| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | 2/2985 Esas Numaralı Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 30 .06.2020 |
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, aslında bizim, kurumların burada yıpratılması gibi bir düşüncemiz yok. Kurumlar kamu kuruluşudur, hepimizindir ama iş ve işleyişle alakalı bir sıkıntı varsa bunu da düzeltmek öncelikle biz yasa yapıcıların görevidir. Dolayısıyla Hasan Hocama teşekkür ediyorum. Gerçekten ülkemizde ve dünyada gelecekte en büyük tehlike -sadece tarımsal üretimde değil- insanların da ihtiyacı olan suyla alakalı sıkıntılar olacak yani ben söylemiyorum, uzman arkadaşlar bunu söylüyor. Dolayısıyla burada akıllı bir iş yapacaksak, su konusunda ihtisaslaşmış hangi kurum varsa bu kurumların suyla alakalı devrede olması, yönetiminde olması, bakım onarımında olması, kısaca iş ve işleyişiyle ilgili sorumlu tutulması gerekiyor.
Ülkemizde Devlet Su İşleri diye bir yapı var, sulama faaliyetleri yürütüyor; sulama birlikleri de benzer faaliyetleri yürütüyor, sulama kooperatifleri de benzer faaliyetleri yürütüyor. Bir handikap var kooperatiflerde. Kooperatifler, sulayıcıların, küçük sulayıcıların daha çok kırsalda kurdukları bir yapı. Dolayısıyla burada ekonomik olarak sıkıntıları var. İdare yönünden, idareci pozisyonunda tecrübeli olmayan insanlar bu işin içinde. Bunun Devlet Su İşleri gibi bir kurumda kalırsa bakım onarımının, su tekniklerinin, teknolojilerinin anında oradaki kooperatiflere uygulatılmasıyla alakalı daha büyük katkı yapacaktır. Şimdi burada Devlet Su İşlerinden bu yetkinin alınıp Tarım Bakanlığına verilmesi bizi böyle çok sıkıntıya sokmaz ama biz burada yasa yapıyoruz, insanlar faydalansın diye bunu düşünüyoruz. Dolayısıyla suyla ilgili bütün sevk ve idarenin Devlet Su İşlerinde kalması, gelecekte suyla ilgili sıkıntıları çözme noktasında bir ön alma olarak da düşünülebilir. Dolayısıyla Tarım Bakanlığına bunun devredilmesi bence sakınca doğurur. Kaldı ki tarım teşkilatlarının yerel kuruluşlarında zaten ziraat mühendisleri, veterinerler, teknik arkadaşlar masa başında evrakla uğraşmaktan, alanda ne oluyor ne bitiyor bilmiyorlar, çoğu zaman oraya yetmiyorlar. Şimdi biz, bir de burada tarım teşkilatlarına suyla alakalı bir sorumluluk vererek iş yükünü artırıyoruz, oysa orada hazır kurulu bir düzeni var Devlet Su İşlerinin. Bunun bu şekilde düşünülerek ve hizmet bütünlüğü için suyun korunması gerektiği noktada suyu koruyabilecek önlemlerin de oradaki yetişmiş insan varlığından dolayı Devlet Su İşlerinde kalması çok olumlu olacaktır. Arkadaşlar, yani bunu lütfen salt biz muhalefet ediyoruz diye söylediğimizi düşünmeyin. Kurumlar bizim kurumlarımız, bu bir gerçek. Dolayısıyla burada bakanlıkların ayrılması da yarın hizmetle ilgili bir çelişkiye neden olabilir sorumluluklar bakımından. Bugün Tarım ve Orman Bakanlığı bir bütündür, su da Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde ama Devlet Su İşleri farklı bir bakanlığa geçtiği anda oradaki bütünlüğü nasıl sağlayacağız? Bu bir sorun yaratabilir ileride.
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Teşekkürler.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Bitirmedim Başkanım, çok özür dilerim, çok konuşkan bir insan değilim ama...
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Buyurun.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Şimdi, TARSİM dendiği zaman ben şunu bir söyleyeyim bir defa: Tarım Sigortaları Kanunu'nu kim gündeme getirdiyse Allah razı olsun. Şimdi, burada bu gündeme getirildi, yürürlüğe girdi; hayırlı bir iş, hayırsız diyor muyuz? Ama arkadaşlar iş ve işleyişinde sıkıntı var, bu da bir gerçek. Şimdi, bunu düzenlemeyelim mi? Şimdi, ben bir şey söylüyorum Sayın Başkanım, 6,5 milyar yanılmıyorsam değil mi Sayın Bakan zarar karşılında tazmin edilen?
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI FATİH METİN - Evet.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Peki, aracılık hizmetleri veren şirketlere 2006'dan bu tarafa ne kadar para ödedik?
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI FATİH METİN - Bendeki şu andaki rakamları size aktarayım.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Ben size söyleyeyim. Yüzde 20 alıyorlar poliçe başına, doğru mu? TARSİM'le ilgili yüzde 20, bildiğim için iddialı konuşuyorum.
Değerli arkadaşlar, 2006'dan 2020'ye kadar on dört yılda ayrılan bütçenin zaten yüzde 200'ü, 300'ü aracılık hizmetleri veren şirketlere kaldı. Bunlara değinelim Başkanım, yazık günah. Çiftçi veriyor, devlet de havuza para veriyor ama beş senede verilen yüzde 100 rakam gidiyor, yüzde 20'yle hesaplarsak günde.
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI FATİH METİN - Biraz önce arz ettim, sabahtan bu yana her söz alan milletvekilimizin mutlaka TARSİM'e değinmiş olması ilgimi çekti, notumu aldım ve bütün eleştiriler yapıcıydı. Bu konuda bizim de hazırlıklarımız var, daha önce de ifade ettim, bu hazırlıklarımız noktasında, revizyonlarımız noktasında sizleri bilgilendireceğiz. Siz de inanacaksınız ki "Ha, bak doğru yoldasınız." Bilgilendireceğiz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Bakan, tamam ama bu konu çok önemli çünkü alanda bilakis bu işlerle uğraşmış birisi olarak söylüyorum, benim kimsenin kazancında gözüm yok.
METİN YAVUZ (Aydın) - Komisyoncuyu ortadan kaldırmıyorsunuz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Hayır, yok, kalkmasın ama yüzde 20 de çok büyük bir miktar yani yüzde 5 olabilir çünkü hiçbir şey yapmıyor. Zaten sigortacılık faaliyeti gösteriyor, poliçe düzenliyor, hiçbir riski yok; yüzde 20 arkadaşlar, böyle bir kazanç nerede var? Dolayısıyla gerçekten bir hayırlı iş yapacaksak bunu yapalım. Yani burada o zaman Tarım Sigortaları Havuzu da daha tasarruflu davranmak için çiftçiden kısmaz, bir kaynak yaratmış oluruz; bu bir öneri, gerçekten TARSİM'in çok gelişmesi ve TARSİM'in mutlaka hayatta kalması gerektiğini düşünen bir çiftçi olarak söylüyorum bunu. Dolayısıyla bunlar şart. Bugün, belki tartıştığımız noktalar farklı yerlere gidiyor olabilir ama bir daha söylüyorum, söylemekten hiç çekinmiyorum: kurumlar hepimizin; bu kurumların işlemesi bu ülkenin geleceği açısından ezilen, emek çeken çiftçinin ayakta kalması açısından gerekli kuruluşlar. Şimdi orada bazı şeyler var, hani, sulama birliklerinin tasarrufuyla ilgili siz iyi niyetinizle bir şey söylediniz ama Sayın Bakan, burada şunu söyleyeyim:
Şimdi, orada sulayıcılar yönetimdeyken orada çalışanları da biraz daha ekonomik anlamda rahatlatarak, ücretlerini biraz daha dolgun vererek daha iyi hizmet etmeleri noktasında düşünüyorlardı. Şimdi geldiğimiz noktada kayyum ve yıllık artışlara göre ücretler artıyor, dolayısıyla oradan bir tasarruf oldu. Ben size şunu söyleyeyim: Özellikle pompajlı sulamalarda -Mersin'i de burada ayrı tutmayalım- bir Pamukluk Barajı var, yılan hikâyesine döndü, burada yıllarca önce, 2015'te faaliyete girmesi lazımdı. Beş yıldır... Ben şu anda dekarda 190 liraya narenciye suluyorum, dekarda 900 liraya muz üreticisi suluyor -bunlar rakam beyler- 600 liraya Erdemli'deki çiftçi narenciye suluyor. Dolayısıyla beş yıldır bitirilmesi gereken yatırım tamamlanamadığı için bu kadar fazla parayla bahçeleri suluyoruz, arazileri suluyoruz. Ben burada sulama birliklerinin ısrarla sulayıcılar tarafından yönetilmesinin gerçekten doğru olacağını düşünüyorum çünkü anlık müdahaleler biraz daha bürokrasinin ortadan kaldırılıp gece on birde bile başkanın müdahale etmesi gereken sorunlar oluyor, yıkıntılar oluyor, kesintiler oluyor, arızalar oluyor. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Ben umuyorum ki, Hasan Hocamın da dediği gibi, bu madde çıkarılır yasa teklifinden, Devlet Su İşlerinde kalır. Devlet Su İşlerinin sevk ve idaresinde bu konuda güzel bir su yönetimi sergilenir diye düşünüyorum.