FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de 2021 yılı Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Sayın Bakanım, sizden şunu öğrenmek istiyorum: Tarımsal üretimde acaba ülke olarak ulusal bir planlamamız var mıdır? Hangi ürünü nerede, ne kadar üreteceğiz, üretimin ne kadarını iç piyasada kullanacağız, ne kadarını yurt dışına ihraç edeceğiz, bununla ilgili bir öngörünüz var mı? 2021 yılı için böyle bir planlama varsa bunu sizden öğrenmek istiyorum. Şu zamana kadar böyle bir planlama olduğunu görmedim açıkçası.

Yine, tarımsal üretimde dünya piyasalarını takip edip çiftçiyi bu konuda üretime yönlendiriyor musunuz, bunu da merak ediyorum. Maalesef çiftçimiz sahipsiz, ne yapacağını bilemez hâlde.

Sunumunuzda tarıma ne kadar destek verdiğinizi ve üretimi ne kadar artırdığınızı söylediniz ama sahada bu maalesef sizin söylediğiniz gibi değil. Sahadaki çiftçiler feryat ediyor. Ben merak ettim, acaba siz bu desteği farklı bir ülkenin çiftçisine mi veriyorsunuz? Bakın, size bir, iki örnek vermek istiyorum. Kendi memleketim Balıkesir'de bu yıl Bigadiç, Kepsut, Sındırgı, Savaştepe ilçelerinde -sebze üreticileri- domates 30 kuruştu ve bakın, bu domatesi keçiler yedi, insanlar tüketemedi bunu. Yine, biber, salçalık biber; bu yıl 45 kuruştu biberin kilosu. Bunu da üreticimiz ineklerin önüne bir hayvan yemi olarak koydu. Diğer bir üreticimiz Bigadiç'te diyor ki: "Samanın kilosu 90 kuruş." Evet, samanın kilosu 90 kuruş. İşte, iktidarınızın tarımı getirdiği noktayı bu tabloyla size açıklamak istiyorum. Samanın kilosu 90 kuruş; 1 kilo samanla 3 kilo domates alıyorsunuz ve 2 kilo da biber alıyorsunuz. İşte, AKP'nin tarım politikasını getirdiği nokta bu. İnsan besininin -özür dileyerek söylüyorum- hayvan yeminden daha değersiz olduğu bir noktayı yaşıyoruz hep birlikte. İbretlik bir tablodur, size bunu sunuyorum. Görüyorsunuz samanın kilosu, domatesin kilosundan daha fazla.

Yine, bunun yanında süt üreticileri ve besi üreticileri de aynı şikâyetlerini dile getiriyorlar. Arkadaşlarımız bunu söyledi, ben ayrıntısına girmeyeceğim. İçme suyuyla ilgili birtakım şeyler söylediniz sunumunuzda. Şunu söylemek istiyorum: Havran ilçemizin Kocaseyit köyü vardır. Çanakkale kahramanı Seyit Onbaşının köyü bu. Bu köyümüzde yıllardır içme suyu şikâyetimiz var. Köy halkı yıllardır Kocaseyit köyünde içme suyunu parayla, damacanayla alıyor. Bu köy içme suyuyla ilgili sıkıntısını çözmenizi bekliyorlar. Bu konuda sizden ricacı olacağım. Yine, Havran'ın Eseler köyü. Bakın, Sayın Bakanım, bu köy halkının ormanı tamamen katledilmiş durumda. Köy halkı ormanlarının neden kesildiğini bilmiyorlar. Diyorlar ki: "Buradaki bir orman şefinin bizim köyümüze bir husumeti var, daha önce böyle güzel bir ormanımız varken şimdi burası..." Ben de gözlerimle gördüm yaklaşık on gün kadar önce, bu orman tamamen harap edilmiş durumda.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Efendim, son sözlerinizi alayım.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Son sözlerimi de şöyle bağlayacağım: Kazdağı Millî Parkı'na ziyaretlerin alan kılavuzu eşliğinde olması gerekirken, yönetmelikde bunu gerektirirken maalesef son yıllarda alan kılavuz uygulamasından vazgeçilmiş durumda ve Kaz Dağlarının endemik bitkileri çalınıyor, Kaz Dağları harap ediliyor. Bu alan kılavuzu uygulamasını lütfen hayata geçirelim; millî parklarımıza sahip çıkalım ve yönetmeliğin uygulanacağı şekilde...