| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile 182 Milletvekilinin, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2999) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .07.2020 |
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Cahit Bey'e biz de teşekkür ediyoruz. Keşke bunu ikram edeceğine şu kanun teklifini geri çektirseydi daha büyük bir ikram olurdu.
Efendim kaç gündür konuşuluyor, baro başkanları Türkiye Büyük Millet Meclisinin önünde eylem yapıyorlar. Gözünüz var, görmüyor; kaç gündür burada milletvekilleri anlatıyorlar, söylüyorlar; kulağınız var, duymuyor. Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerinden tık yok, konuşmuyorlar; diliniz var, söylemiyorsunuz, konuşmuyorsunuz.
Bakın, her yere elinizi soktunuz, her yere. Bütün her yere müdahale ediyorsunuz; bütün kuşlar bitti sıra leyleğe geldi, şimdi barolara. Şimdi barolarla ilgileniyorsunuz, ne olacak ya? Türk'ün barosu, Kürt'ün barosu, Çerkez'in barosu, Alevi'nin barosu, Sünni'nin barosu... Bu, Türkiye'ye yapılabilecek en büyük haksızlıktır ve bu haksızlığı şimdi siz yapıyorsunuz. Sanıyorsunuz ki ak barolar oluşacak, ak baro falan oluşmaz. Bugüne kadar sizin kurduğunuz bütün bu derneklerin hepsi cemaatlerin dernekleriydi daha önce de FETÖ'cülerin. Şimdi kurarsınız ak baroları; bir başkası, başka cemaat ak baroları alır, kendi barosu hâline getirir.
2002'de ben gazeteciydim, Sayın Tayyip Erdoğan Adalet ve Kalkınma Partisini kurmuş, 2002 seçimlerine gidiyordu. Demişti ki: "Biz gömleğimizi çıkarttık." Millî görüş gömleğini kastetmişti. "Biz gömleğimizi çıkarttık." demişti. Evet, o gömlek çıkmış. O gömleğin zamanla düğmelerini koparttı. Yine zamanla düğmeleri, önce hâkimlerin cübbesine, sonra savcıların cübbesine, şimdi de en son avukatların cübbesine dikmek istiyor, son çiviyi çakar gibi. 2002'de iktidara gelirken mücahit olarak gelmiştiniz, sonra müteahhit oldunuz, sonra müsait oldunuz, şimdi de her şeye müdahil oluyorsunuz. Yeter artık bu milletin sizden çektiği ya.
Bakın, sizin partiniz bölündü, bölünüyor. İçinizden ikiz doğum oldu; DEVA çıktı, Gelecek Partisi çıktı. Sizin partiniz bölünüyor diye istiyorsunuz ki her şey bölünsün, istiyorsunuz ki barolar da bölünsün. Baroların bölünmesi, Türkiye'yi çok daha tehlikeli bir yere getirecektir. Niye itiraz ediyoruz, biliyor musunuz? Ben size bir dava anlatacağım, bakın, Cahit Bey lütfen bunu dinler misiniz? Bir ay kadar önce, daha doğrusu dün kırk yemeği vardı, kırk bir gün önce benim Kahramanmaraş Pazarcıklı hemşehrim Zeynep Şenpınar isminde bir kızımız Muğla'da vahşice katledildi, öldürüldü. Herkes bu kızın ölümüne üzüldü, bir acı duydu ama AK PARTİ'nin İstanbul'daki bir belediye meclis üyesi Hamdullah Arvas çıktı bu öldürülen 24 yaşındaki kızımızla ilgili -üstelik kendisini öldüren katille ilgili uzaklaştırma kararı almış olan bir kızla ilgili- çok aşağılık "tweet"ler attı, hiç kabul edilemeyecek "tweet"ler attı, çok aşağılık "tweet"lerdi. Arkadaşlar, dinlerseniz sevinirim. Bizim arkadaşlarımız gittiler savcılığa suç duyurusunda bulundular, dediler ki: "Yahu, böyle olmaz." Tıpkı Sayın Albayrak'ın başına gelmiş gibi arkadaşlar. Sayın Albayrak'la ilgili bir "tweet" atıldığında nasıl hepimiz tepki verdiysek, bu kabul edilemez dediysek o zaman da bunun söylenmesini bekledik. Avukatlar İstanbul Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundular. Kiminle ilgili? AK PARTİ'li belediye meclis üyesi Hamdullah Arvas'la ilgili. Ne oldu? Savcı, yememiş, içmemiş on iki günde takipsizlik kararı verdi. Dedim ki: "Ya, bu savcı kimdir acaba? Bir bakalım, bu kimmiş, nereliymiş, ismi neymiş?" Savcının ismi İlyas Demircan, İstanbul Savcısı, daha önceki görevi ne biliyor musunuz? Balıkesir'in İvrindi ilçesinin AK PARTİ'li İlçe Başkanı, AK PARTİ İlçe Başkanı.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yazıklar olsun!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yani AK PARTİ İlçe Başkanını aldınız savcı yaptınız, öldüğünde bir kızla "tweet" atan AK PARTİ'li belediye meclis üyesine "Soruşturmaya gerek yoktur." dedi. İşte, bu yüzden size kimse güvenmiyor, işte bu yüzden siz adaleti, yargıyı perişan ettiniz.
Bakın, İçişleri Komisyonu üyesiyim, İçişleri Komisyonuna Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun Teklifi'ni getirdiniz. Cahit Bey, bilmiyorum oğlunuz var mı, eğer varsa Allah bağışlasın. Oğlunuza kız istemeye gittiğiniz zaman Allah'ın emri Peygamber'in kavlinden önce kızın anası ile babasının sabıka kaydını isteyin. Niye biliyor musunuz? Güvenlik soruşturmasında öyle bir madde var ki, diyor ki: "Kendisi, eşi, birinci derecede yakını ve sıhri hısımlarının güvenlik soruşturması yapılır." Ya, olmaz bu arkadaşlar, böyle bir kanun teklifi gelir mi? Sayın Ramazan Can hazırlamıştı, getirmişti.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Cahit Özkan da işe giremez.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yani böyle bir şey olmaz. Eğer bu kanun yürürlükte olsaydı -iki, üç hafta önce rahmetli Menderes'e iadeyi itibar yapıldı ya- rahmetli Menderes'in çocuklarının hiçbir yerde işe girmemesi gerekirdi. Mesela rahmetli Menderes'in çocuğunun milletvekili olmaması gerekiyordu bu kanun olsaydı. Bundan sonra gençler, âşık olurken şöyle baksınlar, âşık olacağı kıza ya da erkeğe desinler ki: "Aman ha ananın babanın sabıka kaydını bana göster." Yahu olmaz, böyle kanun teklifi olur mu, böyle kanun olur mu? Yani yanlış kanunlar getiriyorsunuz. Tıpkı barolar kanun teklifinin yanlışlığı gibi.
Son olarak Sayın Başkanım, ben çok fazla uzatmayacağım. Sayın Cahit Özkan'a şunu sormak istiyorum, kendisi burada AK PARTİ'nin Grup Başkan Vekili olduğu için ve Sayın Genel Başkanları burada olmadığı için: Sayın Özkan, 15 Temmuz şehit yakınları ve gaziler için toplanan para nerede? Beşiktaş saldırısında şehit olan polisler için toplanan para nerede? Kaddafi'nin verdiği 250 bin dolar nerede? Ben "Bunlar alınmış, yenmiş, çalınmış." demiyorum. Bir milletvekili olarak diyorum ki: Bu para nerede? Çıkın buna lütfen cevap verin. Şurada şurada şurada deyiverin de görelim biz de.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.