KOMİSYON KONUŞMASI

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii ki bu piyasada satılan tağşişli ve sahte gıdaların, bu işi yapanların cezalandırılmasıyla ilgili burada bir madde bulunması çok önemli. Yalnız, çok önemli maddelerden bir tanesi de yanıltıcı yayın. Şimdi, burada, öyle bir şey öngörüyor ki kanun: "...her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği konusunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar..." diyor. Şimdi, burada, şunu söylemek istiyorum, bir örnek vereceğim: Greenpeace'in Akdeniz Temsilcisi Bülent Şık pazarda bir araştırma yapıyor. İşte, 90 adet patlıcan, biber, domates, salatalık gibi sebze ürünleri alıyor. Bunların yüzde 14'ünde pestisit kalıntısı çıkıyor, yüzde 46'sında da pestisit ve pestisitlerin hormonal kalıntısı çıkıyor. Şimdi, Bülent Şık Beyefendi bu çalışmasını kiminle paylaşacak? Bunu kamuoyuna nasıl duyuracak? Böyle bir sıkıntının olduğunu, iletişim araçlarını kullanmadan nasıl ifşa edecek, ortaya çıkartacak?

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Paylaşabilir, hiç sorun yok.

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Şimdi, bakın ama burada, Başkanım, özellikle okudum: "...her türlü yazılı ve görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları" Bakın bunlar iletişim araçları...

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Bir cümle söyleyebilir miyim? Açıklayıcı olacağını düşünüyorum. Sonra devam edin lütfen.

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Buyurun, teşekkür ederim.

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Bu "yanıltıcı yayın" kavramının sınırlarını özellikle çok net belirliyoruz. Yani, Tarım ve Orman Bakanlığının karar verebileceği bir süreç olması lazım. Bunu kim belirleyecek? Bilim kurulu kuruyoruz.

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Mesele bu.

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Başka bir şey daha var, sizinkine cevap olacak şekilde.

Neticede bu, bir analiz yaptırdı değil mi, bir laboratuvara götürdü, baktırdı. Bu, laboratuvarın sonucu elindeyse zaten bu bir belgedir, kanıttır, çok rahatlıkla açıklayabilir. Orada hiçbir sorun yok.

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Başkanım, teşekkür ederim.

İşte, sıkıntı burada. Yani, bunun ortaya konulmadığı, çerçevesinin çizilmediği bir noktada direkt böyle yasaklar getirilince akla şu geliyor: Yani, ülkemizde karnemiz düşük bu anlamda. Basın-yayın organlarından toplumun bilgi alması noktasında özgürce hareket eden basın elemanlarının cezaevlerinde sorgusuz sualsiz bekletildiği bir ortamı yaşıyoruz. Dolayısıyla, özellikle burada, Bayer firmasının, Almanya'da ortaya çıkan -az önce de bahsettim- pestisit raporları gündemde. Yani, şimdi, bununla ilgili... Sayın Orhan Sarıbal ziraat mühendisi; siz, bu konuda öğretim üyesisiniz, hocasınız. Yani, bu konularla ilgili basın-yayın organlarında bir oturuma katıldınız. Yani, bu hâliyle bunları konuşmak suç sayılacak bir çerçeve çiziyor gibi geliyor Başkanım.

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Yok, yok.

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Dolayısıyla burada, tanımın sınırları açıkça çizilmeli, "gerçeğe aykırı yayınlar" ifadesi netleştirilmeli, özellikle Ziraat Mühendisleri Odası, Ziraat Odaları, Gıda Mühendisleri Odası. Yani, bu konuda, sivil toplum kuruluşları dediğimiz kuruluşların temsilcileri bu konulardaki görüşlerini mutlaka özgürce açıklayabilmeli, buna da imkân tanınmalı. Ama bu madde bu hâliyle uygulanacak olursa yarınlarda yine basın-yayın, gazetecilerin cezaevine atıldığı ve Bülent Şık gibi duyarlı bir arkadaşımızın yaptığı bu çalışmalardan dolayı cezaevine girebileceği bir ortamı yaşarız, bundan da hepimiz üzüntü duyarız diye düşünüyorum.