| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Nevzat Şatıroğlu ve Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu ile 88 milletvekilinin Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3116) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .10.2020 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlarken İstanbul Milletvekili arkadaşımız Markar Eseyan'ı kaybetmenin acısını yaşıyoruz: Grubum adına, AK PARTİ Grubuna ve Meclisteki bütün yol arkadaşlarımıza ve aynı zamanda milletvekillerimize başsağlığı diliyorum, Allah rahmet eylesin.
Değerli milletvekilleri, Komisyonumuz teknik bir komisyon olduğu için bugüne kadarki çalışmalarında, birlikte çalışma anlayışını korumuştur. Alt Komisyon için her bir muhalefet partisi 1, iktidar partisi 2 milletvekili verdi. Bu şekilde teşekkül eden Alt Komisyonun kendisine bir Başkan seçmesine izin vermedi Sayın Başkan. Tek taraflı kararlar, "Ben yaptım, oldu." anlayışı doğru bir yaklaşım değildir Sayın Başkan; bu ikazımı bildirmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, Sanayi Teknoloji ve Enerji Komisyonumuz bir kez daha bir torba kanun teklifiyle karşı karşıya kalmakta. Tek bir kanunla sekiz kanun değiştiriliyor. Katma Değer Vergisi Kanunu, Maden Kanunu, Doğal Gaz Piyasası Kanunu, Kamu İhale Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu gibi sekiz kanun maddesi değiştiriliyor. En son Maden Kanunu örneğinde gördük bu durumu 2019'da, acele bir şekilde değiştirildi Maden Kanunu, şimdi tekrar görüşüyoruz. Tekrar aynı Maden Kanunu bugün Komisyonumuza geldi. O gün kaliteli kanun yapalım dedik, kimse bizi dikkate almadı. Bir yıl geçmeden tekrar Maden Kanunu'nu görüşüyoruz. Oysa kanunu günlerce konuşmalıyız, bütün STK'lerden görüş alınmalı, geniş katılımlı toplantılar düzenlemeliyiz.
Çevre kirliliği dünyanın en büyük sorunlarından biri. Bu koşullarda bütün çevre örgütlerinin görüşünü almak çok mu zor sayın milletvekilleri? Bırakın çevre örgütlerinin fikrini almayı, ne yazık ki Komisyondan kovarak gönderiyoruz çevre örgütlerini.
Değerli milletvekilleri, torba kanunun mantığı yasama faaliyetlerinin kalitesini ve ciddiyetini azaltıyor. Aslında ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken maddeler yangından mal kaçırırcasına bir arada inceleniyor, bu yanlıştır. Yasama faaliyetini ayağa düşürmeyelim değerli milletvekilleri. Biz sürekli sizleri ikaz ediyoruz ama sözümüzü dinletemiyoruz. Nerede hazırlandığı belli olmayan sahipsiz kanunlar her değişikliği aynı torbaya koymaya devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, neden böyle bir değişiklik geldi önümüze? Kanunun arkasındaki niyeti, zihniyeti ve mantığı merak ediyoruz. Önce bu hususlara değinmek gerekli. Madencilik sektöründe yaşanan iki önemli olay teklifin arka planını özetliyor. Bu yılın 23 Ocağında Varlık Fonu bünyesinde "Maden Sanayi ve Ticaret AŞ" adıyla bir şirket kuruldu. "Maden Holding" diye adlandırılan bu şirkete kısa zamanda 20 tane maden ruhsatı devredildi. Maden Holding rüzgâr, güneş, termik, altın ve diğer kıymetli maden alanlarında faaliyet gösterecek; asıl amacıysa, kamuya ait ve taliplisi olan özelleştirilecek madencilik kuruluşu kalmadığı için kamu-özel sektör iş birliği yöntemiyle yandaşa kaynak aktarmak ve finans sağlamaktır. Varlık Fonu kamusal denetimin dışında. Bu fon bünyesinde kurulan Maden Holding kamunun kaynaklarını ortaklıklar kurarak yandaş şirketlere aktaracak. Kısa zaman içinde kamunun elindeki tüm maden ruhsatlarının, MTA tarafından bulunan maden sahalarının bedelsiz ve ihalesiz bir şekilde Varlık Fonuna geçtiğini göreceğiz. İşte Maden Holding, bu büyük rant aktarımının aracı.
AKP iktidarı kamusal madenciliği bitirdi. Yıllardır uygulanan yanlış politikalarla Etibank, Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri, Karadeniz Bakır İşletmeleri, Türkiye Kömür İşletmeleri ve Türkiye Taşkömürü Kurumu gibi uzman ve deneyimli kuruluşlar yok edilip içi boşaltıldı. Komisyonumuzun önüne gelen teklifin ilk amacı bu, Varlık Fonu tarafından kurulan Maden Holding için madencilik alanını dikensiz gül bahçesine çevirmek. Madencilik şirketlerine her türlü imtiyaz ve ayrıcalık verilirken, yandaşa kaynak aktarmak için kurulan Maden Holdingin önü açılıyor. Kısaca, inşaatta, köprüde, otobanda, hastanede uygulanan yap-işlet-devret modelinin bir benzeri şimdi madencilik sektöründe olacak. Ne Sayıştay ne Kamu İhale Kanunu... Yandaşa istediği gibi kaynak aktaracak iktidar.
