| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .10.2020 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
8 ve 9'uncu maddeleri okuyup anlamaya çalışmak bayağı bir zaman alır, gerçekten çok uzun uzun kaleme alınmış. Ben o detaylara girmeden çok temel bazı konulara değineceğim madde içerikleri üzerinden tabii ki.
Değerli arkadaşlar, insan ve emekçi, işçi ve onun emeği, alın teri ve bunlar üzerinden hak ettiği karşılık bir kenara bırakılıyor, unutulmuş durumda, bunları hiç düşünen yok. Bir insanı, bir bireyi bir kişi, bir sayı, milyonların içerisinde sadece bir sayı olarak gören ve bir oranı yani istihdamı artırmak -karşılıklı- işsizlik oranını da düşürmek gayesi, çabası içerisinde olan bir düzenleme. Yoksa hak, hukuk, adalet falan bu yapılan düzenlemede bunları aramak nafile.
Değerli arkadaşlar, bakın, ben dilerdim ki bu Komisyona gelen tekliflerde, hele hele üretimin bu denli sıkıntılı olduğu böyle bir dönemde üretimi destekleyen, teşvik eden, üretimde verimliliği destekleyen, verimlilik üzerinden ülkenin gelirini artırmayı teşvik eden, üretimde kaliteyi teşvik eden, yeni yatırım alanlarına yatırımcıları teşvik eden düzenlemeler gelsin ve istihdam kişiyi, insanı, emeği, hakkını bir rakam, bir sayı üzerinden değil ama hak ettiği alın terinin karşılığı, değeri üzerinden istihdam olanakları ve yaratılan istihdam veya işsizliği önleme çabası kanun maddesi olsun.
Yani, değerli arkadaşlar, 8'inci maddede 3 yönden sorun var: Bir tanesi, İşsizlik Sigorta Fonu'nu kullanarak işsizlikle mücadele ve kayıt dışı çalışmayı azaltma amacıyla, hedefiyle bu politikanın finansman kaynağını yaratıyorsunuz, bütçe dışı bir kaynak bu İşsizlik Fonu.
Birincisi, bir kere adeta işsizin de birikmiş, kendi hakkı olan kaynağı, finans kaynağını talan ediyorsunuz. Dolayısıyla bu İşsizlik Fonu'nun kullanılması aynı zamanda bu fonun orta ve uzun vadedeki aktüeryal dengelerini de bozacaktır, bu bir.
İkinci sorun, 8'inci maddede ve aslında 9'da da bu 2 sorun söz konusu, işsizlikle ve kayıt dışılıkla mücadele amacıyla hazırlanan bu destekleme sisteminin kendisi yeni bir işsiz ordusu yaratıyor. İşverenlere âdeta "İşe alın, ücretsiz izne çıkarın." diyorsunuz. Nakdi ücret desteği olarak belirlenen günlük 39 TL çalışanlar açısından açlığa mahkûm edilme anlamına geldiği gibi, formel bir iş bulma sürecini de sekteye uğratarak yeni bir toplumsal sorun hâline gelecek.
Kâğıt üzerinde işsiz sayısı azalmış olacak, evet; bugün bakarsak kâğıt üzerinde aslında geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27,3. İstihdam bir yılda 1 milyon 254 bin kişi azalmış, DİSK-AR'ın verileri. Covid-19 nedeniyle de bu işsizlik oranı yüzde 29,1 düzeyinde hesaplanmış, revize edilmiş yani TÜİK'in yüzde 13,4'ün üzerinde aslında Türkiye'de artık umudunu kesmiş ve "İşsizim." demekten bile bıkmış ve başvurmamış ve aynı zamanda, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin nedeniyle de aslında işsiz, iş ve güç yok, emek vermiyor, evine gitmiş, orada açlığa mahkum edilmiş kişiler üzerinden durum bu. Hele hele bu yeni normal üzerinden dünkü Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın bize sunduğu Bütçe Sunuş Programı'nda da 2019-2020 arasındaki istihdamın azalış verisini de hepimiz gördük, rakamları itibarıyla. Dolayısıyla buradan, bu yapılan düzenlemeyle kâğıt üzerinde işsiz sayısını azaltmış oluyorsunuz ama toplumun çok temel bir meselesi yoksulluğu, açlığı ve gizli, üstünü örtmeye çalıştığınız işsizlik artıyor, değerli arkadaşlar.
Dolayısıyla 3'üncü sorun ise özellikle 8'inci maddede, Sayın Süleyman Girgin Bey de çok güzel ifade etti, burada bir Anayasa'ya aykırılık var, kayıt dışı çalıştırılmış olanların yasal olarak tanınmış haklarını ortadan kaldıran, bunların haklarından feragat etmiş sayılacaklarına ilişkin düzenleme ile işverenlerin kayıt dışı çalışma dönemlerine ilişkin sigorta primi gecikme cezası, idari para cezası gibi yükümlülüklerin ortadan kaldırılmaları bizatihi Anayasa'ya aykırı. Anayasa'nın 60'ıncı maddesi sosyal güvenlik hakkını devlet için bir ödev olarak tanımlamıştır değerli arkadaşlar. Tabii bu 3'üncü mesele, özellikle 8'inci madde üzerinde karşımıza çıkan bu 3'üncü mesele de sorun da bu kanun teklifinin, bu maddelerinin ne kadar sıkıntılı olduğunu gösteriyor.
Değerli arkadaşlar, dilerdim ki tekrar söylüyorum, üretimi teşvik edelim, destekleme verilsin. Bakın, işsizliği kâğıt üzerinde azaltmaya çalışırken aslında üretimi de sekteye uğratıyorsunuz, üretimden sakınma ve kaçınmaüretimi teşvik etmek değil üretimsizliği, verimliliği değil verimsizliği daha muteber hâle getiriyorsunuz bu düzenlemelerle. Gelin, şu ısrarla üzerinde durduğumuz aile sigortası uygulamasını hayata geçirin ve yoksulu, muhtacı böylesi üretimden uzaklaştıran, verimlilikten uzaklaştıran ve yeni teknolojik, yeni katma değeri yüksek, üretimi teşvik edecek düzenlemeler yerine böyle düzenlemeler getirmekten, kâğıt üzerinde işsizlik oranını düşürme çabasından vazgeçin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Sındır, tamamlar mısınız lütfen?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Son cümlem Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum sabrınız için aynı zamanda.
Yani kâğıt üzerinde ne kadar iyi, ne kadar güzel, ne kadar allı pullu bir iş yapıyoruz görüntüsü vererek değil, gerçeklerle yüzleşin ve ülkenin geleceğini, ekonomisini, gerçek düzenlemelerle sorunlara, gerçek ihtiyaca yönelik meselelere yaklaşımla çözmeye çalışın diyorum.
Teşekkür ediyorum.