KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; şimdi, burada 2 madde var birbiriyle bağlantılı. İlk maddeyi incelediğimizde, sanki daha önce herhangi bir şekilde ruhsat alınmayan, bir anlamda ruhsatsız yapılagelmiş olan bu tesislerin bir ruhsata bağlanmasıyla ilgili bir çalışma ve planlama olduğu anlaşılmakta. Salt bu açıdan bakarsak tabii ki güzel bir gelişme olarak sayabiliriz yani sadece ruhsatlandırma yönünden. Çünkü bir şeyin ruhsatsız, gelişigüzel yapılmasından en azından bir şekilde ruhsata bağlanıyor olması da önemli. Ancak bu düzenlemeler yapılırken konan birtakım muafiyetler var. İşte, yer seçimi konusunda sadece bir komisyon üzerinden bu işin götürülebileceği, yine özellikle son dönemde belediyelerimizin ciddi anlamda gelir kaynaklarının azaldığı bir ortamda herhangi bir bedel, ücret ve harç alınmaksızın bu 1/1.000 ölçekli uygulama imar planlarında alan fonksiyonu tahdidi olmayan yerlere bu tesislerin yapılabilir olmasının en başta belediye gelirleri yönünden de sakıncalı olabileceğini ifade etmek istiyorum. Yani haberleşme operatörlerine, GSM operatörlerine daha burada bir tavizle işe başlıyoruz.

Onun dışında, biraz önceki konuşmacı arkadaşlarımızın insan sağlığı üzerine etkileri yönünden gerekli değerlendirmelerin ne şekilde yapılacağına dair eleştirilerine de ben aynen iştirak ediyorum. Bu konularda bir açıklık yok ve hatta belirli kuralları yani yer seçim komisyonu tarafından uygun görülen her yere neredeyse izin verilebileceğine dair bir anlam çıkmakta. Bu yerlerin gerçekten seçilirken çok özellikli bir şekilde incelenerek seçilmesi gerekir çünkü öyle ki ülkemizde maalesef çok sayıda taş ocağı, mermer ocağı, HES'ler gibi birçok yerin bu ülkede tarihî kalıntıların üzerine, su kaynaklarının üzerine, tarımsal karakteristik özelliği bulunan yerlere kısacası çok ciddi zararların doğacağı yerlere izinler verildiğini görüyoruz. Burada da belirli kıstaslar aranmalı ve o değerlere göre yer seçimi konusunda insan sağlığına başta olmak üzere çevreye zarar olmayan yerlere yapılmasına izin verilmeli. Tabii, bu arada yapılacak olan yapının özellikle işte, 15 metreyi de geçen şekilde olabileceğini de düşünürsek sadece statik ve elektrik mühendislerinin projelerinin yeterli olmayacağı, yer seçimi konusunda jeolojik etüt yapılması, bu anlamda da özellikle jeoloji mühendislerinin de bu işin içerisinde olması ve yerin bu işe uygunluğu konusunda da yine bir rapor alınması gerektiği de ileri sürülmekte.

Yine, yapının özelliğine göre ÇED uygunluk raporu yani ÇED raporu, çevre yönünden uygunluk raporunun da alınması gerektiği de düşünülebilir. Değerli arkadaşlar, bu konuyu da bir değerlendirmenizde fayda olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, buraya kadar plansız, daha önce bir şekilde izin alınmadan yapılagelen, bazen bölge halkının tepkilerine, eylemlerine, karşı çıkmalarına rağmen güçlü firmaların -sermayenin gücüyle daha doğrusu- orada birtakım güçlerin de kullanılarak yapılan baz istasyonlarını hepimiz biliyoruz. Şimdi, ruhsatlandırma derken bir taraftan sanki kulağa hoş gelmekle beraber burada kaygıları dile getirdik ancak diğer maddede... Bakın değerli arkadaşlar, 11'inci maddede siz, bugüne kadar yapılmayan birtakım düzenlemeyi bir taraftan yapmaya çalışmaktasınız, bir taraftan da bugüne kadar yapılmadığı için, kurallara uygun olmadığı için İmar Kanunu 32'nci ve 42'nci maddeyle -yani yıkım ve para cezasıdır bunlar, Sayın Sındır da söyledi- ilgili idari kararlar verilmiş, yıkım kararı alınmış; para cezası kararı alınmış bu yerlerin kısacası affı söz konusu.

Şimdi değerli arkadaşlar, siz bir taraftan yasallık getirirken bir taraftan yasal, kurallara uygun olmadığı tespit edilmiş olan bu yerlere bir anlamda affederek yasallık sağlamaktasınız. Artı bakın, korona sürecinde maske takmayanlara ceza getirildi ama yasa takmayanlara siz şu an ödül getirmektesiniz. Hoşuna gitti değil mi İbrahim Bey? Siz 65 yaşını geçti diye sokağa çıkana 3.600 lira para cezası keseceksiniz, efendim, milyonların kullandığı telefonlardan veya yayınlardan para kazanan GSM operatörlerine af getireceksiniz. Yani bundan kim yararlanıyor, bundan hangi operatörler yararlanıyor ve size bu yasayı çıkarmak adına bu aklı, fikri telkinde kim bulunuyor? Bunu da açıklamanız gerekir.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bugün Ağrı'da köyden telefon çekmiyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Telefon çekmesin demiyoruz ki biz, telefon çeksin tabii ki yani çekmenin de kuralları var. Telefonu çeksin diye devletin kesmiş olduğu cezaları silmenize gerek yok. Şimdi siz, telefonu çeksin derken bunu sağlamak ayrı... Verilmiş alınması gereken, devletin alması gereken; gariban vatandaşa bir şekilde ceza hükmedildiğinde son kuruşuna kadar alıp köylerde yerine göre eşeğini zapt eden bir anlayışta şimdi siz geliyorsunuz, affediyorsunuz. Kim yararlanıyor bunlardan, hangi sermayedar yararlanıyor? Dolayısıyla madem ki bir tarafta siz yasallıkla uğraşıyorsunuz, burada yasaya aykırı olan durumların da affını biz doğru görmüyoruz değerli arkadaşlar.

Sonuç itibarıyla, bu düzenleme sadece ruhsatlandırma kulağa hoş gelen bölümü olmakla beraber ruhsatlandırma koşulları, efendim, belediyelerin bu konuda herhangi bir şekilde gelir temin edemeyecek oluşu, yer seçimi, efendim, biraz önce ifade ettiğim gibi sadece statik ve elektrik mühendislerinden proje alınması yeterli olmadığı hususları ve af konusunun da doğru olmadığını buradan açıkça ifade ediyorum ve biraz önceki sözümü tekrar etmek istiyorum: Maske takmayanlardan aldığınız cezayı, yasayı takmayan bu operatörlerden de lütfen alın.

Teşekkür ederim.