| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile 182 Milletvekilinin Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2999) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 04 .07.2020 |
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu yasayla ilgili avukat ve hukukçu arkadaşlarımız bayağı uzun şeylerden ve yasanın getireceği sıkıntılardan bahsetti ve bahsedeceğiz ama ben bir hekim olarak şu andaki ortamımızın bize vermiş olduğu sıkıntıdan öncelikle birazcık bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz, Covid-19 salgınına maruz olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Kalp damar cerrahı olduğum için konuya hâkim olduğumdan sizlere biraz bilgi vermek istiyorum arkadaşlar.
Bakın, 1.179 ile 1.400 küsur arasındaki bir yeni vakanın olduğu bir dönemde şu anda bu salonda toplanıyoruz arkadaşlar. Ama en daha kötüsü yoğun bakımdaki hasta sayımız günden güne artıyor ve daha da kötüsü solunum cihazına ihtiyaç olma sayımız artıyor ki gerek yoğun bakımdaki hasta sayımızın artışı gerek solunum cihazındaki hasta sayısının artışı bu insanlarımızın yüzde 80'inine yakının öleceği anlamına gelir arkadaşlar. Bakın, şimdi bu taraf kalabalık, orası sakin diye düşünüyor olabilirsiniz, yirmi yedi saattir buradayız, bu virüsü on beş yirmi dakikadan sonra buradaki oraya, oradaki buraya veya yanımıza gelen herhangi bir arkadaş bizlere bulaştırabilir. Bir kere bunu bilin arkadaşlar.
OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - O zaman maskeyi çeneye değil de yukarıya...
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - İstediğiniz kadar efendim... Refleks olarak indiriyoruz.
OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Doktorlar öyle diyor ama siz de doktorsunuz.
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Efendim "Yüzde 70-80 korur." diyor ama mecburen bunu bazen indiriyoruz ve konuşurken indiriyoruz.
Ben bir ay önce yoğun bakımda bir doktor arkadaşın durumunu görmek için girdim. Keşke o yoğun bakımdaki doktor arkadaşımın gözlerinin içindeki "ölsem de kurtulsam" hissiyatını görseniz...
OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Allah korusun hepimiz.
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - ...inanın, hepiniz şuradan teker teker kaçardınız arkadaşlar. Ama maalesef olayın ciddiyetinin farkında değiliz. Bence gelin, bu yasayı çekelim, şuradan kol kola hep beraber hızlıca kaçıp gidelim diyorum ama şimdi yine ister istemez biraz da yasayla ilgili konuşmak istiyorum.
OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - E daha kolayı var yani bir an önce geçirelim.
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Şimdi, iktidarın derdi, saraya biat etmeyen ve muhalif olan bütün meslek gruplarını "İyi icra etmiyor" bahanesiyle dizayn etmek. Kimin istediği malum olan ancak seçimlerle bu görevlere gelmiş baroların istemediği bu düzenlemeleri yaparak kendi çıkarlarınıza göre dizayn etmeye çalışmanız antidemokratik bir yaklaşımdır. Bakın, size şirin görünen Barolar Birliği Başkanı ve baro temsilcisi de bu yasaya karşı olduklarını söyledi.
Yapmak istediğiniz bu düzenlemeler ülkemizin kuruluş felsefesine aykırıdır. Devletin bütünlüğünün ayarlarıyla oynuyorsunuz arkadaşlar. Barolar bölünürse herhangi A barosu hangi iktidar hâkimse onun yanında olur, böylelikle parti baroları oluşur. Barolar siyasete göre değil, evrensel hukuk ilkelerine göre hareket etmelidir. Bağımsız savunma hakkı halkın güvenliği için teminattır. Baro sisteminin değişmesiyle savunmanın bağımsızlığı da yok edilecektir. Baro sisteminde yapılmak istenen değişiklikle temelde savunma mekanizmasının bölünmesi amaçlanmakta, bu sayede baroların ağırlığının ve baroların verdiği "hukukun üstünlüğü ve insan hakları" mücadelesinin ortadan kaldırılmak istendiği aşikârdır.
Bu düzenlemeyle meslek etiği zayıflayacaktır. Avukatlar bağımsız meslek örgütlerini kendileri koruyacağından eminken diğer yandan meslek ahlakına ve kurallarına aykırı davrandıklarında cezalandırılacak bir meslek kuruluşunun varlığını düşünerek hareket eder, belli bir disiplin içinde kalırlar. Ama çoklu baro söz konusu olduğunda ise avukatlar tarafından meslek etiği ve kuralları daha gevşek uygulanacak ve meslek etiği zayıflayacaktır. Barolar siyasi iktidarın arka bahçesi hâline gelecektir. Siyasi gücü elinde bulunduranların yani sizlerin hayallerinden biri de yargı denetimi olmaksızın rahatsız edilmeden işleri yürütmek. Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmak gibi görevleri barodan almanın en kolay yolu kamusal hizmet niteliklerini ortadan kaldırmak, baroları bölmek ve zayıflatmaktan başka bir şey değildir. "Ben kendi barolar birliğimi kuramıyorum, o yüzden bölerek kendi barolarımı kurarım." diyorsunuz ama maalesef çok yanlış.
