KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, şahsınızda ben de bütün heyete saygı sunuyorum.

Şimdi, Güzel Başkanım, vazife döneminiz hayır, uğur getirsin size. Allah'ın izniyle tarzınızla buraya daha özel bir şekil vereceksiniz, ben ondan eminim. Hele böyle, buraya gelip buradaki nefaseti bozmaya çalışan yapıya asla müsaade etmeyeceksiniz, ondan eminim. (Gürültüler)

Arkadaşlar, özellikle bugün başlarken bir not düşmek istiyordum ben, başlarken özellikle bir vurguda bulunmak istiyordum. Sabahleyin Garo Paylan konuşurken birtakım tespitler yaptı. Kendisine iştirak ettiğimi, kendisine teşekkür ettiğimi ifade ederek başlayacaktım. Çünkü biz, hakkı teslimde gani gönül sahibi bir ekibiz. Eğer karşı tarafta doğrular ifade ediliyorsa biz onu kabul ederiz, onu onore etmek için de elimizden geleni yaparız. Sabahleyin özellikle enerji bilincine dönük yaptığı tespite yüzde yüz iştirak ediyorum. Hele özellikle yurt dışına çıktığını ve orada yaşadıklarını aktarması çok daha kalıcı ve öğreticiydi. Bu konuda Değerli Bakanım, hakikaten bu bilinci oluşturma adına yapılması gerekenlerin behemehâl yapılması lazım ve özellikle, altı çizilerek yapılması lazım. Bir şey daha söyledi: Kamu spotları. Çok komik kaçıyor, hakikaten öyle. Yani gece yarısı spot yayınlanıyor. Resmen dalga geçiyor televizyonlar. Bu da büyük bir yanlıştır.

Bir başka hak teslimi: Sayın Şener konuşmasında çok güzel; enerjiyi tarif eden, enerjinin serencamını aktaran, o güzergâhı başından alıp bugüne kadar getiren bir tespit yaptı. Ona da teşekkür ediyoruz. Teşekkür, arkadaşlar, hep söylüyoruz biz; kullara teşekkür, Cenab-ı Hakk'a şükür anlamındadır ve şükür de nimeti artırır. Bizim burada beklediğimiz nimet şudur: Hep beraber bir bütçe yapıyoruz: Hakikatler üzerine tespitlerimiz olursa Cenab-ı Hakk'ın bereketi de buraya yansır, vurgumuz hep bunadır. Mesela, bir tenkit yapayım, arkadaşımız gitti, Turan Bey -bizim de hemşehrimiz, kardeşimiz- bir taraftan enerji fiyatlarının hakikaten yüksek olduğunun altını çiziyor, öbür taraftan yapılan yatırımlara birtakım kayıtlar koyuyor "Yapılmaması gerekir." diye notlar düşüyor. Bu bir tenakuz arkadaşlar, bunu yapmamak lazım. Tabii ki Enerji Bakanlığı bütçesi çok böyle teknik ifadelerle, teknik terimlerle izah edilecek bir bütçedir. Benim bu noktada nakıs bir hâlim var, dolayısıyla çok ayrıntıya girmeyeceğim ama bir şey biliyorum ben: Her sahada olduğu gibi, bu sahada da eskiden yönlendirilen hâlimizi tam tersi bir hâle çevirdik, evirdik; yöneten, yönlendiren bir pozisyon aldık. Özellikle son yıllarda enerji sahasındaki yaklaşımımız, tarzımız bütün dünya sathında şapka çıkarılır, gıptayla yaklaşılır bir hâl aldı. Bundan dolayı da Enerji Bakanlığımıza, başta Bakan Bey olmak üzere, bütün ekibine minnettarız, teşekkür ediyoruz.

Şunu hususen söylemek lazım arkadaşlar: Enerji, hayatın bütün zeminini tanzim ediyor, enerjinin olmadığı yerde hayatın çok dört başı mamur yürümeyeceği aşikâr, hepimiz biliyoruz, görüyoruz. Şu anda bir enerji açığa çıkmamış olsa ben burada bu konuşmayı yapıyor olamam, en azından bu kadar lezzetle insanlara ulaştıramam ben. Öyleyse, hakikaten, çok mübarek diye tarif edebileceğimiz -yani mübarekten kasıt şudur, bereket yayan anlamındadır- bir sahayla ilgili konuşuyoruz. O yüzden de dikkat etmek lazım.

