| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy'un, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki kriz konusunda HDP olarak neden farklı düşündükleriyle ilgili, Komisyonu bilgilendirmek istediklerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .10.2020 |
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, herkese merhabalar. Birkaç gündemimiz var. Oraya geçmeden önce sadece bir konuya açıklık getirmek istiyorum.
Öncelikle bu yeni dönem hayırlı olsun diyelim. Size de başkanlık görevinde başarılar diliyoruz. Uzun bir dönem, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde de delegasyon başkanlığı yapmıştınız. Umarım burada da başarılı çalışmalara imza atarsınız.
Bugün 2 tane konumuz Azerbaycan'la ilgili anlaşmalar. Malum, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki bu kriz durumu derinleşiyor. Siz de girişte şöyle bir açıklama yaptınız. Evet, 4 parti ortak bir açıklama yaptı parlamentoda. HDP'nin bu konudaki görüşleri farklı. Komisyonu bilgilendirmek açısından -yani niye farklı düşündüğümüzü- komisyon üyelerine açıklamak bizim sorumluluğumuz. Buradaki arkadaşları sadece bilgilendirmek istedim. Bu konuda bir Merkez Yürütme Kurulu açıklamamız da oldu bizim. Biz şöyle düşünüyoruz: Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki mesele neredeyse otuz yıllık bir mesele. Doğrudur, uluslararası hukuku ihlal eden bir Ermenistan işgali Karabağ'da söz konusudur. Bu işgalin bitmesi gerektiğini biz de düşünüyoruz. Oradaki yaşayan Ermenilerin, diğerlerinin kaygılarını giderebilecek bir orta çözüm bulmak lazım.
Bizim temel olarak karşı çıktığımız nokta şudur: Hükûmete de eleştirimiz bu olmuştu. Şimdi, Azeriler kardeş bir halktır. Bu konuda HDP'nin de tavrı tabii ki nettir. Biz aynı şekilde Ermenileri de kardeş bir halk olarak görüyoruz. Ermeni Hükûmetiyle sıkıntıları olabilir, bunlar eleştirilebilecek şeyler ama yapılacak müdahaleler zaten gerilimli olan halklar arası ilişkileri daha fazla zedelememeli gibi düşünüyoruz. Aynı zamanda Türkiye'de yaşayan Ermeniler var, Türkiye vatandaşları var, ciddi tedirginlik var; bazen sokaklar alevlenebiliyor, görebiliyorsunuz kimileri provoke etmeye çalışıyor gibi gibi.
Dolayısıyla, biz şöyle düşünüyoruz: Türkiye Cumhuriyeti devleti Orta Doğu'da çok önemli bir güç, yüksek bir kapasitesi de söz konusu. Azerbaycan ve Ermenistan'ı küçümsemek açısından söylemiyorum ama gerçekten 2 tane küçük devlet. Bunları yan yana getirebilecek, aralarındaki çelişkileri sıcak bir savaşa dönmeden çözebilecek inisiyatifi koyabilmeli gibi düşünüyoruz. Bunu Türkiye 2008, 2009, 2010 o dönemlerde denedi aslında. Bir noktada neredeyse artık kapılar açılacak, normalleşme olacak vesaireden şimdi, 2020'lerde tekrar bir savaş konseptine dönüyoruz. Bu, Türkiye açısından sonuç alıcı da olacağını düşünmüyoruz. Yani ortada başka güçler de var. Uluslararası güçler de müdahil olmuş, eninde sonunda o masa zorlanacak. Herkes bunu biliyor, dolayısıyla, o masayı kurmak için Türkiye'nin biz, aktif çaba sergilemesi gerektiğini; hele hele hem Ermenilerle hem Azerilerle tarihsel bağları vesilesiyle Türkiye'nin üzerine burada büyük bir sorumluluk düştüğünü düşünüyoruz. Bu açıdan biz Türkiye'nin tek taraflı olarak Azerbaycan'a sunduğu desteğin bu meselenin çözümünü daha da olanaksız hâle getireceği kaygısıyla o açıklamaya katılmamıştık. Fakat, farklı hem bir açıklamamız olmuştu -az önce özetlediğim çerçevede- aynı şekilde uluslararası düzeyde de içinde olduğumuz bütün kuruluşlarda bir an önce bu savaş, çatışma durumunun sonlanması ve müzakerelere geçilmesi içinde elimizden geleni yapıyoruz.
Asıl olan Ermeni ve Azeri halkları arasındaki bu çelişkilerin mümkün mertebe kısa sürede bu savaş girdabından çıkarılması. Sorun çözülmeyebilir, bir on yıl daha alabilir, yirmi yıl daha alabilir. Ama yüzlerce, binlerce insan ölebilir, siviller ölüyor, haberler geliyor. Yani savaş olduğu zaman sivil ölmez diye bir şey yok.
Şuna da bakın 20'nci yüzyıl tarihine bakın; bütün savaşlarda, hepsinde tartışmasız ölen sivil sayısı her zaman için savaşçı sayısından daha fazla olmuştur. Dolayısıyla bir başladığı zaman gerçekten önü alınamayabilir.
Kaygılarımızı, düşüncelerimizi bu şekilde ifade etmek istedim.
Teşekkür ediyorum.