Teklifin arkasındaki ikinci önemli nedense, ağustos ve eylül ayında 68 ilde 766 maden sahasında yapılan altın ve gümüş madeni ihalelerini alan firmaların ruhsat ve borç işlerini kolaylaştırmak.
Değerli milletvekilleri, teklifte pek çok sorunlu madde var. Mesela "Borcu yoktur." yazısı, ruhsat devri, redevans sözleşmesi, izin alanı değişikliği, ruhsat birleştirme, ruhsat alanı küçültme, terk, mera tahsis değişikliği, geçici tatil, işletme izni, kamu yararı kararı, kamulaştırma kararı, pasa değerlendirme, pasa döküm alanı ve patlayıcı madde talebinde "Borcu yoktur." yazısı kaldırılıyor. Kimin için getirdiniz bunu? Soruyorum size, hangi yandaş borcunu ödeyemedi? Milletvekillerimiz açıklasınlar bunu. Ona kıyak olsun diye konuldu bu madde, biz öyle düşünüyoruz.
Esnaf, KOBİ, sıradan vatandaş, borcu varken bankalardan kredi alabiliyor mu? Borcu olan bir vatandaş kamuya gittiği zaman hemen "Borcu yoktur." yazısı isteniyor. İcra dosyaları almış başını gitmiş, icra dairelerinde bekleyen dosya sayısı 23 milyon seviyesinde, bankalardan yeni kredi talepleri kapı duvar; piyasa böyleyken devlet kendisine borç takan işletmeye yeni ihale vermeye devam edecek. Keşke maden şirketlerine gösterdiğiniz bu iyi niyeti ve şefkati vatandaşa da gösterseniz. Bu teklifte, her şey maden ve enerji şirketleri için; vatandaşa hiçbir indirim, zerre kadar da fayda yok.
Değerli milletvekilleri, her türlü doğal gaz ithalatını ve BOTAŞ'ın ihalelerini Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkaran maddeler, devletin parasını kamusal denetimin dışına çıkarmak için hazırlanmış. 190 defa değiştirilmiş Kamu İhale Kanunu yine değiştiriliyor. Karadeniz'de doğal gaz bulundu, vatandaşa müjde verdiniz ama sadece bu sene doğal gaza yüzde 34,7 zam yaptınız. Türkiye dışından, Avrupa'nın 2 katı kadar pahalı gaz alıyoruz. Düşünün, bir de bütün hatlar Türkiye üzerinden Avrupa'ya gidiyor. Avrupa, 1.000 metreküp doğal gaza 120 dolar öderken Türkiye 280 dolar ödemekte. Bu başarısızlığın mimarı, bizden, şirketler için ayrıcalıklar istiyorlar. Türkiye'nin doğal gaz politikası başarısız olmuştur. Ödediğimiz bu yüksek fatura sizin iktidarınızın eseridir.
Değerli milletvekilleri, teklifteki bir diğer sorun, 1 ve 9'uncu maddelerle yapılmak istenen değişiklikte saklı. AKP, dışarıda kurulmuş şirketleri Türkiye'nin içine taşımaya çalışıyor ama mal varlıkları ülkeye getirilen bu şirketlere devasa ayrıcalıklar verilmiş durumda. Kamu İhale Kanunu yok, Türkiye Ticaret Kanunu'nun kuruluş, tescil, nakdî sermaye ve yedek akçeye dair hükümleri de yok, Meclisin denetiminden de kaçırılıyor bu şirketler. Ne KİT Komisyonun da ne de Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda bu şirketlerin ibaresi yapılmayacak. AKP'nin mantığı şu: Yurt dışındaki şirketleri Türkiye'ye getirelim ama bu şirketler sanki yurt dışında gibi çalışmaya devam etsin. Böyle bir anlayış olabilir mi değerli milletvekilleri? Demezler mi adama o zaman niye getiriyorsunuz bu şirketleri?
