| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Tarım ve Orman Bakanlığı b)Orman Genel Müdürlüğü c)Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç)Meteoroloji Genel Müdürlüğü d)Türkiye Su Enstitüsü e)Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 05 .11.2020 |
CAVİT ARI (Antalya) - Çiftçimiz perişan dedik çünkü girdi fiyatları, girdi maliyetleri, inanın, olağanüstü yüksek. Bunun siz zaten bilincindesiniz, biliyorsunuz ama bu konuda herhangi bir önleminiz maalesef ki yok. Şimdi, Türkiye'de üretime destek olan girdilerin hemen hemen neredeyse yüzde 70'ine yakını dışarıdan alınan ürünlerle sağlanmakta. Yani yüzde 70 neredeyse dövize bağlı alımlar yapılmakta. Bu da son dönemde -özellikle yıl başından bu tarafa- neredeyse dövizde yaklaşık yüzde 50 artışla girdi maliyetlerinin olağanüstü artmasına neden olduğunu da açıkça söyleyebilirim. Şimdi, burada girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu siz de biliyorsunuz diye söylemiştim. Evet, bir acı gerçek, acı tablo var ortada. Bu konuda ne yapmak lazım? Bakın, desteklemelerin yapıldığını, yapılacağını ifade ettiniz. Çiftçimize önce Tarım Kanunu'ndan kaynaklı desteğin bir kere karşılıksız yapılması lazım. Öte yandan da -yine birçok sektöre zaman zaman yapılmakta- tarım sektöründe de üreticimize ürettiği ürünün bilhassa karşılığı olmak üzere uzun vadeli, ucuz maliyetli desteklemeler verilmeli. Bu desteklemeler sayesinde hem üretici bir nefes alacak hem de üreticinin ürün aldığı esnaf da rahatlayacak çünkü o da çarkını döndürebilecek hâle gelecek. Bakın, sunumda veya kitapçıkta sulama projelerinde yap-işlet-devret modeli diye bir şeyden bahsedildi. Bakın, bu tanımlama bana göre Türk tarımının gelecekteki en büyük tehlikesidir. Yani bu, şunu ifade eder: Bir süre sonra artık tarımsal sulamalar özelleştirilebilir. Yap-işlet-devret modeliyle -her ne kadar siz bütçe yetersizliği nedeniyle yapılamayan projeler deseniz de- bu bir başlangıç olacaktır ve bundan sonraki süreçte çiftçimize, köylümüze tarımsal sulamaların özelleştirme tehlikesinin başladığını siz burada ilan etmişsiniz. Burada açıkça, sulama projelerinde yap-işlet-devret modeline geçeceğinizi ifade etmektesiniz.
Şimdi, Sayın Bakanım bakın, tarımsal sulama desteklerinizi ben de çok önemsiyorum ve destek veriyorum.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, son iki dakikanız, toparlayın lütfen.
CAVİT ARI (Antalya) - Gerçekten de üretimin desteklenmesi gerekir ve bu anlamda da üretimin en zaruri ihtiyacı olan suyun kolay bir şekilde sağlanabilmesi adına da bu sulama suyu sistemlerinin gerek gölet gerekse de baraj yöntemiyle sağlanmasında ciddi fayda var ve ben de bu anlamda destekliyorum bu anlayışı.
Bu anlamda da bugün, Antalya Serik ve Kaş'ta yapılamayan, yarım bırakılmış barajlarımız var, göletlerimiz var. Bir tanesi Kaş'taki "Kıbrıs Barajı" diye geçen, diğeri de Serik'te Aksu Deresi üzerine Küçük Aksu Barajı. Bunlar yarım bırakılmış projelerdir, bunların desteklenmesi ve bitirilmesinde fayda var.
Yine, sulamadan bahsetmişken, sulama birliklerinin -bir anlamda idaresinin neden DSİ'ye bırakıldığı- biraz önceki cümleyle bağlantılı olarak yani işletme mantığına dönüşüp ileride özelleştirme riski taşıdığını bugünden ilan etmek istiyorum, inşallah öyle bir şey de olmaz.
Şimdi, artan girdi fiyatları ciddi bir sorun çiftçimiz açısından. Sertifikalı tohum, yem, gübre, elektrik, zirai ilaçları çok yüksek gerçekten. Yine, çiftçimiz ürettiğinin karşılığını alamamakta.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, tamamlayalım.
CAVİT ARI (Antalya) - Sulama ücretleri çok yüksek. İlçeden ilçeye, araziden araziye değişen rakamlar var. Örneğin, Antalya'da toprağının dönümü 60 liraya sulanabilen ilçeler varken 250 liraya sulanan ilçeler var ama çiftçimizin bir sıkıntısı da şu: Örneğin, bir sulama birliği alanına giren bir arazi eğer o sulama birliği imkânlarıyla sulanmasa dahi sulanmış gibi parası alınmakta.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, teşekkür ediyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakanım, bakın...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Bitirelim lütfen Sayın Vekilim.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
Sulama birliği kapsamına giren bir arazi sulanmasa dahi veya başka bir kuyudan, kaynaktan sulansa dahi sanki o birlikten sulanıyormuş gibi parası alınmakta. Bu da geniş arazilerde zaten sıkıntı yaşayan çiftçimiz açısından bir maliyet getirmekte.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Teşekkür ederim Sayın Vekilim.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım, bir saniye.
Ayrıca, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte uygulanan yüzde 18 KDV, yüzde 2 TRT payı ve yüzde 1 enerji fonunun sıfırlanması, kaldırılması büyük önem taşımakta.
Yine, Antalya gibi illerde, özellikle fide konusu büyük önem taşımakta. Çünkü özellikle sera üretiminde fide gerçekten ciddi bir maliyet taşımakta.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Arı, son sözlerinizi alalım lütfen.
CAVİT ARI (Antalya) - Son sözüm şu var: Esasen, tarım can çekiyor, çiftçimiz can çekiyor. Desteklemelerin bir plan, program kapsamında; üretimin de yine bir plan ve program kapsamında yapılmaya ihtiyacı var. Bana göre bu ülkenin tek başına en önemli sorunu destekleme değil, programlama meselesidir. Doğru bir programlamayla ihtiyaç olan ürünler üretildiği takdirde hem üreticimiz kazanacaktır hem de gereksiz yere emek çekmeden gerçekten çiftçimiz rahat geçinebilecek bir hâle gelecektir diyorum.
Bu arada, Antalya'da bir enkaz vaziyetiyle duran, büyük paralar harcanan EXPO hâlâ orada enkaz vaziyetiyle durmakta. Bu konuda da bir adım atılması gerektiğini bir kez daha buradan hatırlatıyorum ve teşekkür ediyorum.