| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile 182 Milletvekilinin, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2999) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .07.2020 |
AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, teşekkürler.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dört gündür burada tüm hukukçu arkadaşlarımızı dinledik, milletvekili arkadaşlarımız konuştu, gerçek anlamda bir hukukçu olmadığımız hâlde burada duyduklarımız hukuk açısından tamamen bir facia. Şimdi, değerli arkadaşlar, 83 milyon vatandaşımızın gözü kulağı burada, diyorlar ki: "Yani zaten geldiğiniz süreçte, on sekiz yıldır gelinen süreçte yargıyı getirdiğiniz noktada, bırakın itibarı, güven tamamen yerlerde." Yani yargıyı on sekiz yıllık olan bu iktidarda getirdiğiniz noktada, bir korku devleti yaratmak amaçlı olarak bir sopa veya bir korku malzemesi olarak göstermek veya bir tehdit olarak kullanmak sadece bir âcizliktir. Ben burada bu konuşmalar yapılırken dedim ki: 83 milyon vatandaşımızın derdi nerede, sizin kafanız nerede. Allah aşkına, buradan sormak istiyorum: Siz neyin peşindesiniz arkadaşlar gerçek anlamda? Yani burada arkadaşlarımız konuşuyor, mücadele ediyor, diyorlar ki: "Herkesin derdi var, millet iş, aş, ekmek derdinde, siz neyin derdindesiniz." Ne biz anladık ne 83 milyon vatandaşımız anladı ne de barolarla ilgili mücadele ettiğiniz 80 baro başkanı anladı, herkes bir şaşkınlık içerisinde. Tabii, bunların neden olduğunu bizler tahmin ediyoruz, şimdi onları sizlere sıralayacağız. Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, ben Balıkesir Milletvekiliyim; Balıkesir'den tutun da diğer illerden arayan arkadaşlarımız diyorlar ki: "Ya, arkadaş, biz çok zor durumdayız, yeni bir buhrandan çıktık yani iktidara göre belki bir kriz yoktu ama biz çok, çok zor durumdayız. Gerçek anlamda evimize ekmek götüremiyoruz, para kazanamıyoruz, işimiz yok, işten çıkarıldık. Tarihin en büyük işsizlik düzeylerindeyiz, biz işsizlikte tarihin en yüksek dönemindeyiz." İşsizlik almış başını gitmiş, yoksulluk artık almış başını gitmiş ama tabii sizin kurumlarınızda -talimatla giden kurumlarınızda- enflasyon oranları da kendi kafalarına göre, rakamlar da kendi kafalarına göre. Bu rakamları hazırlayanlara bir tavsiyem var: Milletvekili arkadaşlarımız bir anneciğimizin, bir babacığımızın koluna girsin, fileyi aldırsın pazara gitsin, o maaşla o fileyi doldursun bakalım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Dayak yerler onlar, dayak.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Ondan sonra da gelip burada istediğiniz kadar nara atın. Eğer bu koltuklarda oturuyorsanız, alıştığınız gibi bu koltuklar aile koltukları değil, babanızın malı koltuklar da değil. Bu koltuklar bize emanet, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ve yüce Türk milletinin koltukları. Onun için onlara hizmet edin. Şimdi, millet diyor ki: "Kardeşim, bizim faturalarımız gelmiş, elektrik faturalarını ödeyemiyoruz; kiram geldi, kirayı ödeyemiyorum. Devlet bana diyor ki: "Beni borçlandırın." Ya siz borç verme makamı mısınız, millete hizmet etme makamı mısınız? Biz Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak şunu biliriz: milletvekili milletin hizmetkârıdır; sizleri milletin hizmetkârı olmaya davet ediyoruz. On sekiz yıldır kendi saraylarınızda milletimizi unuttunuz, sokağa davet ediyor AK PARTİ'nin Genel Başkanı. Şimdi, ben merak ediyorum: Sokağa çıktığınız zaman ne diyeceksiniz o millete? Hangi yüzle çıkacaksınız, bakalım göreceğiz. Ya, küçük esnafı dolaşıyoruz, esnaf diyor ki: "Kardeşim, biz bir şey diyemiyoruz, verilen imkânlar, verilen teşvikler sadece belli bir noktaya kadar gidiyor." Ayrıca sözler verdiniz, bunlarla uğraşacağınıza... 3600'ü söz verip, kendi seçim beyannamelerinize yazıp onu yerine getirmediniz. Bu, nedir? Bu, bir ayıptır en düşük söylemiyle. Ayrıca EYT'lilere "Çözeceğiz." dediniz. Ne yaptınız? Onları da es geçtiniz ama bu millet de sizi es geçecek. Şimdi, ne yapıyorsunuz? Konuyu değiştirmek, başka noktalara getirmek için paralel baro kurup baroyu ortaya attınız.
Şimdi, değerli arkadaşlar, baronun bir FETÖ projesi olduğunu Barolar Birliği zaten daha önce söylemişti. Şimdi, yanınızda olan ki buraya temsilcisini gönderme ayıbını işleyen Barolar Birliği Başkanını da kınıyorum burada. Burası yüce Türk milletinin temsilgâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Buraya gelip kendi hesabını kendisi vermek zorundadır. Tabii, gelen hanımefendiye sözümüz yok, saygımız da sonsuz. Ancak bu projeye sahip çıkmanın talimatını kimden aldınız? Bu projenin, FETÖ projesinin talimatını kimden aldınız? Bunu yüce Türk milleti olarak merak ediyoruz. Ayrıca vicdanlı bir insan olarak sizin de buna inandığınıza ben inanmıyorum. Çünkü neden? Hakkın, hukukun, adaletin herkes için olduğunu sizler de bilecek derecedesiniz. Çünkü gün gelecek, devran dönecek; o zaman bu adalet size de lazım olacak. Değerli arkadaşlar, şu anda sizlerin hâkimi olduğunuz, sizlerin savcısı olduğunuz, o FETÖ'yle olanların yakalandıkları zaman "Avukatım nerede?" diye bağırdığını hatırlayın. Hatırlayın, ona göre avukatların değerini kendiniz burada oylayın. Burada iktidarınızın, siyasi iktidarınızın gittiğini anlıyorsunuz.
OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sayın Akın, toparlayınız.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Onun için, anladığınız için gelecekte aynı konularla karşı karşıya kalmayın diye kendinize bir zırh hazırlıyorsunuz ama avukatların verdiği yemini unutmayın. Avukatlar cumhuriyete bağlıdır. Bir hukukçu olmadan bunu söylüyorum. Ama neden? Hukukçu arkadaşlarımı dinledim, burada anlatan arkadaşlarımı dinledim ve bu arkadaşlarımız, Türkiye Cumhuriyeti'ne sonuna kadar bağlı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetine ve bize emanet edilen bu cumhuriyete sahip çıkan arkadaşlar. Onun için, sizleri uyarıyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Teşekkür ederiz.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Bir dakikada hemen toparlıyorum, müsaadenizle, Sayın Başkanım.
Şimdi, Sayın Başkanım, burada çok enteresan bir durum var. Bizi devamlı arıyorlar, diyorlar ki... Bakın, avukatlarımızın cüppesinin ne olduğunu size söylemek istiyorum avukat olmadan halktan biri olarak, milletvekilliğini de geçtim, halktan bir kardeşiniz olarak. Avukatlarımızın cüppesi barınma, çatı, kalkan ve kararlılığın ve adaletin sembolüdür. Sizlerin avukatlarımızı bölmeye, susturmaya çalışma çabalarınız ve her fırsatta gösterdiğiniz sopa, aslında adaletsizliğe karşı mücadele eden hukukçularımızın sizin kalplerinize saldığı rahatsızlık ve korkunun en büyük göstergesidir.
Onun için, bunu ister burada ister Mecliste reddetmeniz sizin evlatlarınıza bırakacağınız en büyük mirastır. Reddetmediğiniz sürece ne adaletten ne haktan ne hukuktan bahsetmeyin çünkü ağzınıza bile yakışmaz.