| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Nükleer Düzenleme Kurumu ç) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü d) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü e) Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu f) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü g) Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü ğ) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .11.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri; herkesi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, Enerji Bakanlığı bütçesini 3'üncü kez sunuyorsunuz, beni yine hayal kırıklığına uğrattığınızı söylemek isterim. Sayın Bakan, öncelikle eleştirimizi şu yönde yapalım, 3'üncü kezdir size diyorum ki: Sayın Bakan, tek bir kadın genel müdürünüz yok. Bakın, üç yıldır aynı eleştiriyi yapıyoruz, hani ilk yıl belki bu anlaşılabilirdi ama bu anlamda bir erkek Bakanlığın başındasınız, belki de bu yüzden bu kadar vicdansız bir bütçeyle karşı karşıyayız.
Sayın Bakan, sizin getirdiğiniz bu bütçe vahşi kapitalist bir bütçe ve sunum, onu net bir şekilde söyleyeyim. Bunlar eski dünyanın alışkanlıklarıydı ama eski dünyada "Her ne olursa olsun ben o kömürü çıkaracağım, ne olursa olsun o altını çıkaracağım, enerjiyi ne olursa olsun üreteceğim." diye bir anlayış vardı. Sayın Bakan, bu sunumunuzda herhangi bir şekilde yeni vizyonun işaretini veren bir anlayış bile yok yani "yeşil ekonomi" kavramı bu bütçenizde yok; yeşil ekonomi yeni trend. Bakın, ekolojik bir toplum, ekolojik bir ekonomi, yeşil ekonomi, biz buna ilkesel olarak bakıyoruz ama yalnızca buna pragmatik bile baksanız bir vizyon ortaya koymanız lazım. Neden? Şu beni kaydeden cep telefonları var ya Sayın Bakan, bu cep telefonlarının pili bir gün gidiyor ya, bununla ilgili AR-GE yapıp bu pili bir hafta götürenin cep telefonu satılacak iki yıl sonra, üç yıl sonra veya bir araba şimdi 300-500 kilometre götürüyordu. Şimdi, Tesla ne yaptı? 1.000 kilometre götüren pil yaptı, 1.000 kilometre götüren, 2.000 kilometre götüren araba satılacak iki yıl sonra, üç yıl sonra. Bunlarda nal toplayan toplumlarsa ne yapacaklar? Efendim, Varlık Fonu buraya geldi, dedi ki mesela: "Ben termik santral kuracağım." Böyle bir vizyonu var çünkü eski dünyanın alışkanlıkları, eski dünyanın ekonomik alışkanlıkları, "Termik santral kuracağım." diye geldi. Siz ne diye geldiniz? "Ben nükleer santral kurmaya devam edeceğim." diye geldiniz. Oysa yeşil ekonomiyi ilke olarak alan toplumlar nükleer santralleri terk ediyorlar, termik santralleri terk ediyorlar, yeşil ekonomiye geçiyorlar; rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi. Şimdi, diyeceksiniz ki: "Arkadaş, rüzgâr esmezse ne olacak? Efendim, güneş çıkmazsa ne olacak?"
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Bunları yapıyoruz; rüzgâr da yapıyoruz, hepsini de yapıyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bununla ilgili de yatırım yapıyorlar Sayın Bakan, biliyorsunuz, dünyada bu rüzgâr eserken de güneş açarken de bu enerjiyi depolayacak sistemler üzerine çalışılıyor yani enerji depolama geleceğin bir vizyonu. Bunda öne geçen yani enerjiyi depolayabilen ve yerelde üreten, efendim, esmediği zaman da sisteme enerji verebilme konusunda öne geçen ülkeler geleceğin vizyonunu ortaya koyacak Sayın Bakan ve enerjide öne geçecek, geride kalanlar nal toplayacak. Sayın Bakan, sunumunuz nal toplayan bir sunum, böyle bir vizyon yok burada, "Ben on yıl sonrasının, beş yıl sonrasının hedeflerini ortaya koyuyorum." diyen bir vizyon yok.
Sayın Bakan, "karbon sıfır" diye bir hedef var bilirsiniz, dünyada pek çok ülke açıklıyor. Almanya dedi ki: "Ben 2028'de karbon sıfır hedefine ulaşacağım." Ya, şurada bir vizyon koysanız, geçtim 2028'i, "Ben 2035'te, 2040'ta karbon sıfıra ulaştırmak için şu vizyonu koydum." diye bir hedef koysanız anlayacağım Sayın Bakan, burada böyle bir vizyon yok. Ya, Trump'ın vahşi kapitalizmi dünyayı sarıyordu, "Paris Anlaşması'ndan çıktım." diyordu, belki de siz de onun sayesinde Paris Anlaşması'na hiç vurgu yapmadınız. G20 içinde Paris Anlaşması'nı Meclisinden geçirmeyen tek ülkeyiz. Trump "Çıkacağım." dedi, dün çıktı ama bakın, Biden geldi. Ne oldu? Oradaki gençler, yeni ekonominin, yeşil ekonominin savunucuları Biden'a o vaadi verdirdi ve tekrar Paris Anlaşması'na dönecek. Ya, "Biz Paris Anlaşması'nı imzalayacağız, devam edeceğiz, Mecliste onaylanacak." diye bir vizyon ortada yok. Sayın Bakan, "green new deal" yani yeşil yeni anlaşma konusunda herhangi bir vurgu burada yok, sıfır karbonla ilgili bir vurgu yok. Sayın Bakan, bu anlamda ben bir vizyonunuzun olmadığını düşünüyorum. Yani, yeni ekonomiyi, yeşil ekonomiyi yakalayan bir vizyonunuz olmadığını düşünüyorum. O yüzden de bakın, Tayyip Erdoğan 2011'de 2 trilyon dolarlık bir ekonomi vadetmişti, şu anda 650 milyar dolarlık bir ekonomiyiz. Bu yeni trendleri yakalayamadığımız için biz 650 milyar dolarda kalıyoruz. AR-GE nedir efendim, geleceğin enerjisi nasıl üretilir ve bununla beraber bu telefonları bir haftada çalıştıracak pili ben nasıl yaparım, rüzgârı veya güneş enerjisini nasıl depolarım diye bir vizyon ortada yok. Bu vizyonu ortaya koymadınız, bununla ilgili bir şeyler duymayı sizden beklerdim.
Sayın Bakan, nükleerden bahsettiniz ya 12,5 sentten nükleer enerji almak bu ülkeye ihanettir, onu açıkça söyleyeyim. Bakın, 5 sentten rüzgârı ihale ediyorsunuz, 4-5 sentten güneşi ihale ediyorsunuz ve bunlara doğru trend var. 12,5 sentten nükleer enerjiyi almak bu ülkeye ihanettir. Biz bunun dış politikanın bir diyeti olduğunu biliyoruz, Ruslarla olan belli dış politika anlaşmaları çerçevesinde bir diyet olduğunu biliyoruz ama bu ülkenin yoksul çocuklarına 30 milyar dolar diyet ödetmeye hiçbir hakkınız yok üstelik hiçbir ihtiyaç yokken. Tayyip Erdoğan ne dedi: "2 trilyon dolarlık ekonomimiz olacak." o yüzden nükleer santral anlaşmasını imzalattı ve buna toplumu ikna etti ama şu anda 650-700 milyar dolarlık bir ülkeyiz. Böyle bir ihtiyacımız var mı Sayın Bakan? Açıkça söyleyin, nükleer santrale benim ihtiyacım var, nükleer santralsiz yapamam diyor musunuz? İkincisi 4-5 sent olan enerjiyi 12,5 sente Ruslardan almanın hesabını bu millete nasıl vereceksiniz Sayın Bakan? Termik santralleri bütün dünya terk ediyor, hâlâ biz termik santral kurma derdindeyiz. Avrupa'nın en kirli havası olan şehirler bizde değil mi Sayın Bakan? Açıkça size soruyorum ya, bunu yaratan da termik santraller büyük oranda. Gidin, Maraş'ta kanser oranı en yüksek, Yatağan'ın etrafında kanser oranı en yüksek, hâlâ vatandaşlarımız bu anlamda zehirleniyor, hâlâ baca gazları tam anlamıyla filtrelenmemiş ve yeni termik santraller kuruluyor. Bununla ilgili de "Benim termik santral vizyonum var, böyle devam edeceğim." diyor musunuz hâlâ?
Bakın, Sayın Bakan, "yerelde üretim" artık yeni vizyon bu. Yani efendim "Ben doğuda hidroelektrik santral kurarım, efendim Ilısu Barajı'nı kurarım, o enerjiyi de İstanbul'da harcarım." Derseniz, enerjinin işte o enerjinin büyük bölümü yolda kayboluyor. Hani kayıp kaçak diyorsunuz ya kaybın büyük sebebi doğuda enerji üretiliyor, batıda enerji harcanıyor. Artık yeni trend yerelde üretmek, kendi evinde, kendi çatısında, fabrikasının kendi çatısında, kendi bahçesinde kurduğu bir rüzgâr türbiniyle fabrikaların üretmesi. Bu konuda da nal topluyoruz Sayın Bakan. Diyeceksiniz ki efendim "2002'de şu kadardı şimdi bu kadar." Ya, dünya koşuyor, koşuyor bu konuda. Herkes kendi çatısında, kendi evinde, kendi fabrikasının bahçesinde enerji üretiyor. O yüzden de kayıp kaçak da olmuyor ve ekolojik bir şekilde bunlar yapılıyor, depolaması yapılıyor. Bu konuda bir vizyon sizden duyamadık Sayın Bakan.