Özellikle, arkadaşlar, ben milletleşme sürecine farklı vesilelerle atıfta bulunmuş ve milletleşmenin yani millet olabilme kıvamının neye bağlı olduğunu hep vurgulamıştım. Burada Plan ve Bütçe Komisyonumuzun üyeleri mutlaka hatırlarlar -mükerreren söyleyeceğim ben- eğer hüzünde ve huzurda yürekleriniz bir atıyorsa siz aynı millete mensubiyet duygusuyla kuşanmışsınız demektir. Bakın, bir şeye çok üzüldüm, bu millet zemininde yok ama siyasi kulvarda yazık ki var: Karadeniz'de 400 küsur milyar metreküp bir doğal gaza ulaşmışız, elhamdülillah, Cenab-ı Hakk bir nimeti bahşetmiş, aramışız, bulmuşuz, arayana bulana minnettarlığımızın olması lazım, millet olmanın gereğidir bu. Bir huzur, bir mutluluk enjekte ediyor bu. Oysa görüyorum ki "Siyaseten bu cenah faydalanır." düşüncesiyle -bu bir alil düşünce, bir düşük düşünce, onu da söyleyeyim- bu sebepten dolayı orayı küçük görme, oraya bir nakıs hâl yükleme gibi gayretler var; buna hiç gerek yok arkadaşlar. Biz buna teşekkür edersek... Benim bu hâli açığa çıkaran Değerli Bakanımızın o geminin üzerinde yaptığı konuşmayı izlerken gözlerim doldu, yüreğim kabardı. Millet adına, elhamdülillah, böyle bir nimet var ve bu nimeti açığa çıkarıyor Hükûmetimiz, ilgilerimiz. Biz de bu hâli tespit babında yapar isek bize de milletin yönelmesi o nispette çok daha fazla olur.

Ara ara ben söylüyorum arkadaşlar, Değerli Bakanım; konuşmalarımda hep özellikle vurgu yapıyorum, diyorum ki: Güzel olanı taklit edelim. Ben "On sekiz yıllık iktidar niye?" diye bir sual açıyorum. Bunu herkesin, özellikle muhalefette olanların zihinlerinde açması lazım. Niye? Buna sebep koyuyorum. Arkadaşlar, hasbi olmak, samimi olmak, içten olmak, milletten yana olmak Cenab-ı Hakk'ın bereketini yansıtıyor da ondan diyorum. İnsanların kalbini, kalpleri evirip çeviren Allah'tır; kalplerini yumuşatan ve yönlendiren Cenab-ı Hak oluyor, inayeti, nusreti yansıyor. Öyleyse bunu taklit edin. Bu tenkitlerle bir yere varmak mümkün değil arkadaşlar. O yüzden, başlarken teşekkür ederek başladım.

Efendim, noksanlarımız var, elbette var, her zaman söylüyorum ben. Buradan bütçe yapılırken işte o noksanlar giderilsin diye yapılıyor.

Bakın, ben bir şey söyleyeyim: 2001 yılında Erzurum'da Doğu Linyitleri İşletmesi vardı; Başbakanlığın, Başbakanlık Teftiş Kurulunun o gün ceffelkalem tuttuğu bir raporla pat diye kapatıldı o. Şimdi ben Değerli Bakanımıza -müsteşarken de ben söylemiştim, hatırlar kuvvetle muhtemel- diyorum ki: Ya, burada, İspir'de, Aşkale'de, efendim, Oltu'da bizim kömür ocaklarımız var ve bu kömür ocakları -belki kalite olarak elbette erbabı olanlar daha iyi bilir ama- uzun yıllar orada işletildi ve bir verim ifade ediyordu; buraya yönelmek lazım, bu bir noksan, ben burada not düşüyorum.

Bir başkası: Değerli Bakanım, bizim Erzurum'da, Erzurum zemininde -Cenab-ı Hakk'ın nimetidir, çok şükrediyoruz; havası güzel, suyu güzel, hudayinabit nimetler, rüzgâr ve güneş bahşetmiş Cenab-ı Hak elhamdülillah- güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi çok velut, çok üretken olur; buna dönük yatırımların behemehâl yapılması lazım ve ihalelerin de bir an önce yapılması lazım. Bakın, noksanı koyuyorum ve talepte bulunuyorum. Hâl böyle olursa, tarz böyle olursa biliyorum ki yönelme de müspet olacak, pozitif olacak. Şimdi, Sevgili Bakanımızın bu anlamda hemen bürokratlarıyla birlikte bir alesta hâl, bir hazır hâl aldığını biliyorum, kendisine teşekkür ediyorum.

Ve arkadaşlar, şunu vurgulayarak sözlerimi bitireyim: Yeşil ekonomiden bahsedildi, onu da Garo Bey söyledi, başkaları da söyledi. Yeşil, bir defa, renklerle düşünen zihinler için çok özel bir renk. Yeşil, bizim irfanımızda cenneti tedai ettiriyor; dolayısıyla, enerji, çevre...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir de dolar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, aklına dolar geliyor adamın, adamın aklına dolar geliyor. Benim aklıma cennet geliyor, onun aklına dolar geliyor ağabeyciğim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Vekilim, normal süreniz bitmiştir, bir dakikada toparlayabilirseniz...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, görüyorsunuz değil mi? Zihinleri böyle açığa vuruyoruz. Akılları fikirleri orada.

Güzel Bakanım, yönetiminizin, hakikaten sadece bizde değil yani siyaset yapan ekipte değil, ben, vatandaş nezdinde de çok muteber bir hâlinizin olduğunu görüyorum, bununla da iftihar ediyoruz, gurur duyuyoruz; inşallah bu hâl ilanihaye devam edecek. Size de ekibinize de minnettarlığımı özellikle kayda geçiyorum. Bütçemiz de Cenab-ı Hakk'ın bereketiyle kuşansın inşallah; hayır, uğur getirsin.

Herkese saygı sunuyorum, sağ olun.