KOMİSYON KONUŞMASI

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biraz önce Sayın Abdüllatif Şener dedi ki: "Elimizi uzatıyoruz, filin neresini değerse orayı tamir etmeye çalışıyoruz." Bir de bir fil var, ondan hiç bahsetmiyoruz; odanın ortasında duran fil, düzen. Yani bütün sıkıntı, düzenin doğasından kaynaklı bir endişe duyuyor olmamız. Yani bugüne kadar böyle ayrımcılık yapmaya müsait olan her madde, o ayrımcılığın keyfî yapıldığı, kurallara bağlı olarak ihtiyaç temelli, Sayın Paylan'ın sorduğu gibi şu şu kriterleri sağlayan sektörlere, bu kriterleri sağlayan şirketlere verileceğine dair güvencelerin kurumsal olarak, bilerek isteyerek yıkılmış olmasından dolayı bir endişeden kaynaklı. Yani kamu yararı güden bir düzen olduğuna garanti hissi olsa elbette ki "Hangi sektörler daha öncelikli olmalı?" tartışmasının bir ekonomik boyutu olur. Ve o ekonomik boyut, bu Plan ve Bütçe Komisyonunda siyasiler tarafından tartışılmaz, siyasilere Ekonomik ve Sosyal Konseyde bütün tarafların görüşlerini dile getirmesi sonucu ortaya çıkan ortak görüş sunulur, bu sunum ışığında bir siyasi tercih yapılır.

Şimdi, Ekonomik ve Sosyal Konsey hiç toplanmıyor, kurumsal yapıların hepsi yıkılmış; hiçbir şey kural temelli işlemiyor, keyfî ve şahsileştirilmiş işliyor ve böyle bir yapı içerisinde deniliyor ki: "Cumhurbaşkanına yetki verilecek, hangi sektöre hangi süreyle destek verileceğine Cumhurbaşkanı karar verecek." Şimdi, geçmiş davranışlar geleceğin güvencesidir. Geçmiş davranışlara dönelim, 2019 yılında verilmiş olan 14 milyar lira değerinde bir yatırım teşviği vardı, 5 şirkete gitti. Ondan önce, bugünkü gibi mini mini istihdam paketi değil süper teşvik paketleri açıklandı, 135 milyar liralık yatırımı kapsayan 23 proje seçildi, projelerin hepsi AKP'ye yandaş şirketlere gitti.

Şimdi, bu davranış biçiminin olduğu yerde bir de hükûmet sistemi değiştirildi ve şu yapıldı: Bakanlar özel sektörden seçildi. Turizm Bakanı, turizm şirketine sahip, turizm sektöründe yapılacak işlere dair kararı vermenin su başında oturuyor. Millî Eğitim Bakanı okul sahibi, millî eğitime dair kararları vermenin su başında oturuyor; hani kararı onlar vermiyor, o ayrı ama orada oturuyorlar. Sağlık Bakanı hastane sahibi, sağlık sisteminde hastanelerin nasıl işleyeceğine dair karar vermenin başında oturuyor. Ve siz diyorsunuz ki: "Biz bir yasal düzenleme yapacağız, hangi sektörlerin kurtarılacağına bu sistemin içindeki hükûmet karar verecek." Ya kim güvenir nasıl bir kriterle karar verileceğine? Elbette ki yasal düzenleme içerisinde o kriterleri biz belirleyemeyiz. İktisatçı komisyonu kurarsınız; Sayın Elvan, ben, Sayın Paylan otururuz, teknik olarak tartışırız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Ama bu Komisyonun görevi o teknik tartışmayı yapmak değildir; o teknik tartışmayı yapıp ortak aklı oluşturmuş olan Ekonomik ve Sosyal Konseyin ortaya koyduğu gerçeklik üzerinden Türkiye'nin siyasi önceliği ile kamu yararı gözeterek karar vermektir. Kurduğunuz ayrımcı düzen Türkiye'yi ayağından vuruyor. Ayrımcılık yapmaya müsaade eden bu tip bütün yasaların da geri çekilmesi gerekiyor. Bu madde de ayrımcılık yasasıdır, dolayısıyla geri çekilmesi gerekir.