Elektrikli arabalarla ilgili bir vizyon duyamadık, enerji tasarrufuyla ilgili bir vizyon duyamadık. En büyük enerji üretimi, size söyleyeyim, enerji tasarrufudur. Ya, bununla ilgili bir vurgu yapsaydınız ne olurdu, burada da duysaydık sizden. Bakın, binaların enerji kartı olması gerekiyor değil mi? Kaç binamızın var? Sürekli erteliyoruz bunu, ne ceza kesiliyor ne bir şey, bizim binalarımızın ya yüzde 3'üdür ya yüzde 5'i ya da bilemediniz yüzde 10'udur enerji güvenliği olan, onların çoğu da uyduruk yapılıyor Sayın Bakan. Ya, "Ben üç yıl içinde Türkiye'nin bütün binalarını, bütün fabrikalarını mantolamak için şöyle bir vizyon ortaya koyuyorum." niye diyemiyorsunuz? İhtiyaç olan yasal düzenleme varsa, gelin, yapalım. Milyarlarca doları biz havaya uçuruyoruz o enerji güvenliği olmayan binalarda ve vatandaşlarımıza daha çok fatura geliyor. Niye böyle vizyon ortaya koyamıyoruz? Enerji bilincini niye yaratamıyoruz Sayın Bakan? Ya, bütün dünyada insanlar evlerinde kazakla otururlar, bizde herkes atletle oturuyor Sayın Bakan, 25 dereceye ayarlıyor kombisini. Ya, ben gittim Hollanda'ya, gerçekten, bakın, 17 dereceye ayarlamış biliyor musunuz? Donuyorum çünkü alışmamışım, onlar alışmışlar, böyle alışmışlar, bilinci o. Kazakla oturuyor, 18 dereceye, 17 dereceye ayarlıyor; bizde 23-25 derece olacak, çocuklar hasta olur, böyle bir bilinç var, oranın çocukları hasta olmuyor, böyle alışmışlar. Ama bu enerji bilinci yok, fabrikada da yok, atölyede de yok, köyde de yok, tarımda da yok, hiçbir yerde bu enerji bilinci yok. "Bu enerji bilincini oluşturmak için kamu spotu yapıyorum." diyorsunuz. Kamu spotları gecenin üçünde yayınlanıyor biliyor musunuz Sayın Bakan? Kimse o kamu spotlarına ulaşAmıyor. Her yerde eğitime ihtiyaç var, bu eğitim bilinciyle ilgili bir vizyonu neden ortaya koymuyorsunuz?
Sayın Bakan, bakın, size iki tane şey gösteriyorum: Doğal gaz, elektrik faturaları. Sayın Bakan, ya iki üç yıl önceye kadar ortalama bir vatandaşımıza elektrik 60-70 lira gelirdi, şimdi 200 liradan aşağı elektrik faturası gelmiyor. Ortalama bir doğal gaz da 100-150 lira gelirdi, şimdi 500 liradan aşağı doğal gaz faturası gelmiyor Sayın Bakan. Ya 2.320 lira asgari ücreti olan bir ülkede 500 lira doğal gaza verdiniz, 200 lira elektrik 700, suyu ve interneti de kat neredeyse 1.000 lira faturalara gidiyor. Nasıl geçinecek bu vatandaşlarımız? Bununla ilgili, şu sunumunuzda bir tane insan yok, insan. Yalnızca üretmekle ilgileniyorsunuz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Toparlıyorum efendim.
"Ben şu kadar kilovatsaat elektrik ürettim, bu kadar bilmem ne yaptım." Ya Sayın Bakan, Allah'ınızı severseniz, bu faturaları ödeyen vatandaşlarımızla ilgili niye bir açıklamanız yok? Zorlanıyorlar, darlanıyorlar. Kısıtlı sayıda vatandaşımıza bir kanun çıkardık ama bütün vatandaşlarımızın bu zor günlerde elektrik güvencesini niye sağlamıyoruz?
Bakın, Covid'in tek bir faydası oldu Sayın Bakan, havamız temizlendi. Nihayet doğayla barıştık, işte daha az havamız kirlendi, Covid'in tek bir faydası oldu. Ama Greta'nın sesini gerçekten duyun, bütün dünya gençlerinin, gelecek kuşakların sesini duyun; daha çevreci, daha ekolojik bir vizyonda bu anlamda buluşalım.
Ben açıkça söyleyeyim, 3'üncü yıldır beni hayal kırıklığına uğratıyorsunuz. Demek ki böyle bir vizyonunuz var, vahşi kapitalist bir anlayışınız var; sizi, dünya çocuklarının geleceğini korumak için, "dünyada karbon sıfır" vizyonuna ulaşmak için bu vahşi kapitalist anlayıştan uzaklaşmaya çağırıyorum Sayın Bakan. Yeşil ekonomi, karbon sıfır gibi anlayışlara, "green new deal" gibi anlayışlara dönmeye çağırıyorum. Umarım cevapları verirken sizden bu konuda birkaç şey duyabiliriz.
Teşekkür ederim.