KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar, değerli bürokratlarımız; hepinizi ben de saygıyla, sevgiyle selamlamak istiyorum.

Hepimizin bildiği gibi Türkiye'miz çok önemli bir coğrafya üzerinde ve stratejik konumu haiz ve yıllardır önemli müdahalelerde açık olarak bulunmuş bir ülkedir. Türkiye dünyada ve bölgesinde millî gücü ve etkinliği, barış ve istikrarın güvencesi olan dostluğu ve iş birliğiyle aranan bir ülke konumunda olmalı. "Yurtta sulh, cihanda sulh." ilkemiz de esasen bunun bir gereğidir. Hepimiz ülkemizin savunmasının güçlü olması gerektiğini savunuyoruz, bu konuda kesinlikle bir görüş ayrılığı içerisinde değiliz. O anlamda da ordumuzun şanlı tarihiyle her zaman gurur duyduk ve duymaya da devam ediyoruz. Bu nedenle yapılabilecek olan siyasi eleştiriler esas itibarıyla siyasi iktidaradır yoksa ordumuzla ilgili değildir. Esasen ordumuzun kurumsal yapısıyla siyaseti de bağdaştırmak istemeyiz.

Sayın Bakan, ülkemizde geçtiğimiz yıllarda ordumuz tarafından 2015 yılında Fırat Kalkanı Harekâtı, 2018 yılında Zeytin Dalı Harekâtı, 2019 yılında Barış Pınarı Harekâtı ve 2020 Bahar Kalkanı Harekâtı yapıldı. Bu harekâtlar başlangıcında devletimizi yönetenler, siyasi iktidar özellikle burada bir barış koridoru tesis ederek, Suriyeli kardeşlerimizin kendi evlerine, topraklarına, güvenli, gönüllü ve saygın bir biçimde dönüşlerini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz şeklinde bu harekâtları gerekçelendirdiler. Suriyeli konusunun bu anlamda her harekâtın başlangıcında bir gerekçe olarak ileri sürüldüğünü gördük. Ancak en son olarak, Sayın Cumhurbaşkanı her ne kadar önceki açıklamalarında bu harekâtların nedenini, biraz önce ifade ettiğim şekilde, geri dönüş nedeni olarak saysa da son açıklamasında "Biz mültecilere 40 milyar doları aşan destek verdik; dünyada az gelişmiş ülkelere ve mültecilere en büyük desteği veren ülke Türkiye'dir." diyerek devam etti ve sanki Suriyelilerin artık bu harekâtlara da gerekçe olan, geri dönüş planından vazgeçildiğini ifade eden bir açıklamada bulundu. Öyle ki bu açıklamadan sonra örneğin, bugün, sizin Bakanlığınız dâhil -önceki bakanlık bütçeleri sunumu yapıldığında- burada Suriyelilerle ilgili tek kelimeyi sadece sizin sunumunuzda duyduk Sayın Bakanım. Daha önce örneğin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinde geçtiğimiz dönemde Suriyelilerden bahsedildiği hâlde bu sene hiç öyle bir şeyden bahsedilmedi, yine diğer Bakanlıklarda da. Sadece güvenlik yönüyle sizin sunumunuzda var. Yani kısacası 4 tane harekâta neden olan, gerekçelendirilen, bu Suriyelilerin geri dönüş düşüncesinden kısacası vaz mı geçildi? Bunu sormak istiyorum.

Tabii, bütçedeyiz, bütçe yapıyoruz o nedenle de paranın da konuşulması gerekiyor. Benim dikkatimi çeken bir konu var. Sayın Bakanım, 2019 yılı sonu itibarıyla mevcut 324 adet askerî kantin sermayesinin 121 milyon 820 bin 607 TL olduğu; yıl sonu itibarıyla 1 milyar 672 bin 478 bin 817 TL bir ciroya ulaşıldı. Yani devasa bir kantin cirosundan bahsedilmekte yani 1 milyar 672 milyon küsür diye devam ediyor. Şimdi, net karına baktığımızda ise 24 milyon yani bu yüzde 1'den de aşağı bir rakam. Yani bu kantinde çalışanlar eğer sivil değilse, zaten çoğunlukla askerlerin çalıştığını varsayarsak, bu kantin maliyetleri yani satılan ürünlerin maliyeti sıfır mı, yani hiç mi kâr elde edilmiyor? Şu rakama baktığımızda yüzde 1'in bile çok çok altında bir kantin kazancından bahsedilmekte.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Tamamlayalım Sayın Vekilim.

CAVİT ARI (Antalya) - Mayınlı sahaların temizlenme meselesini çok önemsiyorum. Özellikle de yıllar öncesinde mayınlı sahaların temizlenmesinin İsrailli bir firmaya 99 yıllığına ihale edilip; en stratejik ve güvenlik açısından en önemli sınır boylarımızın yabancı firmaya ihale edilmeye çalışıldığı günleri hatırlıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, ek süre verdik.

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum.

Cumhuriyet Halk Partisinin o günlerdeki haklı mücadelesiyle bu girişimin Anayasa Mahkemesinden döndüğünü hatırlıyorum. Mayınlı sahalar niye önemli? Buralar en az yüzyıla yakındır ekim dikim yapılmayan alanlardır ve Kıbrıs büyüklüğünde bir alandır. Bu alanların temizlenmesine devam edilmekte. Şu an temizlenen alanlarla ilgili nasıl bir tasarrufta bulunulduğunu öğrenmek istiyorum.

Biraz önce, milletvekili arkadaşımız Anıtkabirle ilgili bir konudan bahsetti. Ben de yine Anıtkabirle ilgili bir başka konudan bahsetmek istiyorum Sayın Bakanım. Son üç dört resmî törende, Anıtkabir ziyaretinde, biliyorsunuz ki özellikle protokolün Anıtkabir'e gittiği dakikalarda özel misafirler alınmıyor. Ama alana bir gidiyoruz, bakıyoruz ki orta alan doldurulmuş yani ben bunu açıkça da söylüyorum, adrese teslim ve girişte de isim ve TC'leri kontrol edilerek. En son 10 Kasımda gördük, listeyle alınanlar -Sayın Cumhurbaşkanı diyeceğim ama aynı zamanda da bir partinin Genel Başkanıdır, AKP'nin Genel Başkanıdır- Anıtkabir'de Cumhurbaşkanına orada destek sloganları atmakta.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Arı, teşekkür ederiz.

CAVİT ARI (Antalya) - Böyle bir davranış ve böyle bir anlayışı ben doğru görmüyorum ve Anıtkabir'in ortamına yakışmıyor. Siz vatandaşı oraya sokmayacaksınız ama alkışçıları oraya sokacaksınız. Sayın Bakanım, bu konuda daha hassas olmanız gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bütçenizin de ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim.