| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Devlet Personel Başkanlığı d)Sosyal Güvenlik Kurumu e)Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2020 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bütçeniz hayırlı olsun.
Sayın Bakanım, CV'nize baktım, CV'nize, ne yapmış bu hanımefendi diye. Bilkent Üniversitesine 49'uncu sırada girmişsiniz, burslu okumuşsunuz. Amerika'da önemli, prestijli üniversitelerde okumuşsunuz. Buralarda hukuk, Anayasa hukuku filan da okumuşsunuzdur. Gerçekten bu Bakanlığı fazla fazla hak ediyorsunuz ancak size bir şey soracağım.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Böyle bir şeye gerek var mı?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Size soru soruyoruz, soru yöneltiyoruz. Yani şu kadar adam -ben şu kadar tecrübesi olan milletvekiliyim, ana muhalefet partisi milletvekiliyim- soru yöneltiyoruz ve sorularımıza cevap vermiyorsunuz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Erkeklere niye bakmıyorsunuz o zaman?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakanım, sorularımıza cevap vermiyorsunuz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ayıp değil mi ya?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz Anayasa okudunuz değil mi, siz yasaları okudunuz değil mi?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Niye erkeklerin CV'sine bakmıyorsunuz?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nereden öğrendiniz sorulara cevap vermemeyi, milletvekillerini adam yerine koymamayı, bunları nereden öğrendiniz? Gerçekten şaşıyorum. Siz millî görüş geleneğinden gelen bir insansınız, böyle şeyler yoktu eskiden. Gerçekten ne olur yani ne sanıyorsunuz kendinizi? Ne olur?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Siz ne sanıyorsunuz?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İki satır yazsanız, şu sebepten dolayı cevap vermiyorum ya da şudur yazsanız ne olur?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Bekaroğlu, biraz daha temiz bir dil kullanalım lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir dakika ya, ne yapıyoruz, ne yapıyoruz? Soruyoruz, soru soruyoruz, ne var bunda?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Soruyu düzgün sorun o zaman.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl düzgün soruluyor? Siz söyleyin bakalım. Sayın Bakanım dinliyor, size ne oluyor?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - İç Tüzük'e uygun olarak sizi düzgün bir dil kullanmaya davet ediyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Soru soruyorum ya, İç Tüzük ne diyor?
Sayın Bakanım, niye soru önergelerimize cevap vermiyorsunuz? Burada ne var arkadaşlar?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sadece kadın olduğu için mi böyle davranıyorsunuz?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Efendim? Tabii, kim oluyorsunuz da cevap vermiyorsunuz ya? Kim oluyorsunuz ya? Ben milletvekiliyim.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Siz kim oluyorsunuz?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın milletvekilleri, lütfen...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Anayasa böyle diyor, Anayasa diyor ki: "On beş gün içinde soru önergelerine cevap verilir" Ne bağırıyorsunuz ya. Ne bağırıyorsunuz be. Sizden korkmuyorum ben! Ne bağırıyorsunuz. Hepinizi tanıyorum. Genlerinizi biliyorum sizin ya, ne bağırıyorsunuz.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Siz bağırıyorsunuz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bağırırım!
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın milletvekilleri, lütfen...
Sayın Ök...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Deminden beri konuşuyor ya, niye susturmuyorsun ya?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Allah Allah!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Düzgün konuşacakmışım, sanki düzgün konuşmayı bilmiyorum.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ee, öyle tabii ki.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; biraz sonra arkadaşlarımız konuşacak engellilerle ilgili, özellikle Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap Bey.
Bakan mı söz aldı?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Siz devam edin, ben söz vermedim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakan konuşuyor.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Konuşabilir, kızdırdınız.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir Bakan konuşurken ben konuşmam Sayın Başkanım.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Bekle o zaman.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Hiçbir sorumuza cevap vermiyorsunuz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakan konuşurken ben konuşmam. Açın mikrofonunu. Açın mikrofonunu Sayın Bakanın.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Bekaroğlu, siz kendi konuşmanıza devam edin.
Sayın Bakanım, sonra size söz vereceğim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakan konuşurken ben nasıl konuşayım ya, ben saygılı bir insanım -Bakanın yaşı küçük olabilir- sizin gibi değilim ben.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Gördük, konuya nasıl başladığınızdan belli!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, tamam arkadaş ya, ya bir tamam ya. Tamam ya, tamam ya. Siz giderken ben gelmiştim 5 kere ya.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hiç öyle değil.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakanım, arkadaşlarımız engellilerle ilgili biraz sonra konuşacaklar. Sayıştay raporlarında da çok ciddi bir şekilde açıkça görülüyor. Bu ne Sayın Bakanım? Yüz binlerce insan gerçekten yasalara uymayacak şekilde engelli maaşı almışlar. Devlet milyarlarca TL zarara uğratılmış Sayın Bakan. Bu gerçekten sizin için hiç kabul edilebilir bir şey değil, bürokratlarınız için hiç kabul edilebilir bir şey değil. Bunların hesabını tek tek vereceksiniz. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir şey olur mu? Maalesef ve maalesef bütün sosyal yardımları olduğu gibi bunu siz hep seçimde kullanıyorsunuz.
Sayın Bakanım, iş müfettişleriyle bir derdiniz var mı, sizin Bakanlığınızdaki iş müfettişleriyle? Çocukları odalarından kovmuşsun, göndermişsin evden çalışın diye. Covid dolayısıyla mı yaptınız bunu yoksa Aile Bakanlığından getirdiğiniz arkadaşlarınızı yerleştirmek için mi? Bu çocuklardan 50'si sınavı kazanmış iki sene oluyor, iş müfettişi yardımcılığına atamıyorsunuz. Ne istiyorsunuz bu çocuklardan Sayın Bakan? Yapmayın, yapmayın. Devlet böyle yönetilmez Sayın Bakanım ya, Anayasa, kanunlar ne diyorsa o şekilde yönetilir. Biraz evvel arkadaşlar bağırdılar ama Anayasa diyor ki: "Bakan, milletvekilinin soru önergesine on beş gün içinde cevap verecek." Anayasa'nın hükmü bu, hükmü.
Sayın Bakanım, çocuk istismarıyla ilgili -atlaya atlaya gidiyorum, çok önemli şeyler- bu Meclis komisyon kurdu, bu komisyon araştırma yaptı. Araştırmayı tam yapabildi, yaptı, yapamadı, tartışılabilir çünkü dönemde Komisyon Başkanı bize hep şey yaptı; çocuğun yüksek yararı filan diye, Karaman'daki tekil bir olaya kilitledi, bir yere göndermedi ama buna rağmen teorik olarak da olsa çok önemli şeyler yazıldı ama bu, Mecliste konuşulmadı, tartışılmadı, çok ciddi bir problem olarak duruyor. Özellikle bazı kurslarda, mesela Kur'an kurslarında filan böyle duruyor. Buraları bilmiyoruz. Çocuğun yüksek yararı, çocuğu bu istismarlardan korumaktan geçer. Bu konuyla ilgili daha alınacak çok yol var.
Teorik olarak çok işler yaptınız, biliyorum; strateji belgeleriniz filan var, çok güzel bunlar, biliyorum ama hâlâ ciddi bir şekilde istismar var ve bu konu... Bilmiyoruz, bilemiyoruz; ne oluyor, bilemiyoruz. Çocuğun yüksek istismarı duvarlar; duvarların arkasında ne oluyor, bilemiyoruz. Bütün dünya nasıl yapmışsa, siz de bu şekilde... Bu duvarların içinde olup biteni bu millet bilsin ve bu işleri engelleyelim.
Değerli arkadaşlarım, bu ülkede işsizlik rakamları sürekli olarak açıklanıyor. Enteresan bir şekilde son aylarda işsizlik rakamlarında -herkes Covid dolayısıyla- işsizlikte ciddi bir artış beklerken- düşmeler görülmeye başladı. Ne oluyor filan dedik, siz de buna "İşsizliği her şeye rağmen düşürdük..." Hayır, böyle bir şey yok. Zaten şu anda Meclis gündeminde olan torba yasada görülüyor. İki şey yapıyorsunuz: İşten çıkışları yasakladınız, yarı zamanlı ödemeler yapıyorsunuz. Şimdi yeni bir şey daha yaptınız: Kayıt dışı alınır ve tekrar işten çıkarılırsa işsiz sayılmayacak. Böyle birtakım -tırnak içinde- cambazlıklarla şeyi düşürmeye çalışıyorsunuz, öyle değil. Bir de insanlar iş bulma umutlarını kaybettiklerinden dolayı iş gücünde görünmüyorlar. Bunu millete bu şekilde anlatın. İstatistiklerle yalan söyleniyor filan da, siz de zaten siyaseten yalan söylemeyi mübah kabul ediyorsunuz. Bunlar doğru değil, kimse inanmıyor, biz de inanmıyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bu İşsizlik Sigortası Fonu'yla ilgili konuşmak istiyorum. İşsizlik Sigortası Fonu, bildiğiniz gibi, işsizlere verilmek üzere...
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK - Siyaseten yalanı mübah görmüyorum.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Bakanım, süresi az kaldı, bitince size söz vereceğim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yahu, siyaseten yalan söylemeyi mübah... Yani "siyaseten" derken biraz da ben ifadeyi attım: Bu gerçek işsizlik rakamı değildir diyorum ben.
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK - Öyle bir şey yok, yalan söylemeyi kabul etmiyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Doğru değil bu; değiştiriyorum, doğru değil. Sayın Bakanımız siyaseten de yalan söylemez, doğru değil. Bu rakam gerçek işsizlik rakamını yansıtmıyor, Türkiye'de gerçek işsizlik rakamı yüzde 30'lardadır. Bunu istediğiniz zaman, vakit verirseniz size anlatırım.
Değerli arkadaşlarım, İşsizlik Sigortası, işsiz kalan insanlar için kurulmuştur. Kanun açıktır, bunları konuşacak vaktimiz yok, zaten ikide bir müdahale ediyorsunuz, vaktimden çalıyorsunuz, Başkan bu vakitleri bana verecek. Fakat bu Hükûmet bu İşsizlik Sigortası Fonu'nu istismar ediyor. Şimdi bir kelime kullanacağım, "Biz hırsız değiliz." filan diyeceksiniz. Çalınıyor, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yani işçilerden çalınıyor. Başka amaçlarla kullanılıyor ciddi bir şekilde.
Bakın, siz, İşsizlik Sigortası Fonu'nda toplananı şu anda -sanıyorum- bu Covid dolayısıyla çok geniş bir şekilde kullandınız, 100 milyar TL'nin altına düştü ama 150 milyar TL'ye dayanan parayı geniş bir şekilde, farklı yöntemler kullanarak farklı bir şekilde kullandınız değerli arkadaşlarım. Nerede kullandınız mesela? Patronları fonladınız bununla.
En son yaptığınız cambazlığı size anlatayım: Devlet bankalarının, kamu bankalarının çıkardığı kâğıtları Merkez Bankası bile güvensiz görüyor. Gittiniz, İşsizlik Sigortası Fonu'ndaki devlet tahvillerini kamu bankasıyla değiştirdiniz. Ondan sonra, kamu bankaları gitti Merkez Bankasından para çekti -aslında para bastı- ve İşsizlik Sigortası Fonu'nu bu şekilde kullandınız. Müteahhitlere kullanıyorsunuz, her yerde İşsizlik Sigortası Fonu'nda biriken paraları kullanıyorsunuz. Haram, helal... "Biz haram yemeyiz." filan diyeceksiniz; ya, sebep oluyorsunuz. Bu para işsizlerindir, işsizlere ödediğiniz para, para değil. Ondan sonra, değerli arkadaşlarım, biraz evvel arkadaşınız anlattı; siz 43 kalemde sosyal yardım veriyorsunuz. Evet, çünkü sosyal yardımı bir siyasal araç olarak kullanıyorsunuz, seçim kazanma aracı olarak kullanıyorsunuz. İnsaf edin, Allah'tan korkun.
Bakın, değerli arkadaşlarım, sizin, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işçilere ödediğiniz paranın gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 0,1'i bile bulmuyor ama sizin sosyal yardımlara ödedikleriniz yüzde 1,5'u geçti.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Bekaroğlu, süreniz doldu.
Bir dakika ek süre veriyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir dakika değil, çok vereceksiniz, sözümü kestiler.
Niye böyle yapıyorsunuz? Çünkü siz, sosyal yardımları seçim malzemesi olarak kullanıyorsunuz değerli arkadaşlarım, İşsizlik Sigortası Fonu'nun ise değişik şeylerle içini boşaltıyorsunuz.
Son bir konu daha var -daha çok konu var ama- birkaç kelime edeyim. Yoksulluğu siz yönetiyorsunuz, yoksulluğu araç olarak kullanıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, son konu, şu anda Meclis gündeminde bulunan bu yasa teklifi. Bakın, göreve geldiğiniz günden beri, siz, işte mağduru oynadınız, mazlumu oynadınız, işte "muhafazakâr" dediniz, "milliyetçi" "demokrat..." Demediğiniz şey kalmadı ama siz, esasen, neoliberalizmin yani patronların değirmenlerine su taşıyorsunuz. Şimdi de Covid'i istismar ederek, bu krizi istismar ederek, daha evvelde de darbe girişimini istismar ederek demokrasiyi kısmıştınız, şimdi Covid'i istismar ederek işçilerin haklarını kısıyorsunuz. Ne yapıyorsunuz? İşte yarı zamanlı çalışma.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Bekaroğlu, teşekkür ederiz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir dakika daha bana verirseniz, bitiriyorum. Lütfen, rica ediyorum, müdahale ettiler. Temiz konuşacağım.
Bakın, daha evvel de bu şeyi siz istismar etmiştiniz değerli arkadaşlarım. Nedir bu yarı zamanlı? "Askıda işçi" diye bir şey söyledim, askıda işçi; hani askıda ekmekten askıda işçi. Bu şekilde, öğleden evvel 20 yaşının altındaki çalıştıracaksınız, öğleden sonra 50 yaşın üstündekini, ondan sonra işsizliği azaltacaksınız. Böyle bir şey olmaz. Bunlar cambazlık... Cambazlık diyeceğim, şimdi hemen kızacak arkadaşlar, cambazlık bunlar yani. Başka hangi kelimeyi kullanayım değerli arkadaşlarım? Özenle seçiyorum, Türkçenin bütün şeylerini kullanarak özenle seçiyorum, Türkçenin bütün şeylerini kullanarak özenle seçiyorum ama siz seçemiyorsunuz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Lügati geliştir, oku biraz.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Bekaroğlu, toparlayalım lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakın, buradaki bu kanun teklifi baştan sona neoliberal düzen. Neoliberal düzen ne? Patronların düzeni. Nedir patronların düzeni? Patronların düzeni, değerli arkadaşlar, kapitalizm tıkanmış, demiş ki: "Daha ne alabilirim? Sosyal devletten çalacağım, işçiden çalacağım, emekliden çalacağım."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Bekaroğlu, çok teşekkür ederiz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum ya, bitiriyorum. Bir cümle...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - On beş dakika oldu, on beş dakika.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Dünya kadar müdahale oldu konuşmama.
İşte bu yasa bu çalmalarla ilgili bir yasadır. Covid'i kullanarak -insaf edin arkadaşlar, insaf edin yani- böyle bir yasayı çıkarmak doğru değil. Bu, sizin geçmişinize de uymaz, bugününüze de uymaz.
Teşekkür ederim.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Bakanım, genel eleştirilerle ilgili en son size söz vereceğiz bütün milletvekilleri bitirdikten sonra ancak biraz önceki konuşmacının sizin hakkınızda yaptığı birkaç tane, İç Tüzük'e uymayan husus vardı, onlara cevap vermek için size söz veriyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Neyi uymayan hususlar? Düzeye sen mi karar veriyorsun?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Ben veriyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne düzeyi olmayan? Gayet düzeyli şeyler söyledim. Ne düzeyi olmayan?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Ben yönetiyorum, ben karar veriyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bize konuşmayı mı öğreteceksin yani?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Beğenmiyorsan şikâyet edersin.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne dedim ki?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Şimdi cevap verecek Sayın Bakan.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Cevap hakkı ayrı bir şeydir, düzeysiz konuşma ayrı bir şeydir. Düzeysizmişim, ayıp ya! Başkanın böyle bir hakkı yoktur. Bilmiyorsan konuşmayı, orada oturma!
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Herkes İç Tüzük'e uygun bir dil kullanmak zorunda, eğer İç Tüzük'e uymayan bir dil kullanırsanız cevap hakkı doğar.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nereden çıkarıyorsun, bize konuşmayı mı öğreteceksin? Cevap hakkı ayrı bir şey!
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK - Sayın Başkanım... Sayın Başkanım...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nereden çıkarıyorsunuz? Düzeysizmişim... (Gürültüler)