AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Başkanım, bu 4'üncü maddeyle, daha önce 2019 yılında zannedersem 3213 sayılı Kanun'a bir ek madde konulmuştu ve bu ek maddede bir değişiklik, bir ilave yapılmak isteniyor. Bu ek 1'inci madde, 2019'daydı zannedersem, dediğim gibi, "Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Türkiye Kömür İşletmeleri, uhdesinde bulunan maden ruhsatlarını işlettirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir." diye bir ifade var ve biz bu değişiklikle "Bu ruhsat sahalarında, devralanın kurulu işletme kapasitesi veya şerh edilen sözleşmedeki kapasiteyi aşmayacağı yönünde vereceği taahhüde istinaden, ilgili alan için tanınan tüm muafiyetler ve bu Kanun'un 7'nci maddesine istinaden alınmış tüm izinler devredilen ruhsatlarda da aynen korunur." ibaresini koyuyoruz. Şimdi, söz konusu olan sahalar, Türkiye Taşkömürü Kurumu ile TKİ'nin sahalarından bahsediyoruz biz, öyle değil mi? Yani burada tartıştığımız konu bu.

Şimdi, mesela geçtiğimiz günlerde, yanılmıyorsam TKİ kendisine ait 4 tane açık madenin ihalesiz kendi alt kurumuna ruhsatını devretti. Şimdi, şu fotoğraflar Soma'nın Deniş Mahallesi'nden çekilmiş, Deniş kırsal Mahallesi...

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Biz onu kanunlaştırmıştık, mücadele vermiştik.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Evet, zannedersem geçen 2019'da vermiştik.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Deniş Mahallesi'ne istinaden.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şimdi, bu Deniş Mahallesi'nde yıllardan beri su yok. Her pazartesi Deniş Mahallesi'ne bir tanker su geliyor; eğer pazartesi günü siz köydeyseniz, haftalık suyunuzu alabiliyorsunuz eğer köyde değilseniz su alamıyorsunuz. İnsan sayısı zaten azalmış, her taraf toz içinde ve insanlar çarşaflarını, çamaşırlarını, yıkadıklarını dışarı asamıyor. Astım hastalığı var, KOAH hastalığı var. Açık maden ocağı var bunun çevresinde ve dinamitten, patlamalardan dolayı da her yer sallanıyor, duvarlarda çatlaklar var. Deniş Mahallesi'ndeki insanlar yıllardan beri bu şartlar altında yaşamakta. Görüyorsunuz burası Deniş Mahallesi, hemen 100-150 metre ileride de açık maden ocağı var. Şimdi, benim bildiğim kadarıyla bu maden TKİ'nin -Türkiye Kömür İşletmelerinin- redevansla şu anda "Hidro-Gen" diye bir firma -bildiğim kadarıyla- burada üretim yapıyor. Ruhsat sahibi TKİ. Şimdi TKİ'nin, TTK'nin ruhsatları çok eski yıllara dayanıyor, işletmeleri çok eski yıllara dayanıyor.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Zaten bu yerleşim yeri de o eski yıllara dayandığı için orada çalışan işçilerin yaşam alanı olarak da mahalle oldu.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hayır şimdi bahsettiğin... Şimdi şöyle...

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Maden oraya gitmemiş, madenin yanına bu yaşam alanı gelmiş.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yok, yok. Şu anda burası da, şu gördüğünüz alan da zaten maden ruhsatı arasında yani yakında burası da kalkacak. Sıkıntı şu, esas problemlerden bir tanesi şu, diyor ki yöre halkı: "Biz burada yaşamak istemiyoruz; kamulaştırma yapın, biz buradan gidelim." Yıllardır bu yapılmıyor, bu insanlar bu şekilde yaşamaya mahkûm edilmiş durumda. Benim varmak istediğim şey şu: Buradaki ruhsat sahası eski tarihli bir ruhsat sahası. 1993 yılından evvel "Çevre Kanunu" diye bir şey yok.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - ÇED raporu alınmamış.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Dolayısıyla ÇED raporu diye bir şey de yok, doğru mu? Doğru. Yani TKİ burayı açtığı zaman Çevre Kanunu yok, ÇED raporu yok.

Şimdi, TKİ, şurayı bakın, şurayı... Eğer biz bunu kanunlaştırırsak Genel Kurulda; ruhsatı devredebilir, ihale edebilir ve alan da şu ortamda, bakın, şu ortamda hiçbir ÇED sürecine, prosedürüne takılmadan çalışmaya devam edebilir.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Bravo, olay bu.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Dediğim şey doğru mu bilmiyorum, bürokratlarımız da burada da. Yani eğer biz bunu yaparsak burada bu ruhsatı devrettiği zaman, ihale ettiği zaman alan firma burada aynı iş yeri açma ruhsatıyla, aynı çalışma ruhsatıyla ÇED'siz faaliyetine devam edecek.