| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .10.2020 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben, bu kanunun tartışılmaya başlandığı şu anda daha genel bir yorum yapmak ihtiyacı içindeyim. Yani şöyle bir soruyu cevaplamaya çalışıyorum: Bu kanunla ne yapmak istiyor iktidar, Hükûmet ne yapmak istiyor? Böyle baktığım zaman benim görebildiğim, yanlış bir perspektiften olayları okudu kanaati oluştu bende. Yani Türkiye'nin şu anda Covid'le ilgili olarak ortaya çıkan ekonomik sorunlarının aşılmasıyla ilgili olarak böyle bir yaklaşımın herhangi bir yararı olacağı kanaatinde değilim. Dolayısıyla da boşa kürek sallamak tabiriyle ifade edeyim. Bir takım değişiklikler yapılmakta fakat bu değişikliklerle amaçlanan -ki amaçlandığını tahmin ettiğim- gerek işçilerin gerek işverenlerin... Metinde Covid'den kaynaklanan sıkıntılarının paylaşılması anlamında bir cümle olmakla birlikte -ben de Sayın Kuşoğlu'nun değindiği gibi- bunun sadece Covid'le ilgisi olan bir konu olmadığını bunun Türk ekonomisinin daha uzun dönemli analiziyle ortaya çıkan bir soruna değdiğini söylemek istiyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu yasaya kabaca baktığımda -bırakın ayrıntıları yani varlık barışı vesaire onlar çok önemli belki ama- esas olarak iki şey yapmaya çalışıyor: Bunlardan bir tanesi, emek piyasasını esnekleştirmek, esnek istihdam anlayışını emek piyasasında yaygınlaştırmak, ikincisi de vergiler cinsinden bir takım teşvik ve önlemlerle gerçekten belli bir zamandan beri iş dünyasında yaşanan kayıpların giderilmesini sağlamak. Yani esasında "Bu ne yapmak istiyor?" diye sorduğumda ben şöyle bir biçimde ifade edebilirim: Fiyat düzeyini düşünün... Yapılan şey şu, yapılmak istenen şey şu: İşçilerin maliyetini ve işverenlerin vergi ödemelerini aşağıya çekersek ne olur? Kârlar artar. Kârlar artınca da üretim ve yatırım artar beklentisi çerçevesinde bu tedbirler paketi veya teklifi buraya bir yere düşüyor. Yani özetleyecek olursam, bir fiyat düzeyi düşünün, maliyet düzeyi düşünün, bir kâr marjı var, maliyet düzeyini düşürdüğünüz sürece kâr marjını artırırsınız ve dolayısıyla da üretim ve yatırım artar.
Arkadaşlar, bu doğru değil, üretim ve yatırım taleple artar, talep yoksa maliyetleri aşağıya çekmenizin üretim ve yatırıma herhangi bir katkısı yoktur. Peki nedir bu? Bu sadece ve sadece şudur arkadaşlar: İşverenlerin daha fazla kâr etmesidir. Üstelik de bu kârların kaynağı da bizim bu kanunla vereceğimiz vergi indirimleri vesaire türünden teşviklerdir. Yani aslında şunu yapıyorsunuz: Belki bunu düzenleyenler bunu düşünmemiş olabilirler, ben illa kötü niyetli hani kaynakları işverenlere geçirin diye bir gayeyle yapıyor oldukları iddiasında değilim ama bu çerçeve -eğer doğruysa ki bana göre doğru- sadece ve sadece işverenlere yarayan tedbirler anlamına gelir.
Şimdi, ben bu noktada şöyle bir soru daha soruyorum: Peki, niçin bunu yapıyor Hükûmet? Birkaç sebebi olabilir. Bunlardan bir tanesi şu, demin söyledim: Yani maliyetler artarsa, iş dünyasının kârları görece iyileşirse üretim ve yatırım artar gayesi olabilir. Ya da şöyle bir sebep olabilir: Firmanın maliyetleri düşünce fiyatları da düşer gibi bir anlayışla... Serbest piyasa koşullarında bu olabilir hakikaten.
Değerli arkadaşlar, bakın, ben size daha önce de gösterdim, tahmin ediyorum; bu bir Merkez Bankası çalışmasıdır -Ufuk Akçiğit, Yusuf Emre Akgündüz, Seyit Mümin Cilasun, Elif Özcan Tok, Fatih Yılmaz- 5 kişi tarafından yapılmış bir çalışmadır. Ufuk Akçiğit, benim bildiğim kadarıyla, Chicago Üniversitesinde bir öğretim üyesi, bir Türk profesördür; diğerleri de Merkez Bankası çalışanlarıdır, uzmanlarıdır. Bunlar şöyle diyorlar: "Türkiye'de pazar yoğunlaşması yani tekelleşme 2009'dan beri düşmekteydi fakat bu trend ekonomik büyümenin yavaşlaması ve işsizlik oranındaki artışla birlikte tersine dönmüştür." Yani bu ne demektir arkadaşlar? Bu şu demektir: Maliyetleri düşen firmaların fiyatlarını aşağıya doğru indirme şansları yoktur çünkü öyle bir rekabet baskısı yoktur. Dolayısıyla da demin söylediğim yere tekrar döneriz yani kâr marjlarının artmasıdır bu. Nitekim bu çalışma mesela bunu çok açık söylüyor, sayfa 10'da. Diyor ki: "Kârlar ve fiyat/maliyet marjları 2012'den bu yana artmıştır ve artmaktadır." Dolayısıyla da değerli arkadaşlar, bu bana şunu söylüyor: Niyeti ne olursa olsun, bir politika önerisi esasında gizli, bu maddelerin bir anlamda ima ettiği bir politika tercihi var. Bu politika tercihinin nereye denk düştüğüne dikkat edersek, benim gördüğüm kadarıyla, Türkiye'nin şu anda ihtiyacı olan çözülmesi gereken sorunları çözebilme kabiliyeti, niteliği olmadığı kanaatindeyim, üstelik de bunun tam aksini söyleyeceğim ben size. Dediğim gibi, üretim ve yatırım talepten dolayı artar, dolayısıyla da aslında yapılması gereken işçilerin gelir düzeyini artırmaktır arkadaşlar, çalışanların gelir düzeyini artırmaktır. Eğer siz çalışanların gelir düzeyini artırırsanız ki bu ne demektir? Bu, talebin artması demektir çünkü işçiler bir üretimin arz cephesindedir ama aynı zamanda işçilerin gelirleri taleple ilgilidir ve dolayısıyla da eğer işçi sınıfının gelirlerini artırmak gibi bir anlayışı gündeme getirirsek, bu, esasında ihtiyacımız olan politika tercihinin yani üretimin ve yatırımın artmasını sağlayacak olan bir etki üretecektir. Bu teklifle getirilen maddelerin birazdan tek tek üzerinden gideceğiz, konuşacağız ama genel olarak baktığımızda, doğru olmayan, yanlış bir düşünceden kaynaklanan ve Türkiye'nin şu andaki ekonomik krizden çıkması için gereken bakış açısına, mantığa sahip olmadığını düşünüyorum ve dolayısıyla da bu kanun bu şekilde geçmesiyle birlikte sorunlara çözüm olmayacağını düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim.