| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ile 5 Milletvekilinin İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3050) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 23 .07.2020 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
2'nci maddede 5651 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesine şu fıkra ekleniyor: "Bu Kanun kapsamında uygulanan idari para cezaları, muhatabın yurt dışında bulunması halinde Kurum tarafından doğrudan doğruya muhataba üçüncü fıkradaki usulle de bildirilebilir. Bu bildirim 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre yapılan tebligat hükmündedir. Bu bildirimin yapıldığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebligat yapılmış sayılır." diyor.
Bahsi geçen üçüncü fıkra ise "Bu Kanun kapsamındaki faaliyetleri yurt içinden ya da yurt dışından yürütenlere, internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile bildirim yapılabilir. " diyor.
Tebligat Kanunu'na göre muhatabın adres kayıt sisteminde en son adresine tebligat yapılır. Yerleşim yeri adresi en son yerleşim yeri kabul edilir ve bu adres tebligat adresidir. Kurumların internet sayfalarındaki iletişim araçları ya da benzeri kaynaklardan elde edilen bilgiler üzerinden tebligat yapılacağı düzenlenmiştir.
Bu husus, Anayasa'nın 2'nci maddesinde belirtilen "hukuki belirlilik" ilkesine aykırıdır. Değişiklikte sosyal ağlar için çok ciddi para cezaları düzenlenmiştir. Bu nedenle tebligat usulü önem arz etmektedir. Ancak düzenlemede tebligatın nereye yapılacağının usulü belirsizlik içermektedir.
Uluslararası tebligatlara ilişkin 1954 tarihli Hukuk Usulüne İlişkin Sözleşme mevcuttur. Bu sözleşmeye göre yurt dışı tebligatları belirli usullere bağlanmıştır. Bu usule göre kural merkezî makam aracılığı ile tebligatların yapılmasıdır.
Diğer tebligat yöntemi de doğrudan posta yoluyla tebligattır. Bu yönteme, sadece sözleşmenin 10'uncu maddesine çekince koymayan devletler açısından başvurmak mümkündür. Türkiye, 10'uncu maddedeki tebligat yöntemini kabul etmeyeceğini bu maddeye koyduğu çekinceyle belirtmiştir.
Bu açıdan "Elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile bildirim yapılabilir." ifadesi sözleşmenin uygulanması açısından da belirlilik arz etmemektedir.
Teşekkür ederim.
