KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, tabii, geneli hakkında değerlendirmede bulunmadan evvel Komisyon Başkanlığınıza yazılı olarak da bir başvurumuz oldu, Anayasa'ya aykırılık ve bu nedenle, bu iddiamızın incelenmesi amacıyla teklifin Anayasa Komisyonuna sevkini talep ettik. Hangi maddeler açısından dediğimizde, Anayasa'nın 2, 11 ve 135'inci maddeleri dikkate alınarak Anayasa'ya aykırılığını usul yönünden Türkiye Büyük Millet Meclisi Tüzüğü'nün 26'ncı maddesine aykırılık taşıdığı gerekçesiyle de bugünkü görüşmelere son verilip Anayasa Komisyonuna sevk edilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz.

Bunun gerekçesini de şöyle izah edeceğim müsaadenizle: Şimdi, bakın, niye biz böyle bir iddiada bulunuyoruz? Birincisi, Anayasa'mızın 135'inci maddesinin birinci fıkrası açık. Burada der ki: "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel faaliyetlerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadıyla kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir." Yine "Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı Anayasa'nın 11'inci maddesinde "Anayasa hükümleri yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz." denilmekte.

Şimdi, Sayın Başkan, bir hususu siz de gayet iyi biliyorsunuz. Birincisi, Anayasa'mıza çeşitli şekillerde Anayasa'ya aykırılık iddiaları Anayasa Mahkemesinin önüne gider. Anayasa Mahkemesi bir hususta karar verdiği zaman o konuda iradesi ortaya çıkmıştır. Her somut olayın bire bir birbiriyle aynı olmasını beklemek imkânsızdır. Bunu beklerseniz, o zaman bir içtihat, hukukta içtihat mantığından koparılmış oluruz. Ben şimdi bu iddiamızın temeli olarak Anayasa Mahkemesinin düşüncesini de belirteceğim yani bu neden Anayasa'ya aykırı?

Şimdi, Anayasa'mızın 135 ve 11'inci maddeleri hatta hukuk devleti ilkesini güvence altına alan 2'nci maddesi birlikte ele alındığında kamu kurumu niteliği taşıyan baroların mesleki birliği bozacak şekilde ayrıştırılması, aynı coğrafi alanda birden fazla baronun kurulmasının mümkün kılınması Anayasa'ya aykırıdır. Önümüze getirilen bu teklifi doğrudan ilgilendirir boyutta Anayasa Mahkemesinin de kararları ortada. Hükûmetin kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinden Türk Optisyen Gözlükçüler Birliğine ilişkin sınırlayıcı iş ve işlemlerde özerkliğini yok edici yasal düzenlemesine ilişkin 2018 yılında aldığı, bugün önümüze getirilen teklife şamil edebilecek nitelikteki kararı aynen şöyledir Sayın Başkan. Bakın ne diyor Anayasa Mahkemesi: "Anayasa'nın 135'inci maddesinde meslek kuruluşlarının karar ve yönetim organlarının seçimle göreve gelmesinin öngörülmesi ve sorunlu organlarının görevlerine yargı kararıyla son verilebileceğinin kurala bağlanması bu kuruluşların özerkliğine işaret etmektedir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına özerklik tanınmasının nedeni belli bir mesleğe mensup olanların faaliyetlerini hizmetin gereklerine ve kamu yararına uygun bir şekilde sürdürmelerini güvence altına almaktır. Meslek kuruluşlarının özerkliği, merkezî idareden bağımsız olarak karar ve yürütme organlarını seçebilme, ilgili meslek faaliyetleriyle sınırlı olmak üzere üyelerini ve örgütlerini bağlayıcı karar alma ve uygulama, meslek mensuplarının uyacağı ilke ve kuralları belirleme ve üyeleri hakkında disiplin tedbirleri uygulama hak ve yetkisini içermektedir. Diğer yandan, idari özerklik ile idari vesayet arasında ters orantılı bir ilişki bulunmaktadır. İdari vesayet yetkisinin kapsamının genişlemesi idari özerkliği daraltmaktayken idari vesayet yetkisinin kapsamının daralması ise idari özerkliği genişletmektedir. Bu sebeple idari vesayet yetkisi idari özerkliğin sınırını oluşturmaktadır. Buna göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları sınırsız bir özerkliğe sahip olmayıp devletin idari ve mali denetimine tabidir. Bununla birlikte söz konusu vesayet yetkisi bu kuruluşların özerkliğini anlamsız kılacak ölçüde düzenlemelere imkân vermemektedir. Hiç kuşkusuz Anayasa Mahkemesi idari vesayet yetkisine ilişkin bir kanun hükmünü denetlerken söz konusu kamu kurumu niteliğindeki kuruluşun sahip olduğu idari özerkliği ne ölçüde etkilediğini ve onu anlamsız hâle getirip getirmediğini belirlemek durumundadır. TOGB, kanunda belirtilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak üzere kurulan, tüzel kişiliği haiz, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşudur. Kanunun geçici 4'üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre yönetmeliklerle düzenlenmesi öngörülen konular birliğin yurt içindeki ve yurt dışındaki faaliyetleri, organları, görevleri, toplantıları, karar alış usulleri, gelirleri, giderleri, organlar için seçim, seçilme yeterliliği, seçimlerin yapılış usulü, mesleki sicil, hizmet bedellerinin ve aidatın tespiti, disiplin cezaları ile infaz ediliş usulleri, odalar ve birlikle ilgili diğer iş ve işlemlerle ilgili hususlardır. TOGB Merkez Yönetim Kurulu tarafından hazırlanacak bu yönetmeliklerin Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi için Sağlık Bakanlığının uygun görüş vermesi gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı uygun görüş vermediği sürece bu yönetmelikler Resmî Gazete'de yayımlanamayacağından ve dolayısıyla yürürlüğe girmeyeceğinden söz konusu uygun görüş idareye tanınan onama yetkisi niteliğindedir. Kural bu hâliyle, TOGB'nin hemen hemen bütün faaliyetleriyle ve işlemleriyle ilgili düzenlemelerde onay yetkisini Bakanlığa vermektedir. Böylesine geniş bir idari vesayet yetkisinin kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının özerkliğiyle bağdaştığı söylenemez. Dolayısıyla kural, Anayasa'nın 135'inci maddesi gereğince sahip olduğu idari özerkliği anlamsız hâle getirmektedir. Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 135'inci maddesine aykırıdır, iptali gereklidir." demiştir.

Şimdi, Sayın Başkan, bakın, bir konu çok açık, bu Anayasa Mahkemesi kararını olduğu gibi okudum. Burada, 135'inci maddede... Kaldı ki barolardan bahsediyoruz yani kamu kurumu niteliğindeki bütün meslek kuruluşları şüphesiz önemlidir ama toplumdaki etkisi bakımından bir değerlendirme yaptığınızda, barolara ilişkin bir düzenlemenin topluma, yasalarımıza, yargımıza olası etkileri göz önünde bulundurulduğunda, burada onların özerkliğini zedeleyecek ve Anayasa'nın 135'inci maddesine aykırılık oluşturacak bir teklif söz konusu. Bunun bu hâliyle burada görüşülmesi yanlıştır. Dolayısıyla, görüşmelerin sonlanıp Anayasa Komisyonuna bu iddianın değerlendirilmek üzere havale edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Geneli hakkında da bu kısım değerlendirildikten, Komisyon bir karar verdikten sonra devam edeceğim müsaadenizle.