Bu düzenlemeyle mesleki sorumluluğu yok edeceksiniz. Çoklu baroların hepsinde meslek etiğine, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına saygı sonsuz olsa bile üyelerinden bir veya birden fazlasının meslekten men edilmeyi gerektiren suç işlemeleri hâlinde maalesef bu üyelerini meslekten çıkarmayla cezalandırmayacaktır. Bu düzenlemeyle, üye sayısı azalmasın, kendinden olan gitmesin diye mesleğin ve baronun etik ilkeleri yok sayılabilir. Hatta futbolcular gibi toplu avukat transferlerine de yol açacaktır.
Kadın ve çocuk hakları korunmayacaktır arkadaşlar bu düzenlemeyle çünkü kadınların ve çocukların korunması ülkemizdeki en önemli sorunlardandır. Bu görevi kadın derneklerinin tek başına götürmeleri olanaksız olacaktır. Barolar bu görevlerini şu anda kamu yararına yerine getiriyor. Çoklu baro sistemiyle kamu yararı ortadan kalacak ve dernek niteliğindeki barolar üye ve mali destek çabasına düşecekleri için kadınların ve çocukların korunmasına veya mali gücü olmayanlara avukat atanmasına ilişkin kamu görevlerini yerine getirmeyecektir. Ülkedeki yargı düzenini tamamen allak bullak etmek adına atılan bu adımın Türkiye Cumhuriyeti'nin zararına olduğu aşikârdır.
Siyasi büyüğünüz olan Bülent Arınç, geçtiğimiz günlerde, bu FETÖ projeleriyle ilgili rahmetli Kamer Genç'in AK PARTİ hükûmetlerine yaptığı uyarıları hatırlattı. Bizler de şimdi sizleri uyarıyoruz: Bu yasa FETÖ projesidir. Geçmiş yıllarda Barolar Birliğini ele geçirme planları vardı. Hatta büyük illeri ilçelere ayırarak bölmeye çalışılmıştı. Bu da yine aynı amaçlı kutuplaştırma ve bölme çalışmasıdır. Yasa geçerse, etnik köken, inanç anlayışına göre barolar oluşacak, barolar arası kavgalar olacaktır. Vatandaş, kendine yakın ideolojik baroya yanaşacaktır. Bu da gittikçe artan ayrışma ve kutuplaşmanın tırmanmasına neden olacaktır, vatandaşlarımızı olumsuz etkileyecektir. Şimdi soruyorum: CMK ve adli yardım ödemeleri nasıl olacak ve nasıl dağıtılacak? Parti avukatları CMK davalarında sürekli öncelikli çağırılacaktır. Avukatlar istemese de bu gruplaşmaya gireceklerdir. Bu durum yargıçları, savcıları hangi barodan vekâletname geldiyse ona göre davranma psikolojisine sokacaktır. Zaten son dönemlerde AK PARTİ il ve ilçe başkanlarının, teşkilatlarının, denetçilerinin hâkim ve savcı olarak atandığını biliyoruz. Teklif, yargı sistemine hiç katkı sunmayacağı gibi avukatların cübbelerine düğme dikmesine neden olacaktır. Bu teklifteki yanlışlar sadece bizlerdeki avukat milletvekillerinin sorunu değil. Siz iktidar avukat milletvekilleri, hiç rahatsız olmuyorsunuz. Milletvekilliği bitince avukatlık yapma ihtiyacı duymayacak mısınız arkadaşlar? Sizin partili avukat arkadaşlar da bu yasadan rahatsız olduklarını bize söylediler, gelip bizlerle istişare ettiler.
Derdiniz baro seçimi ve Barolar Birliği yönetimiyse -güya "Az oyla seçim kazanılıyor." diyorsunuz, "Temsil yeterliliği tam değil." diyorsunuz- o zaman seçim sistemlerini katılımcı hâle getirelim, gelin onu tartışalım. Yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı diye demokrasi söylemleriyle iktidara geldiniz, şimdi yasakçı ve baskıcı yönetim anlayışıyla kuruluş ilkelerinize aykırı hareket ediyorsunuz. Bu millet size, onu yasaklayın, buna baskı kurun diye oy vermedi. Buradan sizleri bir kez daha uyarıyoruz. Bu kanunda avukatların sorunlarıyla ilgili bir çözüm yok, savunmanın saygınlığı ve bağımsızlığı adına bir adım atma yok ama yargıyı tam anlamıyla siyasallaştırma adına, ülkenin bütün ayarlarıyla oynama adına her türlü totaliter baskı düzenlemesi var.
Sadece, sizin istediğiniz yönetim baro seçimlerinde başa gelmediği için, iktidara biat etmeyen bir baroya tahammül edemediğiniz için bu dengelerle oynamanız, ülkemizdeki yargıyı dinamitlemeniz anlamına geliyor. Siz, ülkedeki hukuk düzenini yakıp yıkmanın derdindesiniz. Gelin, baroları herhangi bir sınıfa, partiye, zümreye, cemaate teslim etmeyelim diyoruz. Yasanın, yargının paraleli olmaz, ideolojik ayrıştırmalara girmeyelim diyorum.
Teşekkür ediyorum.