| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c) Türkiye Adalet Akademisi ç) Anayasa Mahkemesi d) Yargıtay e) Danıştay f) Hakimler ve Savcılar Kurulu g) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ) Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 10 .11.2020 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Süre zaten kısa, son dakika içerisinde birkaç kez uyarmazsanız sevinirim, dört dakika içinde toparlamaya çalışacağım.
Sayın Bakan, yüksek yargının değerli temsilcileri, Bakanlığın saygıdeğer bürokratları; size de hoş geldiniz demek isterim. Umarım bütçe, Bakanlığa da, tüm ülkemize de hayırlı olur. Adalet Bakanlığına ayrılacak bütçenin her kuruşunun çok değil az olacağını düşünenlerdeniz. Bunun yeterli bir bütçe olmayacağını düşünüyoruz. Yeter ki birileri çıkıp müjde olarak "Yeni cezaevleri açıyoruz." demesin.
Şimdi, birkaç konuya değineceğim. Birinci şu: Türkiye'de en çok ihtiyaç duyduğumuz, açlığını, susuzluğunu hissettiğimiz konu adalet ve emin olun Türkiye'de adalet mekanizması en az güvenilen kurumlardan biri ve siyasetin ciddi bir şekilde etkisi olduğuna herkes inanıyor. Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ni mutlaka görmüşsünüzdür. 128 ülke arasında neredeyse her konuda son sıralardayız. İdari yaptırımlarda 110'uncu sırada, adil hukukta 103'üncü sırada, temel hakların tanınmasında ise 123'üncü sıradayız.
Sayın Bakan, kalıcı OHAL'in tipik örneklerinden birisi gözaltı süresi. Bunun çok çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Ben size kısa bir tarihini anımsatayım: 7 Kasım 1980 tarihli MGK kararıyla azami gözaltı süresi otuz günden doksan güne çıkarılmıştı. 1981'de kırk beş güne indirildi, 1985'te otuz güne, 1997'de on güne indirildi. 2002 yılında, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde gözaltı süresi yedi güne inmişti. 17 Aralık 2004'te AB uyum yasalarıyla gözaltı süresi yirmi dört saate kadar indirilmişti. Toplu suçlarda bu süre dört gün olacaktı en çok. 20 Temmuz 2015'te OHAL ilanıyla birlikte gözaltı süresi otuz güne çıkarıldı. 23 Ocak 2017 bu süre (7+7) on dört güne düşürüldü ve şu anda gözaltı süresi (4+4+4) -seviyor iktidar bu rakamları- on iki güne çıkarıldı. Emin olun, gözaltı süresi ile bir ülkedeki demokrasi arasında doğrudan bir orantı vardır. Ayrıca, bu, sizin dönemizde -Bakanlığınız için söylemiyorum- kaçırılıp altı ay sonra Emniyette bulunanlardan hiç bahsetmeyeceğim.
Şimdi iyi bir şeyden bahsettiniz: Cezaevlerinde tutuklu hükümlü sayısı yüzde 41'den yüzde 16,98'e düşmüş, bu, kesinlikle büyük bir başarı, bu, çok önemli bir başarı -tutuklu sayısının az olması- fakat sorun şu: 2002 yılında cezaevlerinde 59 bin kişi vardı, şu anda 2020 yılında cezaevlerindeki tutuklu hükümlü sayısı 300 bine ulaştı yani 6 kat arttı. Şimdi, bu son, bizim "af yasası" dediğimiz yasayla yaklaşık 90 bin kişi bırakıldı veya bırakılacak ve yine 200 binin üzerinde tutuklu ve hükümlü var. Âdeta suçlu üretiyor bu iktidar; öyle "biz, biz, biz" "onlar, onlar, onlar" "şahsım, şahsım, şahsım" diyerek toplum arasında bir kutuplaşmaya yol açıyor bunlar. Belki iktidarınız farkındadır veya değildir ama şunu söyleyeyim: Trafik tartışmasında, yol verme tartışmasında bile bu gerginlik topluma o kadar sirayet etmiş ki insanlar birbirini öldürüyor.
Bir şey daha söyleyeceğim. Herkes söyledi ama 2 konunun önemli olduğunu düşünüyorum. Gerçekten siyaset kurumu yargıdan elini çekmeli. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı neredeyse her konuda, her davayla ilgili yorumlar yapıyor ve bunu yargı organları emir telakki ediyorlar. Sevgili Selahattin Demirtaş'ın davalarında bu çok açık; "Hamlemizi yaparız, işi bitiririz." dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Yine, Sayın Cumhurbaşkanı bir başka...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ediyorum Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Son cümlemi söyleyeceğim, bitiriyorum.
Benzer dosyalarda örnekleri çok. Bakın, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi bir kişiye. Bölge adliye mahkemesinde bu kişi beraat ettirildi diye, o istinaf mahkemesi üyelerinin tamamı il dışına sürüldü Sayın Bakan. Böyle bir ortamda kalan yargı mensuplarının güven içeresinde karar vermesi mümkün olur mu diyorum.
Bu kadar sürede ancak bu kadar şeyden bahsedebiliriz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.