KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, yaklaşık iki buçuk yıllık bir Bakanlık göreviniz var, artık eleştirilecek daha uzun bir dönemiz var. Ya, Türkiye'de sanayileşme konusunda hiçbir zaman arzu ettiğimiz noktaya gelemedik. Bu konuda yalnızca sizi suçlayamayız elbette. Uzun süreli bir sanayisizleşme dönemiyle karşı karşıya kaldık. Genelde ithal ikameci bir anlayışla karşı karşıya kaldık, bunun da büyük çoğunluğu AKP döneminde yaşadığımız bir anlayıştı. Bundan vazgeçme yönünde belli düşünceler olduğunu görüyorum ama bunları hayata geçirmeniz konusunda çok ciddi bir eksiklik olduğunu da düşünüyorum.

Sayın Bakan, kendi perspektifimizi sunalım. Bakın, bu bütçenin sermayeden yana bir bütçe olduğunu düşünüyoruz, özellikle de büyük sermayeden yana bir bütçe olduğunu düşünüyoruz. Ama bildiğiniz gibi üretim için 4 faktöre ihtiyaç var ve bu 4 faktörün birbiriyle uyumlu bir şekilde yol almasıyla ülkede katma değerin oluşacağını düşünürüm yani emek var burada; bu bütçede emek yok Sayın Bakan. Emek, yalnızca bir makinenin dişlisi olarak görülüyor veya sömürülecek bir araç olarak görülüyor. Biliyorsunuz, şu anda açlık sınırının altında, 2.320 liralık bir asgari ücret var ve memlekette on milyon işsiz var, iş cinayetleri var; bu anlamda emeğin yok sayıldığı bir bütçeyle karşı karşıyayız. Bu, sizi ilgilendirir diye düşünüyorum, bu anlamda Çalışma Bakanıyla çalışmalısınız yani "Ben yalnızca patronlarla konuşurum, onlar yatırım yapar." işlemiyor Sayın Bakan. Bir ülkede emek de gelişecek, emek de güçlü olacak ki aynı zamanda üretilen ürünleri tüketebilsin.

İkincisi toprak -biliyorsunuz- Sayın Bakan. Yani sizin sanayileşme anlayışınız genelde doğayı sömürme üzerine kurulu maalesef, bu konuda geri adım atmadığınızı görüyorum. Son dönemdeki madencilik girişimlerine baktığımızda ormanmış, doğaymış, çevreymiş; hiç, bunları yok say. Efendim, enerji politikalarına baktığımızda, bütün bunları yok sayan bir anlayış var.

Çevreyi kirleten sanayiler konusunda da yeterince aktif olmadığınızı düşünüyorum. Sizin önemsediğiniz girişimciler ve sermaye, özellikle de büyük sermaye, yandaş sermaye. Oysa şunu çok iyi biliyorsunuz ki tekelleşmenin olduğu ülkelerde sanayi gelişmez Sayın Bakan çünkü rekabet yoktur orada. Belli oyunculara avantaj veriyorsunuz Sayın Bakan; her sektörde belli oyunculara yüksek avantajlar veriliyor, vergi istisnaları veriliyor, diğer oyuncular devre dışı kalıyor. Oysa KOBİ'lerin güçlü olduğu, rekabetin güçlü olduğu ülkelerde bu anlamda sanayileşmenin olacağını düşünüyorum, bu konuda çok ciddi eksikliğiniz var. Bizim önerimiz emeğin sömürüsünü -bunu yapmayacağınızı biliyorum ama- azaltın, kendi hayrınıza olsa bile. Kapitalizmin uygulandığı ülkelerde bir vahşi kapitalizm uygulanır, emek sömürülür, bir de daha da az vahşi olan kapitalizm yöntemi vardır; bu anlamda emekle ilgili politikaları öne koymalısınız.

Doğayı katletmenin işinize gelmemesi gerekiyor çünkü dünyada yükselen trend yeşil ekonomi Sayın Bakan. Bakın, eğer ki bir ülkenin sanayisi doğayı katlediyorsa o ülkeden mal almayan yeni, genç bir Z kuşağı var artık, yeni bir anlayış var. Yani "O mal üretilirken doğayı katlediyor musun, çevreyi kirletiyor musun, emeği sömürüyor musun?" diye kriterleri olan yeni bir kuşak var. Bu yarışta öne geçmemiz için yeni bir vizyona ihtiyaç var ve ben bu vizyonu sizde göremiyorum maalesef.

