| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile 182 Milletvekilinin, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2999) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .07.2020 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Çok değerli Komisyon üyeleri ve milletvekili arkadaşlarım; sözlerimin başında, Hendek'te meydana gelen kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza Cenab-ı Hak'tan şifalar diliyorum. Yine, 5 Temmuz 1993 yılında hain ve alçakça bir saldırı sonucunda Erzincan Başbağlar'da hayatını kaybeden 33 vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Şimdi, tabii ki çok kıymetli hukukçularımız genel anlamda beyanlarını ortaya sunuyorlar. Ben mümkün olduğunca maddeler hakkında konuşuyorum. Özellikle iktidar partisindeki Komisyon üyeleri beni bir dinlerlerse, söylediklerim sırf laf olsun, muhalefet olsun diye değil, gerçekten bir eksiği, varsa bir hatayı düzeltmek adına konuşuyorum.
Şimdi, baktığımızda, il barolarında seçimler iki yılda bir ama Barolar Birliğinin seçimi dört yılda bir. İki yılda bir yapılan barolar seçimi baro başkanlarının verimli çalışmalarına engel oluyor. Yani neredeyse bir altı ayı tebrikleri kabul etmekle, diğer altı ayı baroya yönelmekle, geri kalan bir yılı da bir sonraki seçimlere hazırlanmakla geçiyor, dolayısıyla bir faydası olmuyor. Yine, Barolar Birliğinde olduğu gibi baro başkanlarının da görev süresinin dört yıla çıkarılmasının hem seçim kaygı ve endişesini ortadan kaldıracak hem de baro başkanlarının daha verimli çalışacağı ortamı hazırlayacak diye düşünüyorum. Bu konunun bir kez daha değerlendirilmesini özellikle teklif sahiplerinden ve iktidar partili Komisyon üyelerinden talep ediyorum.
Diğer bir husus, yine, Barolar Birliğinin en yüksek organı Genel Kurul. Avukatlıkta en az on yıl kıdemi olan avukatlar Genel Kurula delege olarak giriyor. Baktığımızda, Türkiye nüfusu çok genç bir nüfus. "Z ve Y kuşağı" diye adlandırılan kuşakta 30 milyona yakın vatandaşımız var. 150 bine yakın avukatın yaklaşık 80 bini de on yıllık kıdeme sahip değil. Yani 80 bin avukatı Barolar Birliğinde temsil edecek kimse olmayacak mı? Hani gençlere önem veriyoruz, hani gençler bizim geleceğimiz diyoruz, hani gençler bizim ümidimiz diyoruz, gençler kendilerini orada nasıl ifade edebilecekler? 60 yaşındaki ben, 23 yaşındaki, 25 yaşındaki gencin duygularını, düşüncelerini, hayallerini, heveslerini, hukuktan beklediklerini bilemem ki. Aramızda neredeyse iki kuşak çatışması var.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - On yılı düşürelim mi?
AYHAN EREL (Aksaray) - Tabii, on yılı düşürmek lazım yani gençlerin temsil edilmesi lazım veya bir kota koymak lazım. Gençler kendilerini orada nasıl ifade edebilecek? Kaldı ki il barolarında da beş yıl kıdem arıyorsunuz. Beş yıl kıdem de bugün beş yıllık kıdemin altında olan 50 bin avukat var. Ya, lütfen değerlendirin.
Yine, baktığımızda, temsilde adaletten yakınıyoruz. Doğrudur, bir baro, bir taşra avukatı olarak biz de yıllarca 3 büyükşehrin barolar üzerindeki, Barolar Birliği üzerindeki egemenliğinden zaman zaman şikâyet etmişizdir ama getirdiğiniz sistemle de temsilde adaleti sağlamayı bir tarafa bırakın, neredeyse temsilde adaleti bitiriyorsunuz.
Bizim İYİ PARTİ olarak teklifimiz her zaman şudur: Gelin, delegeleri ortadan kaldırın, doğrudan doğruya demokrasiyi uygulayın. Yani avukat arkadaşlarımız doğrudan doğruya sandığa gitsinler, kendi özgür, hür iradeleriyle, kimi birlik başkanı görmek istiyorlarsa, kimi baro başkanı görmek istiyorlarsa oy kullansınlar ve eğer gruplar meydana gelecekse de gruplar kendilerini güçleri oranında birlikte ve il barolarında temsil etme imkânına kavuşsunlar. Yani bunu neye benzetebiliriz? Büyükşehir belediye başkanlığı gibi düşünün, bir birlik başkanına oy verilir, bir birlik organlarına oy verilir, bir il barosuna ve il yönetimine oy verilir ve herkes aldığı oylar oranında temsil kabiliyeti bulmuş olabilir. Bunu örneklendirdiğinizde, bir ilde ilin belediye başkanı CHP'li olabilir, meclis üyelerinin bir kısmı CHP'li, bir kısmı AK PARTİ'li, bir kısmı MHP'li, bir kısmı İYİ PARTİ'li, güçleri oranında herkes kendisini temsil etmiş olur. Bu sistemde gene bazı kesimler kendilerini temsil etme imkânını bulamayacaklar. Daha önce 300 avukata 1 delege düşerken, şimdi 5 bin avukat arkadaşımıza 1 delege düşüyor. Bu rakam neye göre ayarlanmış? Yani, 300 niye birden 5 bin oluyor, açıkçası bunu da anlamak mümkün değil. Biz, bu durumda temsilde adaletin sağlanmadığını, genç avukatlarımıza değer verilmediğini -baronun yaklaşık yarısı on yıllık kıdemin altında, üçte 1'i beş yıllık kıdemin altında- bu arkadaşlarımızın, bu genç meslektaşlarımızın seslerinin, düşüncelerinin, duygularının baro yönetiminde yer almayacağını söylüyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum.