| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Tarım ve Orman Bakanlığı b)Orman Genel Müdürlüğü c)Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç)Meteoroloji Genel Müdürlüğü d)Türkiye Su Enstitüsü e)Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 05 .11.2020 |
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli Bakanım, saygıdeğer Komisyon üyeleri ve milletvekili arkadaşlarım, çok kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Toprak, orman ve su gelecektir. Tarım ve orman, gıda, su ve nefestir, yani varlığı hayat; yokluğu yok olmak demektir. Bu nedenle, tarım ve orman yalnızca yemek, içmek ve nefes almak terimlerini ifade etmez; tarım ve orman aynı zamanda, bir ülkenin ekonomisidir, sanayisidir, geleceğidir.
Ülkemiz, tarımda büyüme rakamlarında, yıllık ortalama olarak Hollanda, İspanya ve Fransa gibi birçok Avrupa ülkesini geride bıraktı. 2002 yılında, 36 milyar 9 milyon lira olan tarımsal hasıla; 2019 yılında, 277 milyar 500 milyon lira olarak gerçekleşti. Tarımda dış ticaret fazlasıysa 2018 yılında, 4 milyar 800 milyon; 2019 yılında, 5 milyar 300 milyon dolar olarak istatistiklere yansıdı.
Çiftçilerimize 2003-2020 döneminde, toplam 310 milyar lira tarımsal destek ödendi. 2020 yılında ise, ekim ayı itibarıyla, destek miktarımız 18 milyar 400 milyon Türk lirasına ulaştı.
Dünyada yaşanan hem ekonomik olumsuzluklar hem pandemi hem de iklim değişikliklerine rağmen, sektör, sürdürülebilir gelişmesine devam etmiştir ve uygulayacağımız politikalarla devam ettirmeye de devam edecektir inşallah.
Genç nüfusa köyde yatırım yapmasını ve tarımsal nüfusun gençleşmesini sağlamak maksadıyla 2016-2018 yıllarında, üç yıl boyunca köye dönüş projeleri başlatıldı. Gençlere 30 bin lira tutarında hibe desteği sağlandı. Üç yıl boyunca 47.775 genç çiftçiye 1 milyar 433 milyon lira tutarında hibe desteği sağlandı.
Ülkemiz genelinde bitkisel üretim miktarı 2002 yılında toplam 97 milyon ton iken 2019 yılında 117 milyon 300 bin tona çıkarıldı. Bu kapsamda, seçim bölgem olan Antalya Manavgat'ı özellikle muz üretimiyle ilgili bir konuda anlatmak istiyorum. Yani ülkemizde gerçekten bitkisel üretim arttı. Yıllar önce Alanya, Gazipaşa, Anamur diye muz bilinirken son yıllarda ithalata uygulanan, muz üreticisini koruyan gümrük vergisi uygulaması, yatırımcıya, üreticiye sağlanan sübvanse edilmiş krediler hayata geçirilerek muz üretimimiz tüketimimizin son üç yılda yüzde 65'ini karşılarken şu anda yüzde 90'ını geçti, bu doğrultuda da yalnızca Manavgat'ta üç yıl önce 21 dekarken şu anda 15 bin dekarı geçti ve yurt dışına ithalattan giden 250 milyon dolar da kasamızda kaldı yani cari açığın azalmasına büyük katkı oldu. Burada şunu söylemek ve açıklamak istiyorum: Tropikal bir bitki olan muzu bile biz istediğimiz zaman doğru politikalarla üretebiliyoruz ve ithalatın önünü kesebiliyoruz. Onun için, diğer ürünlerde de bunu gayet rahat bir şekilde yapabiliriz.
Sertifikalı tohum üretiminde 2002 yılında 145 bin ton olan tohum üretim miktarı 2019 yılında 1,13 milyon tona ulaştı. Aynı dönemde ithalatımız 177 milyon dolara, ihracatımız ise yüzde 776 artışla 155 milyon dolara ulaştı. 2019 yılında 86 ülkeye tohumluk ihracatı yapılmaktadır. Son yıllarda gerçekten yerli ve millî tohum üretmekte bayağı iyi bir mesafe katettik.
Alan bazında tarımsal üretimin yerli tohumdan karşılanma oranı yüzde 96'a çıkarıldı. Bakanlık, tarımsal AR-GE destek programı kapsamında özel sektör, üniversite ve STK'ler tarafından bugüne kadar hazırlanan 430 adet AR-GE projesine toplam 90,9 milyon TL destekleme ödemesi yaptı. AR-GE ve ıslah çalışmalarıyla bahçe bitkilerinden 252 çeşit geliştirildi ve sektörün kullanımına sunuldu. Su ürünleri araştırmaları konusunda 205 proje tamamlanmış olup 23 yeni balık türünün kültüre alınması konusunda araştırmalar yürütülmüştür.
Ülkemiz genelinde devlet destekli tarım sigortaları uygulamaları başladı. 1 Haziran 2006 tarihinden günümüze kadar Türkiye genelinde 14,4 milyon adet tarım sigortası poliçesi düzenlenmiş, üretici ve yetiştiricilerimizin 6,9 milyar TL hasat tazminatı ödenmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz de ülkemizin su kaynaklarının korunması, yönetilmesi, geliştirilmesi ve gelecek nesillere eksiksiz olarak aktarılması maksadıyla projeler üreten, ülkemizin en büyük yatırımcı kuruluşlarından biridir; tarım, enerji, hizmet ve çevre sektörlerinde faaliyetlerini yürütmektedir. Son on sekiz yılda 2020 yılı fiyatlarıyla 254 milyar TL yatırım yapılmıştır. 2020 yılı bütçesine göre, 2021 yılı yatırım bütçesi 2,35 katına çıkarılmıştır.
2020 yılı ülkemizde kurak bir yıl olarak geçmesine rağmen sulamalarda çok ciddi bir sıkıntı yaşanmamış ve birliklerin başarılı çalışmaları sayesinde sulama sezonları başarıyla tamamlanmıştır. İçme suyu havzalarını korumak, evsel ve sanayi atık sularının doğayı kirletmesinin önüne geçmek için Devlet Su İşleri atık su arıtma tesisleri inşa etmektedir. Bugüne kadar en modern sistemler kullanılarak inşa edilen, donatılan 1 adet Ergene Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında olmak üzere, toplam 21 adet atık su arıtma tesisi faaliyete alınmıştır.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Afrika Kıtasında da 9 ülkede mühendis ve personelleriyle çok ağır şartlara rağmen özverili çalışmalarını sürdürmektedir. DSİ Afrika'da 535 kuyu açarak 2 milyon insanı sağlıklı ve temiz içme suyuna kavuşturmuştur. Ayrıca, Cibuti'deki baraj tamamlanarak bölge insanının hizmetine sunulmuştur.
DSİ Genel Müdürlüğümüzün yaptığı faaliyetlerden bazılarını sizlerle paylaşmak isterim: 2003-2020 yıllarında baraj sayımız 276 adetten 585'e... Özellikle, son yıllarda yapılan Deriner, Ermenek, Çine Adnan Menderes gibi sınıfında büyük barajlar yapılmıştır. Özellikle Çine Adnan Menderes Barajı'yla ilgili bir açıklama yapmak istiyorum: 1869'da Sultan Abdülaziz tarafından -duyurulmuş- başlatılmış, yüz kırk bir yıl sonra 10/10/2010 tarihinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılmıştı. Gerçekten büyük bir yatırım ve sınıfında Avrupa'da birinci.
Yine, HES sayısı 97 adetten 584'e; gölet ve bent sayımız 228 adetten 340'a; sulama tesis sayımız 1764 adetten 3382'ye çıkarıldı. Enerji, içme suyu ve sulama maksatlı inşa edilen baraj yapımlarına hız verildi ve toplam 166 milyar metreküp depolama hacmine ulaşıldı. Son on sekiz yılda 287 adet tesisiyle 43 milyon kişiye ilave içme suyu sağlandı.
Evet, orman sevgi demektir, barış demektir, sağlık demektir, gelecek demektir. Şahsımın da otuz yıl hizmet ettiği ve mensubu olmaktan her zaman şeref duyduğum Orman Genel Müdürlüğü 1839 yılından beri orman kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, sürdürülebilir yönetiminin sağlanması ve bu kaynakların milletimizin menfaatine sunulmasından sorumlu olan yüz seksen bir yıllık köklü bir Kurumumuzdur.
Ülkemizde özellikle son on sekiz yılda çevre ve ormancılık alanında gururla ifade edeceğimiz çok önemli gelişmeler kaydedildi. Ülkemiz, orman varlığını artıran nadir ülkelerden birisidir. Konuşmacılarımız genelde "Orman varlığı azalıyor." diyor fakat orman varlığı artan ülkelerden birisiyiz.
1972 yılında 20,2 milyon hektar olan orman varlığımız 2019 yılı sonuyla 22,7 milyon hektara ulaşmıştır yani orman alanımız 2,5 milyon hektar artmıştır. Bu miktarın yüzde 76'sı olan 1,9 milyon hektar son on sekiz yılda yapılan gayretli çalışmalar neticesindedir.
Ağaca ve çevreye değer veren hükûmetlerimiz 11 Kasım gününü "Millî Ağaçlandırma Günü" ilan etmiş, bu karar Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan genelgeyle tüm kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Geçen yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın da bizzat katılımlarıyla gerçekleştirilen "Geleceğe Nefes Kampanyası"na vatandaşlarımızın yurt genelinde yoğun katılımı olmuştur. Sayın Bakanım, bir orman mühendisi olarak gerçekten gurur duyduğum bir gündü. Tüm ülke ayaktaydı ve yediden yetmişe herkes, her coğrafyada o gün fidan dikmek için koştular. Bugün daha hâlen o günü söylüyorlar ve yine 11/11/2021 tarihinde de bunu uluslararası bir şekle koyacaksınız; çok güzel bir çalışmadan dolayı sizleri ve ekibinizi tebrik ediyorum ve duyarlı olan vatandaşlarımıza da çok teşekkür ediyorum ve burada da Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek şekilde de rekorlarımız kırılmıştır.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; topraklarımız korunmakta ve erozyonla mücadele edilmektedir. Ülkemizde çölleşme ve erozyonla mücadele konusunda yıllardır ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Özellikle erozyonla mücadelede dünya lideriyiz. Sıkça yaşanan sel, heyelan, çığ felaketlerini önlemeye yönelik Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğümüz önemli projeler üretmektedir. Yıllardır yapılan ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve toprak muhafaza çalışmalarıyla ülkemizde her yıl akarsular tarafından taşınan toprak miktarı 500 milyon tonlardan 154 milyon tona indirilmiştir ve 2023 yılı sonunda 130 milyon tona indirilmesi hedeflenmektedir.
Son on sekiz yılda yaklaşık 5,4 milyon hektar alanda ormancılık faaliyetleri gerçekleştirilerek yaklaşık 4 milyar 660 milyon adet fidan toprakla buluşturulmuştur. Hedef 2023 yılı sonuna kadar dünya nüfusu kadar yani 7 milyar adet fidanı toprakla buluşturup ülke topraklarının yüzde 30'u olan 23 milyon 400 bin hektara çıkarmaktır.
Orman varlığının artırılmasını yönelik bir taraftan Orman Genel Müdürlüğünce faaliyetler sürdürülürken bir taraftan da özel sektörün katkısının artırılmasına yönelik özel ağaçlandırma ve özel sektör fidancılığı çalışmaları da desteklenmektedir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; ülkemizde odun ham maddesi ihtiyacı artan nüfusa ve gelişen sanayiye bağlı olarak artmaktadır. Bu ihtiyacın tamamen yurt içi kaynaklardan karşılanabilmesi ve ormanların sürdürülebilir yönetim ilkeleri çerçevesinde yönetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, endüstriyel ağaçlandırma eylem planı hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Yapılan çalışmalarda, 2030 yılında, ülkemizin endüstriyel odun ihtiyacının 45 milyon metreküp civarında olacağı öngörülmektedir. Hazırlanan eylem planıyla endüstriyel odun ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanması, ithalatın minimum seviyeye çekilmesi ve doğal ormanlar üzerindeki üretim baskısının azaltılması hedeflenmektedir. Önceki yıllarda yıllık ortalama 7 milyon metreküp olan endüstriyel odun üretimi sektördeki ihtiyaç artışına uygun olarak son yıllarda önemli oranlarda artırılmış, bu üretimin büyük bir kısmı ormanlarda yapılan bakım müdahaleleriyle gerçekleşmektedir. 2019 yılında ise endüstriyel odun üretim miktarı 22,1 metreküp olarak gerçekleşmiş, bu miktarın 2020 yılında 25,6 milyon metreküpe çıkarılması programlanmıştır. 2021 yılında ise 28 milyon metreküp endüstriyel odun üretimi yapılması hedeflenmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bilindiği üzere, orman köylüleri Orman teşkilatının en önemli dış paydaşları arasında yer almakta olup düşük gelir seviyesine sahiptirler. Orman köylüsünün refah seviyesinin artırılmasına yönelik olarak da önemli çalışmalar yürütülmektedir, bunların bazılarına özellikle değinmek istiyorum: Orman köylüsünün doğrudan ya da üretim işçiliği, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon, odun dışı orman ürünleri üretimi ve benzeri dolaylı destekleriyle gelirlerinin artırılmasına katkı sağlanmaktadır. Kırsal nüfusun gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve ülke ekonomisine fayda sağlanması maksadıyla ceviz, badem, dut ve benzeri gelir getirici türler ile Yabani Zeytin Rehabilitasyon Eylem Planı uygulamalarına geçilmiştir. 2015-2019 dönemi için uygulamaya konan 5 Bin Köye 5 Bin Gelir Getirici Orman Projesi'yle dikilen meyveli orman ağaçları üretime geçtiğinde orman köylülerimize ilave gelir sağlanmış olacaktır. Proje kapsamında bugüne kadar 5.420 köyde gelir getirici tür ağaçlandırması yapılmış ve 18 milyon 482 bin adet gelir getirici tür fidanı topraklarla buluşturulmuştur.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekili arkadaşlar; ülkemizde son yıllarda önem arz eden konulardan birisi de hiç şüphesiz tıbbi ve aromatik bitkiler konusudur. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisimizde araştırma komisyonu kurulmuş ve çalışmalarını tamamlayarak raporunu Meclise sunmuştur. Komisyonun Başkanı olarak buradan bir müjdeyi vermek istiyorum: Daha dün itibarıyla 4/11/2020 tarih ve 31294 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan Kanun'la 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 18'inci maddesinin 1'inci fıkrasının 1'inci cümlesinde "Bozuk orman alanlarında orman bitkisi fidanlıkları kurulmasına, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğine orman alanlarında üretilen odun dışı ürünlerin mamul ya da yarı mamul olarak işlenmesi amacıyla tesis kurulması" ibaresi eklenmiştir. Bu, büyük bir destek olacak bu üretimi yapan insanlarımıza.
Ülkemiz tıbbi ve aromatik bitkiler açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Ülkemizde Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğümüzce yürütülen ve devam eden Nuh'un Gemisi Projesi'ne göre şu ana kadar 4.537'si endemik olmak üzere 12.145 doğal bitki türü tespit edilmiştir. Bu zenginliğin yüzde 80'i ise ormanlarımızdadır. Ülkemiz özellikle bitki biyolojik çeşitliliği açısından -yüzde 37 oranıyla- dünyada önemli bir yere sahiptir. Yalnızca Artvin'deki bitki çeşitliliği Almanya'dan daha fazladır ve ülkemizdeki bitki çeşitliliği Avrupa Kıtası'ndan daha fazladır.
Zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olan ormanlarımız odun dışı orman ürünleri bakımından da büyük bir potansiyele sahiptir. Bakanlığımız, tıbbi ve aromatik bitkileri potansiyelimiz çerçevesinde yapılacak çalışmalarla dünya pazarından pay alan ilk 10 ülke arasına girmeyi hedeflemektedir. OGM'nin bu çalışma kapsamında odun dışı orman ürünleri üretimi 2002 yılında 31 bin ton iken 2019'da 771 bin tona çıkarılmış, 2020 yılı odun dışı orman ürünleri üretim hedefi ise 825 bin tondur. Odun dışı orman ürünlerinin sürdürebilir şekilde üretilmesini sağlamak, orman alanlarının biyolojik çeşitliğini korumak, ülke ekonomisine katkı sağlamak maksadıyla önemli ve ekonomik değeri olan trüf mantarı, sahlep, sakız, defne, reçine, alıç, maviyemiş, yabani zeytin ve benzeri gibi ürünlerde eylem planları hazırlanarak uygulamaya konulmuştur. Türkiye, defne ihracatında, yüzde 90'lık oranla 1 numaralı ülke konumundadır. Benzer şekilde, kekikte dünya talebinin yarısından fazlası ülkemiz tarafından karşılanmaktadır. Yine, ada çayı, biberiye, mantar türleri, çiçek soğanları, çam balı önemli ihraç ürünleri olarak yer almaktadır.
2019 yılı içerisinde ülke ekonomisine 5 milyar TL katkı sağlanırken orman köylüsüne ise 700 milyon TL katkı sağlanmış, 2020 yılında ise orman köylümüze 800 milyon TL, ülkemize ise 6 milyar TL katkı hedeflemektedir. Örneğin, beş-altı yıl önce bilinmeyen ve ülkemizin gündeminde dahi olmayan trüf mantarı, bugün avcılardan yatırımcılara, tüketicilerden turizmcilere kadar her toplum kesiminin ilgi odağı olmuş durumdadır. Yine, gündeme gelmesine rağmen günümüzde trüf üretimi 50 tondur. Bu kapsamda 2020 Ekim ayı sonu itibarıyla üretiminde çalışan köylü ve kooperatiflere 1 milyar 612 milyon TL ödeme yapılmıştır. Ayrıca, ORKÖY tarafından 2003 ile Ekim 2020 döneminde 240.359 aileye toplam 3,4 milyar TL destek verilmiştir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; yine arıcılık konusunda dünyada 6'ncı sıradan 2'nci sıraya yükseldik. Özellikle bal ormanlarıyla arıcılarımızı destekledik. Yine, dünya çam balı üretiminin yüzde 90'ı ülkemizde yapılmaktadır.
Evet, devlet ormancılığından millet ormancılığına geçilmektedir. Çevre kirliliği gibi küresel sorunların ortaya çıkması, şehirlerin ve çalışma hayatının stresli ortamlarından sıkılan insanların doğayla buluşabilmesi için Avrupa ve dünyada giderek yaygınlaşan kent ormancılığı anlayışı çerçevesinde Orman Genel Müdürlüğünde son yıllarda mesire yerleri ve şehir ormanları kurma çalışmalarına büyük önem verilmektedir.
2021 yılı sonu itibarıyla orman kadastrosu kesinleşen alanlarda tescil işleri sağlanacak, 2023 yılı sonunda da 2B programları tamamlanacaktır. Yıllar önce, 1937'de, beş yılda orman kadastrosu tamamlanacak denilirken 2004 yılına kadar orman kadastrosu bir ayrı çalıştı, tapu kadastrosu bir ayrı çalıştı, olumsuzluklar vardı. 2004'ten sonra iki kurumun beraber güzel çalışmalarıyla ormanlarımızın hem kadastrosu yapıldı hem de tescili yapıldı, mahkemelere düşmez oldular; orman köylüsüyle de hasım değil hısım olunmuştur.
Ormanlarımız daha etkin korunmaktadır. Ormanlarımız için büyük bir tehdit oluşturan orman yangınlarıyla mücadele çalışmaları da devam etmektedir. Orman yangınlarıyla mücadele bir savaştır.
Yıllar önce, bir pilotumuz, 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı'nda piyade teğmen olarak görev almış arkasından uzun yıllar helikopter pilotluğu yapmış ve sonra da bizde çalışırken dedi ki: "Asıl savaş buradaymış." Gerçekten orman yangınlarıyla mücadele ayrı bir savaştır. Bununla ilgili stratejimiz de eğitim ve bilinçlendirme, erken uyarı ve hızlı müdahale, yanan alanların hızla ağaçlandırılması şeklinde 3 temel strateji üzerine kurulmuştur. Orman Genel Müdürlüğümüz bu alanda da Akdeniz ülkeleri arasında orman yangınlarıyla mücadelede başarılı çalışmalar yürütmeye devam etmektedir. Burada özellikle belirteyim ki yanan orman alanları, yılı içerisinde ağaçlandırılmakta ve başka bir amaçla kullanımı veya imara açılması söz konusu değildir. Bu konu her zaman gündemimize geliyor maalesef. Ben, 2007-2011 arası Muğla Orman Bölge Müdürüyken orada en ufak bir yangın olduğu zaman Bodrum tarafından veyahut da Marmaris tarafında "Eyvah! Yine ormanları yaktılar, oteller yapılacak, yerleşime açılacak." denmişti. Ben de o zaman, bir tane yer bulamazsınız, böyle bir şey yoktur, yılı içerisinde ağaçlandırılır demiştim. Yine, aynı iddiada bulunuyorum, yanan alanlar yılı içerisinde ağaçlandırılır, herhangi bir imara açılma konusu söz konusu değildir. Bu konuda Orman teşkilatımız çok güçlüdür, hepsini tebrik ediyorum.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, lütfen tamamlayalım Sayın Aydın.
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Bu konuda çok başarılılar. Bu yıl, tabii çok ağır bir yıl oldu. Ben otuz yıllık meslek hayatımda bu yıl ki kadar kurak... Bir iki yıl kurak geçince çok zorlandılar ama canla başla mücadele ettiler. Diğer Avrupa ülkeleri arasında çok başarılıyız. Biliyorsunuz, dünyada, özellikle Amerika'da kişiler, insanlar ölüyor ve evlerini boşaltmak zorunda kalıyor. Milyonlarca hektar yer yanabiliyor ama ülkemizde son on yılın ortalaması 7 bin hektar civarındadır.
Evet, yine, Sayın Başkanım, müsaadenizle, Doğa Koruma ve Millî Parkları Genel Müdürlüğümüzün yaptığı çalışmalar hakkında da bahsetmek istiyorum.
Birey olarak hepimizin temel vazifesi tabiatı koruyarak gelecek nesillerimize aktarılmasını sağlamaktır. Bu gayeyle bireysel çabaların yanı sıra ülkemizde kurumlarımızca bir dizi tedbirler alınıyor ve düzenlemeler yapılıyor. Genel Müdürlüğümüz, bu çerçevede tür ve alanların ilanı ve korumasıyla avcılık, sokak hayvanları ve biyolojik çeşitlilik gibi konularda da düzenlemeler yapmaktadır.
Bugüne dek ülkemizde; 45 milli park, 250 tabiat parkı, 31 tabiat koruma alanı, 115 tabiat anıtı, 84 adet yaban hayatı geliştirme sahası, 14 ramsar alanı, 59 ulusal önemi haiz sulak alan ve 13 mali öneme sahip sulak alan ilan edilmiştir.
2002 yılında 175 olan koruma alan sayımız bugün itibarıyla 611'e ulaşmıştır. Korunan alanlarımızın 2002 yılında ziyaretçi sayısı 5,5 milyon iken 2019 yılı sonunda 51 milyona ulaşmıştır.
Yapılan çalışmalardan sadece birkaçını burada zikretmek istiyorum: 81 ilimizde ulusal biyolojik çeşitlilik envanter ve izleme projesiyle ülkemizin biyolojik çeşitlilik haritası ortaya çıkarılmıştır.
Yine, bir diğer önemli projede biyolojik çeşitliliğe dayalı geleneksel bilginin derlenmesidir. Bu yılın sonunda 21 ilimizde tamamlanacak olan bu proje 2023 yılı sonunda ülke sathında tamamlanacaktır.
Ormanla ilgili faaliyet yürüten 3 Genel Müdürlüğümüz dün olduğu gibi bugün de ülkemizin kalkınmasına ve halkımızın refah düzeyinin artırılmasına katkıda bulunmaya devam edecektir.
Bu düşüncelerle 2021 yılı bütçemizin ülkemizin tarımına, ormancılığına faydalar getirmesini diliyorum. Siz kıymetli hazırunu tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyorum.