KOMİSYON KONUŞMASI

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir kere siz ikidir söylediniz, buradaki bütün basın mensubu arkadaşlar şu anda bizim nezdimizde töhmet altındadır kimdir o lafı sarf eden basın mensubu?

BAŞKAN - Biz davet ettik mi sizi arkadaşlar? O zaman bir soralım, hangisini davet etmişiz?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir saniye...

Dediniz ki: "Burada bir basın mensubu 'Biz zaten yeterince malzeme topladık, artık bize gerek kalmadı, biz gidiyoruz.' dedi"

BAŞKAN - Bize değil, bize değil, "Bize gerek kalmadı." derken kendi kararları.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır.

Şimdi, dün de buradaki arkadaşların hepsi çoğunlukla buradaydı, bugün de burada, siz hepsini töhmet altında bırakıyorsunuz. Kimse, onu söyleyin. Bu bir.

İkincisi, şimdiye kadar bizim Komisyonun geleneğinde...

BAŞKAN - Bu, suç mu ki töhmet altında kalacak yani?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Komisyonumuzun geleneğinde -bu sene değiştirdiniz, ne şekilde bu değişti bilmiyoruz- Komisyonun bütün faaliyetini Meclis TV kamerası burada takip ediyordu.

BAŞKAN - Takip ediyor yine.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Takip ediyordu, ediyordu.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Kesinlikle izliyordu geçen yıllarda.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Dün, bugün, evvelsi gün burada Meclis TV'nin kamerası yok. Niye yok? Bunu soruyorum.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan ben de bir açıklama yapmak istiyorum.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - İkinci önemli bir husus, Sayın Bilgiç'in biraz önceki ifadesi talihsizliktir. Biz, basın mensuplarının buradan çıkmasını değil, basın mensuplarının burada çekim yapmasını arzu ediyoruz. Dolayısıyla, muhalefet olarak...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Çetin çıksınlar...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir saniye...

İZZET ÇETİN (Ankara) - "Devamını çeksinler." diyoruz...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir saniye...

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen... Sayın Çetin... Sayın Çetin...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - İzzet Bey, müsaade ederseniz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sadece bakanlar konuşurken çekiyorlar.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bakanların konuşmalarını çekiyorlar.

BAŞKAN - Sayın Çetin...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Çetin, müsaade ederseniz ifade edeyim.

Biz, basının haber alma özgürlüğünün olduğunu düşünüyoruz, böyle olması gerektiğini ve basın mensuplarının burada çalışma yapması gerektiğini söylüyoruz.

(AK PARTİ sıralarından "Devamlı mı?" sesi)

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Evet, devamlı.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ama bakın, Sayın Başkan, dün de böyle oldu, bugün de, önceki gün de böyle oldu. Sayın Bakanlar burada sunum yaparken nedense hiçbir kamera sizin görüş alanınızı kapatmış olmuyor.

BAŞKAN - Kapatıyor da ben çekiliyorum, dikkat edin hepsini çekiyorum.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ha, öyle de müdahale ediyorsunuz.

BAŞKAN - Çekiyorum hepsini.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bakın, hiçbir kamera sizin görüş alanınızı kapatmış olmuyor. Tam ki bu tartışma başladığı andan itibaren kameraman arkadaş orada çekim yapmaya çalışıyor, "Siz, lütfen oradan çekilin, bizim görüş alanımızı kapatıyorsunuz." diyorsunuz. Mobbing uyguluyorsunuz.

BAŞKAN - Lütfen yani...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Oradaki kameramana mobbing uyguluyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Teşekkür ederim. Tamam mı?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Kendi bilecekleri bir şey. Her gazeteci açısından burada bulunan her vekil haber kaynağıdır. Söylediği her sözü önemser ya da önemsemez, haberleştirir ya da haberleştirmez ama burada iktidar muhalefet, komisyon divanı hükûmet, hiç fark etmeksizin burada bulanan herkes gazeteciler açısından haber kaynağıdır ve özgürce takip etme imkânının verilmesi gerekir kendilerine.