KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum, Sayın Başkan.

Dün, bugün getirmek istediğiniz barolar birliği delege seçim sisteminin eşit oy ilkesine, temsilde adalet ilkesine ve bir bütün olarak temsili demokrasiye aykırı olduğunu kendimce açıklamaya çalıştım. Temel hak ve özgürlükler açısından benzeri başvuruları, eşit oy ve temsilde adalet ilkesine aykırı düzenlemelerin veya uygulamaların hukuka aykırılığının tespiti için yapılan başvuruları inceleyen Anayasa Mahkemesinin de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de Amerikan Yüksek Mahkemesinin de benzer kararlar verdiğini söyledim.

Şimdi de çoklu baroya ilişkin giriş mahiyetinde görüşlerimi sizlere açıklayacağım. Teklif sahipleri ilk teklifi verdiklerinde şöyle söylüyorlar: "Barolar, Anayasa'da ve yasada belirtilen görevleri dikkate alındığında günümüz koşullarında bunu karşılayamıyor, hakkıyla yerine getirmiyor." Bunu tespit etmiş teklif sahipleri. Ne Anayasa ve yasada sayılan görevler? Avukatlık mesleğini geliştirmek, mesleki düzen ve disiplini sağlamak, avukatlık mesleğinin ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini savunmak. Barolar yasayla verilen bu görevleri yapamıyormuş. Teklif sahipleri öyle diyor. Kaç baromuz var? 80 tane. Bu 80 barodan 3'ünü tek baro olmaktan çıkarırsak yani İstanbul, Ankara ve İzmir'de birden fazla baro kurarsak bu sorunların hepsi çözülecek, öyle mi? Niye hepsinde değil de yalnız 3'ünde? Çünkü geri kalan 77 baro -sizin söylediğinize göre- avukatlık mesleğini çok iyi geliştiriyor, mesleki düzen ve disiplini sağlıyor, meslek ahlakının saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini savunuyor; Ankara, İstanbul ve İzmir Barosu sağlayamıyor, öyle mi?

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Evet.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Vallahi öyle diyorsunuz, biz bir şey demiyoruz. Ben sadece sizin söylediğinizi tekrar ediyorum.

Yine, 2'nci başlık olarak diyorsunuz ki: "Gerekçesi ne?" Teklifi getirme gerekçenizi açıklıyor Sayın Özkan; diyor ki: "İstanbul'da avukat sayısı 50 bine, Ankara'da 20 bine, İzmir'de 10 bine ulaştı. Artan bu sayı nedeniyle, başta avukat stajyerlerinin mesleğe hazırlanması ve eğitim konusunda barolar görevini gerektirdiği gibi yerine getiremiyor, avukat stajı sembolik ve şeklî anlamda bir işe dönüşüyor." Nerede? Ankara, İstanbul ve İzmir'de. Avukat sayısı çok olduğu için İstanbul, Ankara ve İzmir baroları stajyer avukatları mesleğe hazırlayamıyormuş, geri kalan 77 baro ise stajyer avukatları mesleğe iyi hazırlıyormuş, öyle mi? İstanbul, Ankara ve İzmir'de birden çok baro kurulursa, bu sayede bu 3 kentteki stajyer avukatlar mesleğe çok daha iyi hazırlanacak. Bunu onun için getiriyorsunuz, öyle mi? Bakın, çok sayıda avukat var Mecliste ve bu avukatların büyük bir bölümü bilir ki en iyi staj eğitimini bu 3 ilde alırsınız. Hatta barolar büyüdükçe, baroya kayıtlı avukat sayısı arttıkça alacağınız staj eğitimi de buna göre daha iyi olacaktır. Bunu her avukat bilir ama laf olsun diye bir gerekçe üretmek için bize bunu söylüyorsunuz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Gerekçe ortalama zekâya uygun değil.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Evet.

Oysa avukat sayısı arttıkça, baro büyüdükçe emin olun baroların verdiği destek de hizmet de eğitim de çok daha nitelikli hâle geliyor.

Yine teklif sahipleri diyor ki, aynen okuyorum: "Avukatların yine mesleğe kabulünden sonra, baroların gelişen hukuki konularda avukat meslektaşlarımızı meslek içi eğitimle onları gelişen hukuki konulara hazırlayamadıkları görülmüştür. Tabii, özellikle bu durumun -aynen bu ifade teklif sahiplerine ait- İstanbul, Ankara ve İzmir barolarında böylesi bir durumun söz konusu olduğunun da altını çizmek isterim." Yani illa İstanbul, illa Ankara, illa İzmir Barosu meslek içi eğitim veremiyor, geri kalan 77 baroda meslek içi eğitim on numara, öyle mi? Bunu gerekçe olarak çıkıp bütün kamuoyuna söylediniz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bahçesinde.

