| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Kültür ve Turizm Bakanlığı b) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu c) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ç) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü d) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı e) Vakıflar Genel Müdürlüğü f) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı g) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ğ) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu h) Atatürk Araştırma Merkezi ı) Atatürk Kültür Merkezi i) Türk Dil Kurumu j) Türk Tarih Kurumu k) Kapadokya Alan Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 02 .11.2020 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.
Yani deprem bölgesinden gelmekle hata mı ettim bilmiyorum konuşma süremden kaybederek.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Hayır canım, kaybetmediniz. Siz, arkadaşlarınıza söyleyeceksiniz Sayın Sındır, bana değil.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Evet, evet doğrudur.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - "Sayın Sındır adına on dakika Gökan Zeybek konuşacak." dediler, dolayısıyla ben de söz verdim açıkçası.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Siz de hatırlattınız, zaten fazla konuşmayacaktım, hatırlatmanıza ihtiyaç yoktu Sayın Başkan. Teşekkür ederim. Ne olduğunu da biliyorum, arkadaşlar söyledi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, deprem bölgesinden geliyorum. Ben de kara yoluyla geldim; hatta bir definden sonra, Naldöken Mahallemizde genç bir delikanlı kardeşimizin cenazesinden çıkıp buraya geldim. Gerçekten hepimizi, eminim bütün milletimizi derinden sarsan, yaralayan... Hele hele depremi yaşayan bir kişi olarak, ne kadar şiddetli ve korkunç bir olay olduğunu bir kez daha İzmir'de yaşamış birisi olarak söylemek istiyorum. Aramızdan ayrılanları, bu vesileyle, deprem nedeniyle, rahmetle anıyorum, mekânları cennet olsun; yaralılarımıza acil şifalar diliyorum; bütün milletimizin başı sağ olsun, geçmiş olsun.
Tabii hep söylüyoruz: Deprem değil, aslında bina öldürür veya bina da demeyelim, akıl ve bilimden uzaklaşırsak ölümle sonuçlanıyor ne yazık ki. O bölgeyi, Bornova'yı, ki doğup büyüdüğüm yer, çocukluğum, gençliğim hatta, üniversite yıllarım da dâhil at arabasında gidip çift sürdüğümüz tarla ve bahçeler, patates dikimi yapıp, hasadı yapıp sonra onu da pazara götürdüğümüz günleri çok net hatırlıyorum. Bu dediğim, öğrencilik yıllarımda ziraat fakültesinde.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Oralar bamya tarlasıydı.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bamya değil, bağ bahçeydi, hayvancılık vardı, Bornova Ovası'nın yüzde 45'i bağ idi, üzüm bağları idi, her şey vardı yani yetiştirilemeyecek hiçbir şey yoktu çünkü alüvyon toprak, çünkü orası komple, olduğu gibi bir delta, eski, milyonlarca yıl öncesinde Gediz deltası, bütün Batı Anadolu'nun suyunun denize döküldüğü bir delta.
Öyle bir yerde, o zeminde, tabii, bundan on yıllar öncesinde kentleşme konusunda alınmış kararlar bugün bu depremde yıkımla ve maalesef, yurttaşlarımızın, canlarımızın kaybıyla sonuçlandı, birçok da yaralımızla. Buradan şuna gelmek istiyorum: Bir bölgede konut ve yapılaşma söz konusuysa bir kere o bölge insanlarının mutlaka görüşünün alınması, o bölgede çevresel etki değerlendirmesinin mutlaka yapılması, zemin etütlerine göre bölgede yapılaşmanın, konutlaşmanın kararlarının alınması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın "kültür ve turizm koruma ve gelişme bölgesi" veya "turizm merkezi" adı altında bir turizm alanı tespit yöntemi, yolu var. Bununla ilgili, İzmir'de Çeşme ilçemizin kıyı bölgesinde, daha doğrusu İzmir Yarımadası'nın Çeşme'ye doğru Alaçatı'nın güney tarafında sahile yönelik bir yerde çok büyük bir alanda turizm bölgesi, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi, 13 Eylül 2019 tarihinde ilan edildiğini Sayın Bakan da zaten sunuşunda belirtmiş.
Ben az önce geldiğim için, konuşmaların ve bunun üzerindeki görüşmelerin bilincinde olmayarak bağımsız bir konuşma yapmış oluyorum, bitireceğim, çok da uzun sürmeyecek.
Böyle bir bölgenin belirlenmesinde, bununla ilgili, bu ilana yönelik yönetmeliğin gerektirdiği usulün ve sürecin nasıl olması gerektiği yazıyor Kültür ve Turizm Bakanlığımızda. Burada birçok şey var ama halka sorulması yok mesela, çevresel etki değerlendirme alınma gereği yok veya "O bölgede önce bir zemin etüdü yapalım. O bölge konutlaşmaya, kentleşmeye, turizm alanı olmaya müsait mi?" diye bir şey yok. Bunlar sonradan yani "İstim sonradan, arkadan gelsin." anlayışıyla yer beğenilmiş. Güzel, çok güzel. Boş, bozuk, makilik bir alan ve "Orada biz bu işi yaparız." "Buranın su ihtiyacı..." "Sorun değil. Deniz suyunu arıtırız." Ne kadar maliyetli? 2-3 katına kadar maliyetli. "Gittikçe bu maliyet düşüyor." denilebilir ama... Yani deniz suyunu arıtmak iyi bir şey, bunu temiz suya, içme suyuna dönüştürmek iyi bir şey. Zaten, gelecek buraya doğru gidiyor ama nereye kadar? Bunu kim karşılayacak? Bunun maliyeti gelecekte turizm yatırımını, işletmeleri nasıl etkileyecek? "Yol..." "Yol var zaten, Çeşme Otobanı, aynı otoban kullanılır." O otoban zaten tıklım tıklım. İşte bir deprem oldu, bütün İzmir trafiği komple kilitlendi. Yani İzmir'in çevre yolları, otobanlar dâhil her yer komple kilit hâle geldi. Bir saatte, yaklaşık 2-3 kilometre, bir yerden bir yere gidemedim maalesef.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayalım.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, tamamlıyorum.
Çeşme, özellikle Seferihisar ve Karaburun arasındaki fay İzmir'in en büyük kuzey-güney aksındaki faylarından bir tanesi ve bu yapılaşma da orada. Dolayısıyla böyle yüksek bir deprem riski olan bir yerde vatandaşa sorulmadan, onların görüşleri alınmadan önce ilan ediliyor, sonra "Biz böyle bir şey yapıyoruz." diyerek usulen birtakım toplantılar yapılıyor. Hatta, ben şunu da biliyorum: AK PARTİ'li il, ilçe yöneticileri bile sitem etmişler "Ya, bizim de haberimiz olmadı, bize de bir toplantıyla Bakan bunu bir anlatsa ne güzel olur." demişlerdi. Kendi içinde bile bir eksiklik olmuş anladığım kadarıyla. ÇED raporu, çevresel etki değerlendirme çalışmasının bu alanda mutlaka yapılması gerektiği ve halkın görüşünün, taleplerinin, isteyip istemediğinin bu konuda mutlaka sorulması gerektiğinin bir kez daha altını çizerek belirtmek istedim.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sındır.
Çok büyük geçmiş olsun diliyorum sizlere de.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sağ olun.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Herhâlde oradaydınız değil mi, İzmir'deydiniz?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, evet.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet diliyoruz, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
İnşallah, bu tür felaketleri bir daha yaşamayız diye dileyelim, hep birlikte inşallah.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyoruz, hepimize.