NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Şimdi, tekrar birkaç soru soracağım, bir de aslında bir düzenlemeye ihtiyaç var ama genelde bizim Türkiye'de her şeyi tersten yapıyoruz. Türkiye'de bir çok yerde hemşirelik okulları açıldı, hepimiz anımsıyoruz. Sonra hepimizin yanına geldiler, dediler ki: "Staj yapacak yerimiz yok." Yer bulunmaya çalışıldı, yetmiyordu, özel kurumlar almaya çalışmadı. Şimdi, dışarıda binlerce insan açıkta, iş bulamıyorlar, bulanlar da hâlâ uygulama yok, yeni bir eğitime başlıyorlar hastanelerde. Bu bizim acı gerçeğimiz.

Şimdi, bir taraftan hekim yetiştirirken şunu sormak istiyorum: Peki, bu süreçte açılan hastanelerle ilgili herhangi bir şey söylemiyorsunuz. Bu böyle devam edecek mi? Bir taraftan diyorsunuz ki bu doğru bir şey değil, afiliye olmuşlar. Bu uygulamalarda giden hastalar diyorlar ki: "Ben özele geldim, bunu kabul etmiyorum." Ama bununla ilgili bir düzenleme yapmıyorsunuz, diyorsunuz ki "Bunlar kazanılmış haktır, devam edecek." Madem kötüdür, onlara ilişkin bir düzenleme yapmanız lazım. Bununla ilgili bir görüş yok.

Bir diğeri, sağlık hizmeti alttan üste kadar ekip hizmetidir. Yani siz bir taraftan "özel" diyorsunuz, "vakıf" diyorsunuz... Kamu üniversitesinde çalışan bir profesör tam gün çalışmak zorundadır. Eğer dışarıya gidiyorsa ameliyata giremiyor, asistan eğitimine giremiyor, öğrenciye sadece teorik ders anlatıyor. Özelde çalışacaksınız, doçentsiniz, profesör olabileceksiniz, fazla ücret alabileceksiniz, ameliyat yapabileceksiniz, asistan yetiştireceksiniz, öğrenci yetiştireceksiniz. Ya, siz kamuyu yok ediyorsunuz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Kamuda da benzer şeyler oluyor.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Yok, kamuda yok. Şimdi ikimiz de bunu çok iyi biliyoruz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Üniversitelerde profesörler aynı şekilde çalışıyor.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Ben devam edeyim Sayın Başkan.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Bu yeni açılanlarla ilgili bir düzenleme diyorsunuz, süre koymamışsınız; altı ayda, üç ayda, bir yılda, bir süre yok. Demek ki istediğiniz zaman bir şeyi düzenleyecek, belki kendinize ait bir düzenleme geliştireceksiniz.

Bir diğeri, biraz önce söylediğim konu, Sayın YÖK'ten gelen temsilci, diyorsunuz ki "Pandemi için böyle bir şey." Türkiye'de de pandemi var. Peki, Türkiye'deki gençlerin suçu nedir? Yani Hakkâri'de, Batman'da, Diyarbakır'da, Antalya'da, Rize'de okuyanın ne suçu var? Burada pandemi yok mu? Oradaki gidecek ÖSYM'ye göre 700 bine girecek, 600 bine girecek; gelecek burada şakır şakır devam edecek. Peki, buradaki Rizelinin suçu ne? Batmanlının suçu ne? Yani bunu pandemi diye fırsata dönüştürüp üstünü örtmeyelim, maskelemeyelim.