| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile 182 Milletvekilinin, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2999) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .07.2020 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bugün görüştüğümüz yasa teklifini biz çok önemsiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak çok ciddi bir reaksiyon gösterdik, 100'den fazla milletvekilimiz Komisyon toplantılarına eşlik etti, konuşma yaptı. Toplam 200'ün üzerinde konuşma oldu, bu konuşmalar gerçekten kıymetli konuşmalardı ama bunların, kıymetli konuşmaların anlamlı olabilmesi için değerlendirilmesi lazım. Burada bir partizanlık, ön yargıdan uzak bir bakış açısı bekliyoruz. Şunu unutmayalım: Türkiye Büyük Millet Meclisi bir tuğla fabrikası değildir yani seri üretim yapmazsınız, hızlı olmasının bir önemi yoktur. Demokrasi dediğiniz şey konuşarak olur, tartışarak olur, uzlaşarak olur. Bugün beş günlük bir süre içerisinde konuşma kısmında Komisyon olarak başarılıydık. Evet, konuşmalar oldu, sabırla dinlendi, bazen tartışmalar oldu; bu kısmı başarılı. Ancak ben, çok kıymetli milletvekillerinden bir hususu rica ediyorum: Şimdi, biraz kendi partilerimizden uzak, biraz şöyle yükseğe doğru yükseldiğimizi ve büyük resme bakmaya çalıştığımızı düşünelim. Bakın, değerli arkadaşlar, üç yönlü bir saldırı var: Birincisi, Türkiye'de medyanın durumu iyi değil. Ciddi bir basın özgürlüğü problemimiz var. Belli sayıda muhalif kimliğiyle bilinen gazete var, belli sayıda muhalif kimliğiyle bilinen -demokrasilerde vardır- iktidara muhalif kimliğiyle bilinen televizyonlar var. Bütün bu gazete, televizyonlar ve gazeteciler mutlak bir baskı, yargı sopası, idari yaptırım sopası altında ezilmeye çalışılıyor. İkincisi, başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere iktidara muhalif olan kesimlere yönelik ciddi bir saldırı var. Bu zaman zaman il başkanına oluyor, zaman zaman bir gençlik kolu başkanına oluyor, zaman zaman sade bir üyesine, bazen de milletvekilliğinin haksız bir şeklide düşürülmesine kadar gidiyor. Üçüncüsü de meslek odaları, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarına yönelik, buralardaki işleyişin daha demokratik olması, daha iyi olması açısından değil, buraları âdeta fethedilmesi gereken bir kale gibi gören bir anlayışı görüyoruz.
Dolayısıyla, bakın, bu üç resmi bir arada yorumladığımızda Türkiye gerçekten iyi bir yere gitmiyor. Türkiye gerçekten, Sayın Başkan, iyi bir yere gitmiyor. Buradan bir hayır gelmez. Türkiye'nin çok ciddi problemleri var. Eğitim problemi var, sağlık problemi var, güvenlik problemi var, terör sorunu var, ekonomik problemleri var. Bütün bunlara odaklanması gerekirken kendi içinde enerjisini harcayan bir Türkiye var ve kendi içinde, kendi insanı ve kendi vatandaşıyla mücadele eden bir iktidar var. Bazen kötü politika iyi sonuç verebilir. Yani bir ülkedeki toplumsal kutuplaşma, gerginlik yaratılması bazen bir siyasi partiye yarayabilir ama o ülkeye yaramaz. Türkiye'ye bu yaramıyor. Türkiye buradan kârlı çıkmayacak.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim, hiç kimsenin kendi kişisel bir endişesi yok. Bu, iktidar mücadelesinin ötesinde bir endişe. Türkiye'ye yönelik endişelerimiz var. Hassasiyetlerimiz tamamen buna yönelik. Bizim bu düşüncelerimizi, lütfen, kendi siyasi kimliklerinizin dışında değerlendirin.
İktidarlar sorun çözmek üzere, halkın problemlerini çözmek üzere belli süreliğine devleti yönetmeye gelirler. İktidarlar sorun çıkarmazlar, kavga çıkarmazlar, huzursuzluk çıkarmazlar, huzursuzlukları gidermesi lazım. Dolayısıyla "Kötü olsun benim olsun." anlayışından ziyade "İyi olsun hepimizin olsun." demeliyiz. Bunu şiar edinmeliyiz. Ben, Genel Kurul aşamasında bu bakış açısıyla yaklaşacağınızı umuyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.