FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Bakan, değerli katılımcılar; bu bütçenin çerçevesini halkın ihtiyaçları, yüklü faturaları ve doğanın dengesi değil, maalesef, şirketler ve şirketlerin kârı çiziyor. "Şirketler yaşasın ki iktidarımız yaşasın." diyen ve şirketler kâr ederse ekonominin düzeleceğini varsayan neoliberal iktisat politikası enerji alanında da sürdürülüyor. Oysa borç bitmedikçe, yoksulların üzerindeki vergi yükü azalmadıkça, temel ihtiyaçlar -ki bunların içinde enerji ve iletişim çok büyük yer tutuyor- belli bir miktara kadar ücretsiz sağlanmadıkça adaletli bir ekonomik sistem kurmuş olamayız maalesef.

Dağıtım şirketlerine, yenilenebilir santral sahiplerine, elektrik üretim santrallerine ve madencilik şirketlerine imtiyazlar düşünülürken enerji ve maden üretiminin ekosisteme, halkın sağlığına etkileri de düşünülmüyor.

Değerli arkadaşlar, küresel sermaye Avrupa'da ekolojik yıkımlara ve çevresel kirliliğe neden olacak yatırımlardan vazgeçti. Bu tip projeler geri kalmış, politik ve ekonomik olarak problemli ülkelerde yapılıyor. Demir, çelik, madencilik, gemi sökümü, tekstil, dericilik, petrokimya ve benzeri çok enerji ve su tüketen, ekolojik yıkım ve çevresel ağır sorunlara neden olan yatırımlar hep bizim gibi ülkelerde yapılıyor. Mesela, sadece Karadeniz Bölgesi'nde 38 adet HES var ve 7 tanesinin de yapımına devam ediliyor. Ülkemizde, HES'lere karşı yerelden çok ciddi bir tepki var ve yatırım vaatlerine rağmen hiçbir yerde HES'ler kabul görmüyor. Neden? Çünkü defalarca gördük ki ormanları tahrip ediyorlar, hafriyatlar dere yataklarına dökülüyor, ekolojik denge altüst ediliyor ancak bunlar karşısında şirketlere yaptırım uygulanmadığı gibi bir de yeni imtiyazlar da veriliyor. Yetmiyor, HES yapan şirketlere o bölgenin yol ihalesi, diğer altyapı ihaleleri de veriliyor. Mesela, Yusufeli Barajı'nı ve HES'i yapan üçlü konsorsiyumdaki Limak'a Artvin-Erzurum Otoyolu ihalesi tabiri caizse hediye ediliyor.

Biliyorsunuz, her yıl özellikle Karadeniz Bölgesi'nde büyük sel ve heyelan felaketlerinde yurttaşlarımız hayatlarını kaybediyorlar ve milyonlarca liralık maddi zarar meydana geliyor. HES'lerin dere yataklarında yarattığı tahribatın sel ve heyelana yol açıp açmadığı konusunda bir tane ciddi araştırma yaptınız mı, gerçekten bunu bilmek isteriz.

Değerli arkadaşlar, temiz olmadığı gibi enerjiyi çok da pahalı kullanıyoruz. Dağıtım ve tedarik şirketlerine elektrik enerjisi toptan satış birim fiyatlarında 2020'de yapılan indirim yüzde 62'yi buldu ama bu indirim tüketici fiyatlarına bir türlü yansımıyor yani dağıtım şirketlerine ucuza verilen elektrik halka pahalıya satılıyor. Üstelik büyük sektörlere yapılan abonman indirimleri de halktan esirgeniyor.

Evet, biz, sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş yapmak ve gerçek bir iklim politikası oluşturmak için enerji sistemimizi tamamen yenilebilir bir sisteme dönüştürebiliriz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Kerestecioğlu...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Bitiriyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ederim.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Yerelin ihtiyacını esas alan küçük ölçekli enerji üretim yöntemlerine yönelmemiz gerekiyor. Vallahi, bizim hedefimiz hem enerji sistemimizi hem de ülke yönetimini bir an önce yenilemek.

Saygılar sunarım.