KOMİSYON KONUŞMASI

ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, Kıymetli Bakan Yardımcımız, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii ki dünyada sadece bizim Komisyonumuzun değil, biz Parlamentodaki bütün milletvekillerinin görevi: Birincisi, işçinin refahı ve güvenliği; ikincisi, çevresel faktörlerin korunması; üçüncü ise yatırımcının korunması. Şimdi üçlü bir sacayağı. Bunun birisini eksik koyarsanız, sadece yatırımcıyı göz ardı ederseniz yatırımcı bulamazsınız; işçinin güvenliğini ve refahını göz ardı ederseniz toplumu geliştiremezsiniz. Çevreye de duyarlı olmak zorundasınız.

Şimdi, biz burada bu Komisyon olarak hiçbirisinden vazgeçmiyoruz. Yani çalışanların herhangi birisinin de... İşveren olarak da hepimiz söylüyoruz, ki işçiyle ilgili girdiğimiz bütün davalarda hepimiz kaybetmişler olarak söylüyoruz. Biz hepimiz de işçilerin haklarının korunmasından mutlaka yanayız fakat dünyada bir gerçek daha var: Önümüzdeki elli yıl içerisinde kömür madenine artık ihtiyaç kalmayacağı, hem çevresel faktörlerden hem de ekonomik olmayacağı. O yüzden de elimizdeki kömür madenlerini elli yıl içerisinde -maksimum ki bu sürede- çıkarmak zorundayız çünkü ondan sonra çıkardığınız madeninizin hiçbir ekonomik değeri de olmayacak.

Şimdi, Türkiye'nin maden ihracatı 5 milyar dolar civarında, 4 milyar 800 milyon civarında ama Türkiye'nin kapasitesinin en az 15 milyar dolar seviyesinde olduğunu da unutmamamız gerekiyor. Zaten şu anda Türkiye'de, özellikle Bakanlığın da bildiğiniz gibi, borla başlayan, bordan mamul ürünlerle birlikte uç ürünlere yönelik çalışması son derece yüksek, değil mi Sayın Bakanım? Zaten bunu teşvik etmek zorundayız. Yani biz cevher olarak...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI ABDULLAH TANCAN - Uç ürün şartıyla artık bazı madenleri ihale ediyoruz.

ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Evet.

Yani bizim, hepimizin de görevi: Buradaki birisinin 250 dolar olan bir ürününü 1.500 dolara satmak varken katma değerini... İşte sizdeki "nikel" dediğiniz zaman sonuçta o gelecekteki... "Nikel" dediğiniz şey bildiğiniz gibi hem paslanmazda kullanılıyor, aynı zamanda pilinde; önümüzdeki dönemde elektrikli araba üretiminde de çok ciddi, önemli bir maden. Yani tabii ki o firma bunu, Gördes'teki kapasitesini artıracak ama çevre duyarlılığını da sonuçta -sanıyorum Enerji Bakanlığı ile Çevre Bakanlığı bu konuda son derece hassas çalışmalar yürütüyorlar- biz korumak zorundayız. Biz bu "üçlü müselles" dediğimiz yani çevre, işçinin sağlığı ve güvenliği ve firma... Firmaları hep böyle öcü gösteriyoruz. Türkiye'de patronları çizerken hep böyle göbeğini kaşıyan adam, şişman, böyle yiyen içen adam ama hâlbuki Türkiye'deki sanayici -ki hepimiz burada sanayiciyiz, dışarıdaki izlenimi söylüyorum- eline 3 kuruş geçtiğinde ya makinesini ya da fabrikasını büyütmeye harcayan insandır, yani bunun için çaba sarf edendir. Yani biz bu üçlü dengeyi de korumak zorundayız, bu Komisyonun görevi ki burada hem çalışan arkadaşlarımız -geçmiş dönemde çalışan- hem de işveren arkadaşlarımız var. Bence Komisyonumuza da biraz nazar değdi yani genelde daha şeyli giderken ilk defa Ali Bey'i de bu kadar hararetli görüyoruz. Sizin hassasiyet duyduğunuz şeylere biz de... Ben bir ziraat mühendisiyim yani aynı zamanda bir sanayiciyim. Bütün bu değerleri hepimiz muhafaza ederek bunu yürütebiliriz, o yüzden de ciddi bir anlayış...

Kanunlarda ufak tefek kusurlar olabilir. Biz kusursuz kanun çıkarsaydık başka kanun çıkarmamıza gerek kalmazdı zaten. Ufak tefek şeyimiz var ama bunları, bu sorunları uzun vadede bu Meclisin, bu duyarlı milletvekillerinin çözeceğine eminiz diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.