| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir ile 2 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3037) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 16 .07.2020 |
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben bir adım geriye atmak istiyorum. Bir kere çok değerli vekillerimiz benden önce benim söylemek istediğim pek çok şeyi söyledi. Kim ikna ederse ona uygun yasa çıkacak yani Türkiye'de bugün yasal düzenleme çerçevesini tarif eden yaklaşım budur. Dolayısıyla Sayın Abdüllatif Şener'in söylediği şeyin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Tırnak içerisinde, unutulduğu için ona uygun düzenleme yapılan bir yerde kimin unutulduğunun tarifinin nasıl yapılacağını kimse bilmiyor. O yüzden hani, zaten var olan bütün yapısal sorunlar bu yasaya yansımış derken kastettiğimiz şeylerden biri buydu. İkincisi, "Unutulmuş 3 kişi var." diyorsunuz, 3 kişi için yasal düzenleme tartışıyoruz. 17 milyon insan işsiz Türkiye'de ya! 17 milyon insan işsiz; 7 milyon insan asgari ücret alıyor, asgari ücret açlık sınırının altında. Onlara dair yaptığımız konuşma 3 kişinin alacağı ücrete dair yaptığımız konuşmanın yanında hiç. Ya, bir aksaklık var yaptığımız işte, işin yasal düzenleme boyutuyla ilgili de aksaklık var, siyasi öncelikler konusunda da bir aksaklık var.
Şimdi, hazır TÜBA ve TÜBİTAK konuşuluyorken bir iki şeyi hatırlatmak istiyorum, biraz önce genele dair yorum yaparken şunu söylemiştim: Ne bildiğinizin değil kimi tanıdığınızın önemli olduğu bir düzen kuruldu. Bu düzeninin devamı için de şu yapıldı: Önce, bilimsel iş yapan alanlar siyasileştirildi. TÜBİTAK ve TÜBA bilim alanları değil artık, bu kurumlar siyasi erkin atama yaptığı kurumlar yani bir kez daha sizin atama yaptığınız kurumlarda sizin yandaş diye gördüğünüz insanlara yapılacak ücret düzenlemelerini tartışıyoruz. Hatırlayın, 2004 yılında TÜBİTAK için yasa değiştirilmişti, yönetim kurulu atamaları doğrudan iktidara bağlanmıştı ve en çok FETÖ'cü iktidara bağlanmış olan o TÜBİTAK'tan çıktı. İkinci hatırlatma, 2011 yılında TÜBA'ya el attınız; üçte 2 üyesini doğrudan veya dolaylı olarak iktidarın belirleyeceği bir düzenleme getirdiniz ve oradaki özgür bilim insanları dediler ki "Bu kabul edilemez." Bir bilim insanının bilim yaptığını tartabilecek tek yer bilimsel çalışma yapanların olduğu yerdir, siyasi iktidar erki değildir. Tartışıyor olduğumuz kurumların ne olduğunu hatırlatmayı çok önemsiyorum. Bilimi susturma tercihinizin, susturduğunuz birim içerisinde bilimsel saiklerle değil, siyasi saiklerle yaptığınız atamalara yapılacak ödemelerin Türkiye'nin geleceği açısından hiçbir önemi yok. Yaparsınız, beğenmediğiniz düzeydeki ücretleri bu insanlara vermek üzere yaparsınız düzenlemeyi ama bilimi susturma gayretiniz devam ediyor. Bakın, bundan birkaç hafta önce halk sağlığı ana bilim dalında pandemiye dair gerçekleri Uludağ Üniversitesinde ortaya çıkaran bilimsel çalışmalar yaptığı için Profesör Kayahan Pala'ya dava açıldı. Neden? Çünkü araştırma yapmış. Neden? Çünkü bilimsel çalışma yapmış. Neden? Çünkü bilimsel çalışma bir gerçekliği ortaya koymuş ve siyasi iktidarın hoşuna gitmemiş. Tartışmamız gereken şeyler bunlar, TÜBA'daki 3 kişinin alacağı ücret değil. Mecliste tartışılması gereken şey, Türkiye'nin siyaset eliyle, iktidar eliyle bilimden ve gerçeklerden kopartılmış olmasının ortaya çıkardığı ağır yıkım ve bu yıkımın 17 milyon insanı işsiz bırakan düzenin temelinde olduğu gerçeğidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Böke, tamamlar mısınız?
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Hemen tamamlıyorum.
Dolayısıyla bu maddenin sadece yasa yapma biçimi nedeniyle değil, sadece unutulmuşlar listesini büyütmesi nedeniyle değil aynı zamanda bilimsel gerçeklikten kopuşun ortaya çıkardığı yıkım nedeniyle de bu maddenin bu utancı kaldırmak adına bu yasadan çıkarılmasını teklif ediyorum.
Teşekkür ediyorum.