Teklifin en sorunlu maddesi adrese teslim meşhur 2'nci madde. Bakan onayıyla şirketlere on iki aya kadar ruhsatsız çalışma izni veriliyor. Bu madde de gösteriyor ki AKP gözünü karartmış. Nasıl yapsak da Kaz Dağları'nda Alamos Gold, Afyon Emirdağ'da Tüprag şirketlerini kurtarsak diye madde tanzim edilmiş. Doğayı madenlere kurban edenler işlerini rahat rahat görsün diye ruhsatsız çalışacak, üstelik bu değişiklik kimin için belli de değil. Türkiye'ye silah ambargosu koyan Kanadalı şirketler için Kaz Dağları, Fatsa, Uşak, Erzincan, Eskişehir ve Afyon Emirdağ'da altın çıkarmaya devam ediyor. Kanadalı şirketler sözde yerli ve millî; iktidar ise Kanada'ya hak ettiği cevabı vereceğine onların şirketlerinin ruhsatsız çalışması için kanun teklifi hazırlıyor. Burası Türkiye sayın milletvekilleri, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kanada'da değiliz. Yabancı devletlerin ve yabancı şirketlerin iş takibini yapmak için kanun çıkarmak bize yakışmaz.
Değerli milletvekilleri, mücavir alanlarla ilgili değişiklik de teklifin getirdiği garabetlerden birisi. 2019 rakamlarına göre 687 maden sahasında 497 sınır aşımı olay olmuş. Sınır aşımı madencilik sektöründe büyük bir sorun. Bu şartlar altında mücavir alan tanımı daha da gevşetiliyor. Böylelikle yeni sınır ihlallerinin önü açıldığı gibi ÇED raporu ve cezai yaptırımlar da ortadan kaldırılıyor.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifine adını veren elektrikle ilgili hükümlerde vatandaşın derdine derman olacak, sanayiciye, çiftçiye ve hane halkına yararlı bir tane madde bulamıyorsunuz. Sadece bu sene sanayinin kullandığı elektrik yüzde 21,8; hane halkının kullandığı elektrik yüzde 32,3 arttı. Pandemi koşullarına rağmen elektrik faturaları çatır çatır gönderildi, merkezî Hükûmet faturalar için kılını bile kıpırdatmadı.
Teklifte vatandaşın cebini ilgilendiren indirim müjdesi yok; sadece şirketler memnun edilmiş, ne TRT payı kaldırılmış ne de dolarla ödenen YEKDEM bedelleri. Eski düzen olduğu gibi devam ediyor, yeni teklif "ulusal tarife" adıyla kayıp kaçak bedellerini vatandaşın sırtına bindiriyor, bindirmeye devam ediyor. Mesela, ne iktidar ne de elektrik dağıtan şirketler kayıp kaçak için ciddi bir çaba içinde olmadı. Kayıp kaçak bedelleri üzerinden ülkemizin doğusunu batısına düşman etmeye, vatandaşlarımız arasında nefret tohumları ekmeye hizmet eden bir anlayış var. Kayıp kaçak oranı ne demek? Oranı belli olmayan vergi. Güneydoğu elektriğin yüzde 6'sını tüketiyor, her fırsatta Türkiye'nin her yerinde "Ya, biz hırsızların elektrik parasını ödüyoruz." deyip toplumu karşı karşıya getiriyorsunuz. 21 tane elektrik dağıtım şirketi var, altyapıya yatırım yapmıyor, hesabını sormuyorsunuz; sadece vatandaşı karşı karşıya getirerek oranı belli olmayan vergiyi her ay çatır çatır alıyorsunuz.
Teklifle, bu adaletsizlik düzeni beş yıl, hatta Cumhurbaşkanı kararıyla beş yıl daha uzatılıyor yani toplamda on yıl. Bu durum acziyetin, kötü yönetimin kabulüdür. Teklifle "Kayıp kaçağı niye önlemiyorsunuz?" demiyor; onun yerine, kanun çıkararak on yıl daha vatandaşa eziyet edilmesine yardımcı oluyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, sürdürülebilir enerji üretimi ulusal kalkınmanın yapı taşlarından biri. Ayrıca, her bir vatandaş ve her işletmeyi enerjiyi ucuza tüketmek istiyor ancak Türkiye'de enerji politikaları ne kalkınmaya hizmet etmekte ne de enerjiyi ucuza mal etmekte. Komisyonun gündemine getirilen bu teklif, mevcut sorunları çözen, yapısal reformlar üreten bir mantığa sahip değildir.
Teklif geçerse ne olacak? Vatandaş ucuza elektrik mi tüketecek? Önümüz kış, doğal gazı indirimi mi gelecek? Hayır, bunların hiçbiri olmayacak. Ne acıdır ki iki gündür Komisyonun gündeminde Soma işçisinin çığlığı varken sanki işçilerimize nispet yaparcasına maden şirketlerine yeni ayrıcalıklar tanıyan bir kanun teklifi Komisyonumuzun önüne geldi. Toplum, esnaf ve KOBİ'ler sorunlarının Meclis gündemine taşınmasını bekliyor ama iktidar halkın sorunları yerine bir avuç şirketin ihtiyaçlarını karşılamanın derdi içinde.
Değerli milletvekilleri, teklifin içeriği memleket hayrına değil. Gelin, bu yanlıştan geri dönelim, teklifi tümüyle ve oy birliğiyle geri çekelim. Bu his ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.