| Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
| Konu | : | Gaziantep Milletvekili Mehmet Sait Kirazoğlu ve 56 Milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3002) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 06 .07.2020 |
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Efendim, ben askerî tabip konusunu Cumhuriyet Halk Partili Komisyon üyelerimiz detaylı açıkladığı için tekrarda bulunmak istemedim. Evet, hastanelerin, revirlerin askerî olmak kaydıyla tamamının açılması lazım. Bu ülkede askerî hastanelerin doluluk oranları tartışılır. Askerî hastaneyi yüzde 100 özel hastane gibi doldurma peşinde olamazsınız. Çok özel ihtisas gerektiren bir konudur -doktor arkadaşımız bahsetti- savaş cerrahisi. Biz Eruh'ta vurulan arkadaşımızı tedavi ettirmek üzere Gülhane Askerî Hastanesinden profesör getiriyorduk gece, bir saat içerisinde, bir saat içerisinde. Şimdi toplayamazsınız. Vurulan askerimizin, rütbesi ne olursa olsun, hastanede güvenliğini sağlamak üzere 8 kişi nöbet tutturuyoruz; bırakınız verilecek hizmeti, güvenlik de dâhil olmak üzere. Ha, şartlar gerektirdi kapandı, amenna. Artık buraların açılması lazım. Artı, bu kararı, her mesleğin kararını... Niye biz Sağlık Bakanlığına tabip şahısları özellikle Bakan olarak atamayı tercih ediyoruz? O mesleğin özelliğini bilsin diye. Bu konularda kararı... Yine o mesleğe güvenmek zorundayız, bir meslek grubunu potansiyel tehdit göremeyiz. 15 Temmuz hain darbesini yine askerin içindeki ve polisin içerisindeki bu cumhuriyete, devlete, demokrasiye sadakatle bağlı olanlar engelledi; sokağa çıkan 3 kişi değil. Onlara saygısızlık anlamında konuşmuyorum, potansiyel tehdit olarak görüp hepsini cezalandırmamak gerekir diye düşünüyorum. Onun için bu kurumların açılması lazım, okullarının açılması lazım. Askerlik üç günde... Ruh işidir, bir hayat tarzıdır askerlik. Ben hâlâ sivilleşemiyorum birçok konuda. Siz komutanının emriyle Ömer Halisdemir'in o gün ölüme giden görüntüsünü görüyorsunuz. Bir tümgeneral diyor ki: "Git bu işi, bu görevi icra et!" Biliyor öleceğini, kalkıyor, aslanlar gibi gidiyor. Bu ruh altı ayda, üç ayda verilmez. Eğer imkânımız varsa -maliyet-fayda analizi falan yapmayalım; yıllarca maliyet fayda analizi yapıldı- yine liseden astsubay hazırlama okullarını açalım, askerî liseleri açalım, harp okullarını açalım. Yani "Efendim, okullar darbeci..." Hayır, efendim, okullar darbe niyetinde olanlar darbe yapar; bu kadar basit. Okulları cezalandırmayalım.
Sayın Başkanım, birkaç saniye daha isteyeceğim.
Eskiden halk arasında söylenirdi -ben şahsen denk gelmedim- kazan cezalandırılırdı, araba cezalandırılırdı falan diye- denk gelen var mı bilmiyorum, denk gelmedim ama- bugün binalar cezalandırılıyor. Eğer diyorsak ki orası Peygamber ocağı -hakikaten Peygamber ocağıdır- bu lafta kalmasın. Evet, tüm personeline hak ettiğinin üzerinde, fevkinde imkân sağlayalım. Niye? Başka türlü ikame edemeyeceğimiz bir görevi onlardan bekliyoruz, vatanın savunması yani vatanın namusunun korunmasıyla alakalı... O nedenle sağlık personeline verelim, sağlık kurumlarını yeniden hayata geçirelim. Ha belki ne olabilir? Özel bir tıp fakültesi olmayabilir ama "askerî tababet" denilen bir branş var, bu dünyanın her yerinde aynıdır. Çünkü bu coğrafyada bulunan devletin ordusu güçlü olmak zorundadır. Biz savaşı bitirmedik, savaş bitmiyor. Ben Şırnak'ta ilkokul okudum, Şırnak nüfusunun yarısı Barzani'ye askerlik yapmaya gidiyordu; yarı orada yapıyordu, yarı burada yapıyordu. Birtakım şeyler tesadüfi değil, yüzyılların şeyi... Onun için ordumuzun güçlü olması gerekir diye düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim.