KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; dünkü görüşmelerde de ortaya çıkan bir durum var. Dünkü iki üç maddede de... Temsilde adalet dışında, hazırlanan yasa teklifinde -arkadaşlarımı bir kenara koyuyorum ama- bir özensizlik var arkadaşlar. Dünkü görüşmeler de baro başkanının istifası ya da ayrılması sonucunda seçilecek baro başkanı konusunda bile beş yıllık on yıllık aranan vasıflarda; beş yılı aşan on yılı tamamlamamış yönetim kurulu üyesi olmadığı zaman, baro başkanının; baro yönetim kurulu içerisinden seçilmesi konusunda bile yapılan tartışmada, Cahit Özkan Grup Başkan Vekiliniz tatmin edici bir yanıt vermedi. Ondan önceki maddelerde de tatmin edici bir yanıt yok, kamu avukatları konusunda da.

Şimdi, bu Adalet Komisyonuna gelen yasa tekliflerinde, biz gelen tekliflerin bir virgülünü dahi değiştiremeyeceksek, bu konu da eleştirilerimizle bir düzenleme yapamayacaksak Bizim burada dört günden beri yapmış olduğumuz tartışmaların da kamuoyunu tatmin etmeye yönelik işlevi dışında bir önemi kalmıyor arkadaşlar. Biz yasama yetkisini yerine getirirken -hem muhalefet olarak hem de iktidar tarafından- bir adaleti, bir temsili oluşturmak zorundayız. Örneğin bu madde, temsilde adalet maddesi yani temsilde adalet maddesiyle ilgili yapacağımız şu var, burada ne deniyor? Türkiye Barolar Birliği delegelerinin sayısında yapılmak istenen değişikliklerle ilgili olarak temsilde adaletin sağlanıp sağlanmadığı tartışılıyor arkadaşlar. Her baronun en az 3 delegesi olacak ve her 5.000 avukat için bir delege hakkı daha olacak. Şimdi, her 5.000 avukat için bir delege hakkı. Bu 5.000 sayısının kriteri ne arkadaşlar? Yani barolar açısından, avukatlık mesleği açısından, avukat sayısı açısından, adalet açısından bu 5.000 sayısının kriteri ne? "Çoklu baro açısından 2.000 sayısının kriteri ne?" dedik iki üç günden beri, bunun yanıtını da alamadık. Yani bir yasa teklifinin içinde belirli noktalarda sayılar varsa bunun bir kriteri olması gerekiyor.

Bunun dışında, verilen teklifin, Anayasa'nın 11'inci maddesinde açıkça belirlendiği üzere, tekliflerin yani Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarının idare makamlarına ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğunu açıklayan Anayasa'nın 11'inci maddesine, bağlayıcılığı ve üstünlüğü maddesine de aykırı olmaması gerekiyor. Yasama organının bu maddeye uygun şekilde davranması gerekiyor, komisyonlarda, tartışmalarda buna uygun şekilde davranması gerekiyor.

Bakınız, bunu nereden anlıyoruz? Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararlardan anlıyoruz. Anayasa Mahkemesi -biraz önce Abdullah Bey'in de açıkladığı üzere -2011'de temsilde adaletle ilgili "Sayısı kaç olursa olsun 500'den çok üyesi olan diş hekimleri odalarının 10 delegeyle sınırlandırılması Türk Diş Hekimleri Birliğinin oluşumunda temsilde adaletin önlenmesidir." diye açıkça Anayasa'nın 2'nci maddesi, 67'nci maddesi, 135'inci maddesine aykırı olduğuna ilişkin bir ihlal kararı vermiş.

Şimdi, Anayasa açık, Anayasa'nın bağlayıcılığı, bir üstünlüğü var, 2'nci maddede hukuk devleti ilkesi var. Yani burada Anayasa Mahkemesinin 2, 67 ve 135'e ilişkin ihlalle ilgili kararları var. O zaman çıkıp da önümüzde olan şu rakamlara baktığınız zaman İstanbul Barosunun, Ankara Barosunun, İzmir Barosunun ve diğer baroların mevcut delege temsil yüzdesi ile şu anda iktidarın sunmuş olduğu yasa teklifindeki temsil yüzdelerini karşılaştırdığınız zaman temsilde adalet sağlanmıyor arkadaşlar. Bir iki örnek vermek istiyorum: Antalya Barosunda 4.757 avukat var, 15 mevcut delegeyle temsil ediliyorlar, 3,14 mevcut delege temsil yüzdesi; şu anda sunulan yasa teklifinde Antalya Barosu 4 delegeyle temsil edilecek, 0,89 temsil yüzdesi. Yani bunu, temsilde adaletin sağlanmış olduğunu gösterdiğini söylüyorsanız yani anlamak mümkün değildir. Bu açıdan başka örnekler de var...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Teşekkür ederiz Sayın Bülbül, meramınız anlaşıldı.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Bakın, Sayın Başkan, daha bitirmedim. Üç gün önce konuştuk Komisyon üyesi olarak, şu anda ikinci konuşmamı yapıyorum. Acelemiz yok.

İkinci nokta, "Anadolu baroları esir olmaktan kurtuluyor." deniyor. Ya arkadaşlar, Anadolu baroları niçin esir olmaktan kurtulsun? Bakın, dışarıda 80 tane baronun bu teklife, temsilde adalet açısından olsun ve çoklu baro açısından olsun karşı olduğunu söyledik. Bir alt komisyon kurulsun dedik. Alt komisyonda barolar ve taraflar gelsin, bu konuda fakülteden taraflar gelsin, Barolar Birliğinden gelsin, oturulsun bir komisyonla çalışma yapılsın. Ama şimdi bir bilgi kirliliği var. İktidar partisinin sayın sözcüsü Anadolu barolarının esir olmasından bahsediyor. Dün televizyonlarda, Elâzığ Barosunun, Erzurum Barosunun, Erzincan Barosunun bu teklife destek verdiği söyleniyordu. Ama gece saat on bir buçukta açıkladı baro başkanları "Biz bu teklife karşıyız, çoklu baroyu da istemiyoruz, temsilde adalet de sağlanmıyor, biz teklife karşıyız." dedi. Bunun çözümü basitti, neden komisyon kurmadık? Neden bu tartışmalara giriyoruz? Bu bilgi kirliliğinin ortadan kalkması lazım.

Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum Sayın Başkan: Kesinlikle, bu madde temsilde adaleti, Anayasa'nın 2'nci, 67'nci, 135'inci ve 11'inci maddelerine aykırıdır, mutlaka çekilmesi gerekiyor.

Teşekkür ederim.