OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Tabii, tabii.

Doğu Akdeniz sürecinde yani bu doğal gaz kaynakları, mineral yataklarla ilgili süreçte bizim yanımızda kim var?

DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI YAVUZ SELİM KIRAN - Biz, tabii Sayın Vekilim...

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Ya bizim haklı tezlerimiz var, hiç itirazım yok; ulusal çıkarlarımız var, ona da itirazım yok. Yanımızda kim var?

DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI YAVUZ SELİM KIRAN - Türkiye Cumhuriyeti olarak biz haklı ve meşru olduğuna inandığımız politikaları icra ederken esasen yanımızda kimin olduğuna da bakmıyoruz. Biz güçlü müyüz, haklı mıyız ve meşru muyuz, nerede duruyoruz? Durduğumuz yer itibarıyla biz haklıysak orada tabii ki doğrunun yanındayız, uluslararası toplumun da doğrunun ve haklının yanında yer alması en büyük beklentimiz. Uluslararası hukuk da bunu emrediyor, bunu öngörüyor. Dolayısıyla...

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Sayın Bakan Yardımcım, uluslararası ilişkiler dersi, 101 giriş dersinde uluslararası ittifaklar, uluslararası ilişkiler, bunların üzerine bir ders var, bir bölüm var. Ne kadar kıymetli olduğu, ülkelerin birbirine destek oluyor olmasında, haklı noktalarında ne kadar önemli olduğu anlatılır. Şimdi biz haklıyız, yani sizin söyledikleriniz değerli yalnızlık politikasının meşrulaştırılması çabasına geliyor. Yani biz haklıyız, yanımızda kimse yok. Tamam, peki karşımızda bir şer cephesini örgütlemişiz. Yani biz kendi bulunduğumuz pozisyonun haklılığına inanıyoruz, bunu da savunuyoruz ama bir cephe örgütlenmiş. Bu cepheyi bölmek siyaset değil midir? Yani uluslararası siyasette bunun için bir çaba gösterilmez mi?

DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI YAVUZ SELİM KIRAN - Sayın Vekilim, tabii uluslararası ilişkiler 101 dersi, benim de uluslararası ilişkiler mezunu bir öğrenci olarak aldığımız ilk derslerden biriydi. Tabii ki Türkiye her zaman diplomasiden yana duruşunu bu süreçte de göstermiştir. Biz diplomasiyi hiçbir zaman dışlamadık ama sizin de bahsettiğiniz, aslında cümlenizde de ifade ettiğiniz, şer olarak tanımladığınız bir ittifak varsa karşımızda, biz orada yalnızlığımızı elbette tolere edebilecek kudrete ve imkâna sahip olan bir ülkeyiz. Bu zenginliğe, bu medeniyet tasavvuruna da sahip bir ülkeyiz. Elimizdeki imkân ve kapasiteler de çok şükür ki bugün orada özellikle sondaj gemilerimizle, sismik araştırma gemilerimizle, uluslararası hukuk temelindeki tezlerimizle ülkemizin elini burada son derece güçlendiriyor. Tabii ki özellikle Avrupa Birliği Zirvesi öncesinde buradaki diplomatik mücadelenin de merkezinde Türkiye'nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle Almanya Şansölyesi Merkel'in ara buluculuğunda diplomasiye fırsat tanıyan ve Avrupa Birliği Zirvesi'nde tek taraflı olarak Türkiye'ye yaptırım kararı alınmamasına yönelik Türkiye'nin öncü çabalarını da özellikle dikkatinize getirmek isterim. Biz hiçbir zaman diplomasiyi dışlayan bir ülke olmadık. Diplomasiyi özellikle Türkiye'nin her zaman bulunduğu haklı ve meşru zemine çekmek ve bütün o bahsettiğiniz şer eksenine de uluslararası hukukun temel ilkelerini hatırlatmak suretiyle bütün uluslararası platformlarda ülkemizin çıkarlarını savunduk, savunmaya da devam edeceğiz. Burada karşımızdaki ittifaklar yanlış yerde dururken biz yalnız olduğumuzu bilsek de son derece haklı, güçlü ve meşru bir şekilde o bahsettiğiniz şer ekseninin bize dayatmaya çalıştığı gündemin de hiçbir zaman esiri olmayacağımızı, bunu ülkemize yakıştıramayacağımızı özellikle Bakanlık olarak burada ifade etmek isterim.

Teşekkür ederim.