Son olarak, yine "Niye bu teklifi verdiniz?" diye soruyor gazeteciler. Teklif sahibi aynen cevap veriyor; yine İstanbul, Ankara ve İzmir Barosuna kayıtlı avukat sayısını kastederek diyor ki: "Artan bu sayı baroların demokratik temsilini de maalesef tamamen ortadan kaldırmıştır. Avukatların sandıktan uzaklaşmasına neden olmuştur. Baroyla irtibatlarını koparmıştır. Bu kopuş barolar ve Barolar Birliğinde demokratik temsile büyük zarar vermiştir." 2 kez ayrıntılı olarak açıkladığım için bir daha söylemeyeceğim ve temsilde adaleti de şöyle çözmüşler: 1 oyla 354 oyu eşitleyerek. Böylece temsilde adaleti sağlamışlar.

En son açıklama on numara, onu haberden okuyacağım size: "AK PARTİ hükûmetlerinden önce diğer siyasi partilerin gündeme getirdiği anayasal ve yasal reformların amaç, hedef ve gerekçelerini incelediklerini, baroların çalışması, görevleri, faaliyetleriyle ilgili değişik sivil toplum kuruluşlarını ve Devlet Denetleme Kurulunun hazırladığı raporları ele aldıklarını, bugüne kadar teklif hâline dönüştürdükleri ancak yasama gündeminin yoğunluğu nedeniyle yasalaştıramadıkları kanun tekliflerini değerlendirdikleri, bunun yanında barolar başta olmak üzere konuyla ilgili hukuk dernekleri, hukukla ilgili akademik çalışma yapan, barolarla ilgili çalışma yapan akademisyenler ve doğrudan teşkilatlı veya teşkilatsız bütün avukatların görüşlerini aldıklarını kaydetmiş." Bunu Meclisin bahçesinde yaptığı açıklamada söyledi. 80 tane baronun görüşü bu yasanın doğru olmadığı yönünde, 80 tane baro buna karşı çıkıyor.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Tamamlayalım Sayın Tiryaki.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Her gün yüzlerce, binlerce avukat karşı çıkıyor ve siz, baroların, avukatların görüşlerini böyle aldınız, öyle mi? Bu 80 baronun 78'i karşı, baro başkanları Ankara'ya yürüyor, günlerdir Meclisin kapısında, teklif baroların görüşünü yansıtıyor, öyle mi? Ben, Başkan son bir şey kayıtlara geçsin diye söyleyeceğim.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Son cümleyi alalım.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Son bir şey, kayıtlara geçmesi için söyleyeceğim. Bakın, teklif Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulduğunda havuz medyası bunu nasıl değerlendirmiş. Birkaç tane, Sabah Gazetesi, sabah.com.tr, 1 Temmuz 2020, 12.42: "AK PARTİ, baroların vesayetine son verecek 27 maddeden oluşan düzenlemeyle ilgili teklifini dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sundu. Teklifle birlikte avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde 2 bin avukatla çoklu baro kurulacak. Bir ilde birden fazla baronun bulunması hâlinde, avukat o ilde bulunan herhangi bir baronun levhasına kayıtlı olacak." Vesayete son veriyorsunuz, öyle mi? Akit Gazetesi, yeniakit.com.tr, 26 Haziran 2020, 09.11: "Baroların başını tutan koltuk sevdalıları, ellerindeki ayrıcalıkları kaybetme korkusuyla..." Tek bir kuruş almayan baro başkanlarından bahsediyoruz bu görev nedeniyle. "Baroların başını tutan koltuk sevdalıları -ayrıca koltuk sevdalıları kim hepimiz biliyoruz- ellerindeki ayrıcalıkları kaybetme korkusuyla, alternatif baroların önünü açacak olan düzenlemeye karşı çıkıyor. Barolar üzerindeki ideolojik tahakkümü kıracak olan yeni sistem vesayet odaklarının millî iradeye meydan okumaya çevirdiği ve şiddetle reddettiği çoklu baro sistemi." Yeni Şafak...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Evet, Sayın Tiryaki, son cümleyi alalım.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Son, son. yenisafak.com.tr, 2 Temmuz 2020, 04.00: "Siyasi parti gibi davranan ve imtiyazlarını kaybetmek istemeyen bazı barolar çoklu baro sistemine karşı çıkıyor. Baro saltanatında sona doğru. AK PARTİ baroların yapısını değiştirecek kanun teklifini Meclise sundu." Yarın, Başkan, vesayet nedir, burada tartışacağız diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.