| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı c) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Kalkınma Ajansları Denetim Raporları (Doğu Karadeniz, İpekyolu, İstanbul, İzmir) f) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı g) Türk Standardları Enstitüsü ğ) Türk Patent ve Marka Kurumu h) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ı) Türkiye Bilimler Akademisi i) Türkiye Uzay Ajansı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 16 .11.2020 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, geçen sene bütçe görüşmelerinde, Sanayi Stratejisi Belgesi'nden ve 2023 hedeflerinden bahsetmiştiniz. Bu sene de 2023'e giden yolda hedeflerimiz çok net diye bahsettiniz. Evet, 2023'e giden yolda hedeflerimiz net olabilir ancak hedeflerimize ulaşma konusunda almamız gereken bir hayli mesafe olduğu şüphesiz. Mesela, imalat sanayi üretiminin gayrisafi yurt içi hasılasına oranı 2008 yılında hedef koyarken yüzde 19,1'miş, 2023 hedefimiz ise yüzde 21. Oysa, 2019'da bu oran yüzde 18,3'e düşmüş ve aynı oran 1995 senesinde yüzde 23'müş. Yani, hedefimiz yüzde 21, varmak istediğimiz yer ise ancak 1995'teki oran. İmalat sanayinin ihracattaki yapısı da gayet önemli; 2018 yılında yüksek teknoloji ürünlerin oranı yüzde 3,2; peki, 2023 hedefimiz ne? 2023 hedefimiz ise yüzde 5,8'e çıkarmak. Peki, şu an durum ne? 2019 itibarıyla durum yüzde 3,6. 2019'da yüksek teknoloji ürünleri için 5,9 milyar liralık ihracat yapmışız, buna karşılık 23,6 milyar liralık da ithalatımız var yani açık 17,7 milyar. Oysa, 2001 yılında yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki payı yüzde 6'larda seyretmekteydi. Yani, 2023 hedefimiz 2001 yılından geride ve ne yazık ki iki yıl içerisinde bu hedefimize ulaşmamız da imkânsız görünmekte. Türkiye'nin mal ihracatında dünyadaki yerinin ise yıllar içerisinde yerinde saydığını üzülerek görmekteyiz. Sanayideki durumu görmek için önemli bir veri de kapasite kullanım oranları. 2000 yılında kapasite kullanım oranı bu ülkede yüzde 76'ymış, bu oran 2007'de yüzde 82'ye kadar çıkmış, 2020 yılının ilk altı ayında ise ortalama yüzde 69,5 olduğunu görüyoruz. Bu oranın düşürülmesinde elbette ki pandeminin etkisi vardır ancak pandemi öncesinde yani 2019'da kapasite kullanım oranının hem 2000 hem de 2007 yılının gerisinde olduğunu da göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. İhracatımızın yapısı hakkında doğru değerlendirme yapmak için bakmamız gereken bir diğer kriter ise kilogram başına ihracat tutarı. 2010 yılında bu tutar 1,28 dolarmış, 2014 yılında 1,60 dolara çıkmış ancak 2020 yılındaysa bu rakamın 1,09'a indiğini ne yazık ki görmekteyiz.
Özetle söylememiz gerekirse ihracatımızı artırıyoruz belki ancak ihracatımızdaki ürünlerin katma değerini ve teknoloji düzeyini artıramıyoruz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Lütfen tamamlar mısınız.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hemen tamamlıyorum.
İmalat sanayisinin gayrisafi yurt içindeki aldığı pay ne yazık ki değişmiyor. Büyüyoruz ancak dünya ticaretinden, dünyadaki üretimden aldığımız pay değişmiyor. Yani dünya ne kadar büyüyorsa biz de o kadar büyüyoruz ve belki bazı noktalarda da hatta geriliyoruz.
Her şeye rağmen bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.