| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Aydın Milletvekili Metin Yavuz ve 60 Milletvekilinin, Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2985) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 01 .07.2020 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, hakikaten de bu önemli sorunlardan bir tanesi bu tağşiş ve taklit. Bir kere birincisi halk sağlığı sorunu, ikincisi haksız rekabete sebebiyet veren, gerçekten namuslu üreticinin zarar görmesine sebebiyet veren bir olay bu. Neler var? Genelde enerji içecekleri, bal, toz biber, siyah çay ve en çok da zeytinyağı. Ben de bir zeytinyağı üreticisiyim. Bizim en çok, en büyük zeytinyağı üreticilerinin, sektörün en büyük sıkıntılarından bir tanesi bu tağşiş olayı. Mesela şimdi ben burada kime sorsam hepimiz zeytinyağı yiyoruz değil mi? Yani buradaki herkes mutlaka evinde zeytinyağı yiyordur, öyle mi? Herkes kafa sallıyor, yiyordur.
BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Biz bilmiyorduk ama benim eşim Manisalı olduğu için bize anlattı, öğrendik de...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şimdi herkes zeytinyağı yiyor. Kime sorsak zeytinyağı yiyor ama Türkiye'de, bu ülkede herkese zeytinyağı yedirecek kadar üretim yok. Yani ülkedeki kişi başı ortalama tüketim 2 kilogram, 2 litre olması gerekirken, yapılan anketlerde sorulduğu zaman 3 kilo-4 kilo gibi bir rakam çıkıyor. İnsanların esasında büyük bir çoğunluğu zeytinyağı diye başka bitkisel yağları yiyor, yani, işte, palm yağı yiyor, ayçiçek yağı yiyor, pamuk yağı yiyor. Hatta zeytinyağını hiç bitkisel yağ olmadan da yapabiliyorlar çeşitli renklendiricilerle, işte, boyalarla bunu yapabiliyorlar. Bu hakikaten de bizim için çok büyük bir sıkıntı. Ama Bakanlık çeşitli aralıklarla açıklıyor, 300 tane firma, 150 tanesi zeytinyağı firması, 200 tane firmanın yarısı zeytinyağı firması. Ama, anladığım kadarıyla, bu buzdağının görünen kısmı. Bakanlığın yakalamış olduğu bu tağşiş yapan firmalar bu görünen kısmı çünkü Türkiye'deki hâlen daha büyük bir çoğunluk tüketici bunu üreticiden alıyor, tanıdığından alıyor, ambalajsız yağ alıyor ve bu yağlarda da ciddi şekilde tağşiş olayı var. Bunun önüne geçmek için evet, denetimlerin hakikaten de çok sıklaştırılması gerekli. Bunun için yeterli, yetkin eleman lazım. Biraz evvel arkadaşlarımız bunu söyledi -mesela nasıl olacak bilmiyorum da- bakıldığı zaman listelere, 1 tane firmanın 8 tane markası var, 8'inde de tağşiş çıkmış. Yani, bunlar zaten genelde merdiven altında, mesela bu işin en çok yapıldığı yerlerden bir tanesi Uşak. Zeytinyağı üretimi yok orada fakat Uşak'ta çok ciddi bir zeytinyağı üretimi var, zeytin ağacı olmayan bir yerde ciddi bir zeytinyağı üretimi var. Bunlarla baş etmek hakikaten zor, denetimlerinin sıklaştırılması gerekli, bir de zeytinyağı primlerinin artırılması lazım, benim görüşüm. Yıllardan beri zeytinyağı primi 80 kuruş ve yıllardan beri sektörde üreticilerin, sektörde çalışanların talebi bu, diyorlar ki: "En az 2 lira, 2,5 lira olması lazım." fakat bu yerine getirilmiyor. Zeytinyağının priminin artırılması, yani işte belki, zeytinyağının sisteme girmesini... Yani, şu anda herhâlde zeytinyağının, üretilen zeytinin yarısı sistemdedir, geri kalanı da kayıt dışı. Çünkü, işte, bizim Akhisar'da 10 bin tane zeytinyağı üreticisi var, bunun 5 bin tanesinin ÇKS kaydı var, bunun 1.500 tanesi prim için başvuruda bulunuyor. Yani, çok ciddi rakamlar var, bunun büyük bir kısmı kayıt dışı. Zeytinyağı primlerinin yükseltilmesi kayıt içine sokacaktır, belki bu tağşiş olaylarını da biraz daha indirecektir. Onun dışında diyecek bir şeyim yok.
Teşekkür ederim.