimdi, o zaman -ben yanlış biliyor olabilirim, bir daha bakmam lazım- İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu'ndan bahsediyoruz değil mi? Bu da nereye atıf yapıyor? 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 8'inci maddenin 5'inci fıkrasının (k) bendinde öngörülen idari para cezası. Orada, benim bildiğim kadarıyla "20 bin liradan 100 bin liraya" gibi bir rakam var.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL DENLİ - Hayır. 2020 verileri 63.815 lira ile 319.112 lira.
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - O yeni değerlenmelerle.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL DENLİ - 63.815 lira ile 319 bin...
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - 320 bin değil ama.
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - 19 ya; 20 değil, 19.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - 320 bu kanunla geliyor, ben yanlış bilmiyorum değil mi?
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL DENLİ - 319.112 lira. Zaten onu yuvarlayarak 320 bin lira...
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - 900 lira artmış.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Doğrudur o zaman, kusura bakmayın, benim baktığımda 20 bin lira ile 100 bin lira arasında bir rakam vardı.
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - O değerlenme rakamları oluyor, her yıl değerleniyor ya yeniden.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Yani herhangi bir artış yok o zaman, cezalarda herhangi bir artış yok?
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL DENLİ - Sadece ruhsat iptali.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Peki, o zaman niye cezaların artışından rahatsız oluyor diyorsunuz bana, onu anlamadım ben de. Artmadıysa bunu söyleyebilirdiniz yani daha önce.
METİN YAVUZ (Aydın) - Ruhsat iptali cezaların en ağırı zaten, Sayın Milletvekilim.
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Tamam, artık ondan sonrasına gerek kalmıyor, bir şey kalmıyor ortada yani.
Evet, arkadaşlar, tamamlayalım lütfen.
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Neyse, o zaman tamamlıyorum. 320 binlere kadar... O zaman basında çıkanlar yanlış bilgilendirme, yani cezaların arttırıldığı falan yok, öyle bir durum yok. Tamam onu öğrenmiş olduk biz bu şeyde, yuvarlama olduğu...
Peki, neden böyle bir şeye gerekçe... Niye bir tane (f) bendi ilave etmeye ihtiyaç duydunuz?
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HUKUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR VEKİLİ DURSUN KELKİT - O kanun yapma tekniğiyle ilgili...
AHMET VEHBİ BAKIROĞLU (Manisa) - Hayır, hayır, niye ayrıyeten bir (f) yani niye o...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Kanunda ne geçiyor o? Kanunda ne geçiyor ceza miktarı? Şu anda yürürlükte olan kanunda ceza miktarı ne geçiyor?
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL DENLİ - Yüzde 15.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ne zaman değiştirildi o kanunda?
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TÜTÜN VE ALKOL DAİRESİ BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL DENLİ - Bu, ilk kurulduğu andan itibaren her yıl yeniden değerleme oranıyla güncellenen rakam. 2020 yılı için 63.815 lira ile 319.132 lira arasında değişiyor.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şunu neden yaptınız peki: Yani mesela burada 4250 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesinin beşinci fıkrasından bahsediyorsunuz, 3 tane cümleden oluşuyor, bunu ayırmaya neden gerek duydunuz? Şimdi burada diyor ki: "Alkollü içkiler, otomatik satış makineleri ile satılamaz..."
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HUKUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR VEKİLİ DURSUN KELKİT - Sayın Vekilim, izin verirseniz anlatacağım.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Buyurun.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HUKUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR VEKİLİ DURSUN KELKİT - Tamam, çok haklısınız.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya bunlara hiç (f) bendi koymaya gerek yoktu, hiçbir şeye gerek yoktu baktığınız zaman.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HUKUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR VEKİLİ DURSUN KELKİT - Efendim, birinci ve ikinci cümleler bu internet ve uzaktan satışlarla ilgili, bizim alanımız dışındaki bir yaptırımcılık. Biz bu 22.00 ile 06.00 arasındaki satış yasağını tekerrür hâlinde şeye bağlamak için o fıkrayı ayırmak durumundaydık yani ayrı bir fıkra, o cümleden, üçüncü cümleden ayrı, tamamen hukuk tekniğiyle ilgili bir konu. 18 yaş altı için de aynı şey söz konusu. Burada bağımsız birer fıkra hâline getirerek hem 18 yaşı hem de 22.00 ile 06.00 arasındaki satış yasağını, tekerrürü de buna yaptırım olarak ekleyebilmek için diğerlerinden ayırmak durumunda kaldık yani hukuk tekniğiyle ilgili bir konu.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ondan böyle bayağı bir karışık hâle geldi.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI HUKUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR VEKİLİ DURSUN KELKİT - Biraz dolambaçlı olduğunun farkındayız ama başka çözümü yoktu Sayın Vekilim.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Hocam.