Sayın Bakan, insanlığın yararına bir sanayileşme... Bu konuda da "maalesef" diyeceğim. Siz genelde TEKNOFEST ceketini giyiyorsunuz, gidiyorsunuz TEKNOFEST'i geziyorsunuz ama sanki bir silah sanayi fuarını geziyor gibi geziyorsunuz yani insanları öldüren teknolojilere dönük olarak ciddi bir ilginiz var.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sen o gözle görüyorsun, yanlış söylüyorsun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O TEKNOFEST'i Sayın Bakan, gerçekten bir silah sanayisi fuarı gibi yani insanlık yararına... Oysa bakın, biliyorsunuz Türkiyeli 2 kişi Covid'e derman buldu; yani sonuç olarak Türkiyeli onlar ve Covid'e derman buldular. Nerde buldular? Almanya'da buldular. Bakın, insanlık yararına, bütün insanlığı bir beladan kurtaracak dermanı Uğur Şahin ve Özlem Türeci buldu. Hangi habitatta buldular? Almanya'da buldular; özgürlüğün daha çok olduğu, bilimin gelişebildiği, teknolojinin gelişebildiği bir habitatta buldular. Sizse öyle bir habitat yaratmışsınız ki yani Facebook'u, Twitter'ı bile kapatmak üzere olan bir Türkiye'yle karşı karşıyayız. Burada, çok önemli bir beyin göçüyle karşı karşıya kalıyoruz Sayın Bakan. Bu anlamda, naçizane, size tekrar, özgürlük alanlarını genişletmek üzere Sayın Cumhurbaşkanıyla konuşmanızı, Süleyman Soylu Bey'le konuşmanızı, çeşitli bakanlıklarla konuşmanızı ve artık tekrar bir hukuk devleti olmaya dönük, özgürlük alanlarını genişleten bir yolda yürümenizi öneririm.

Sayın Bakan, bu yeşil ekonomi konusunda önerim: Mesela, karbon vergisi konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanıyla görüşmeniz. Yani karbon vergisini getirirsek, çevreyi kirletenleri daha fazla vergilendireceğimiz bir anlayışa girersek yeşil ekonomi gelişebilir.

Sayın Bakan, beni dinler misiniz?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK - Dinliyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, yeşil ekonomi konusunda bir vizyonunuz olsa, diyelim ki bununla ilgili bir banka kredi verdiğinde, mesela yeşil ekonomi konusunda AR-GE yapan bir kuruluşa daha düşük faizle kredi verilebilmesi, onlara belki belli vergi teşviklerinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sürem bitmedi henüz. Bitti mi?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Normal süreniz bitti.

Buyurun, tamamlayın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam.

Sayın Başkan, biliyorsunuz bizden bir sürü arkadaşımız konuşmasını çekti bu Covid dolayısıyla. Ben bir, iki dakika daha rica ediyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Vallahi, herkese gösterdiğim toleransı size de gösteririm, buyurun, tabii ki, iki dakika veriyorum.

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam, bir iki dakika rica edeyim, hemen toparlıyorum.

Sayın Bakan, bu yeşil ekonomi konusunda bir vizyon ortaya koymanız lazım, bu vizyonu henüz sizden duyamadık yani bu konuyu AR-GE'yle nasıl öne koyabileceğiz? Ancak o zaman teknolojide öne geçebiliriz. Bakın, bu yeni araba teknolojileri, yeni enerji teknolojileri, yeni ekonomideki yeşil ekonominin yeri bütün bunlarla ilgili bir vizyona ihtiyaç var. Bunu sizden duyamadık.

Sayın Bakan, benim bir sürü sanayici arkadaşım -size geçen sene de söylemiştim- müteahhit oldular yani sizin döneminizde bunlar oldu. Sanayiyi boş ver, efendim sanayiden para kazanılmıyor, bu kadar yük yükleneceğine git, ranta gir, iktidarla biraz yakınlaş, oradan rant çıkar, zengin ol anlayışı yirmi yıldır devam ediyor. Bu anlayışa karşı, Maliye Bakanımız da değişti, bence gidip bir konuşun, rant vergisini konuşun Sayın Bakan. Yani niye, insanların bakın, bazı KOBİ'lerin bir ömür çalışarak elde edemedikleri geliri bazıları bir rantla elde ediyor. Bir arsa alıyor 10 liraya, 100 lira yapıyor. Bu konuda bir rant vergisinin oluşması için siz bir girişimde bulunsanız bir Sanayi Bakanı olarak emin olun, bu ülkede sanayinin gelişme olasılığı olur.

Son olarak da Sayın Bakan, şunu söyleyeyim, yirmi yıl içerisinde pek çok meslek yok olacak; hâlâ, YÖK veya üniversiteler aynı anlayışla insan yetiştirmeye bakıyorlar. Eğitim konusunda, Eğitim Bakanıyla çalışmanız gerektiğini düşünüyorum. Hangi mesleklerin yok olacağını görüyoruz, hangi mesleklerin dünyada var olacağını da ama eğitim anlayışı değişmiyor. İnsanları beyaz yakalı yapıyoruz, herkes elime yağ değmesin diye bakıyor. Bu anlayışları nasıl değiştireceğiz, nasıl değer yargılarını oturtacağız, nasıl ülkeyi katma değerli, emeği sömürtmeyen, doğayı katletmeyen bir anlayışa doğru yürütebileceğiz? Bununla ilgili vizyon sizden duyamadığımızı üzülerek söylüyorum. Bu konuda sizi eleştiriyorum. İki buçuk yıllık bir Bakansınız, umarım gelecek dönemde bu anlayışlarınız değişir.

Teşekkür ederim.