KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakan yok bir kere, öncelikle kime konuşacağız; nerede, göremiyorum?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Komisyon Başkanımız var, biz varız, biz buradayız.

NİLGÜN ÖK ( Denizli) - Cavit Arı, nefes al biraz.

CAVİT ARI (Antalya) - Bu, Bakanın bütçesi...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herhâlde ihtiyaç şey oldu, Bakanımızı bir haberdar edelim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz neyiz?

CAVİT ARI (Antalya) - Niye, nerede Bakan? Boş koltuk var, bakın, boş koltuk var.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Pot kırmaya devam ediyorsun Sayın Arı.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Arı, ayıp ediyorsun, yakışmadı sana.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yardımcıları notlarını alırlar, hiç merak etmeyin.

CAVİT ARI (Antalya) - O boş koltuk aslında çok değerli çünkü boş kaldığı günlerde bu ülkede dolar yüzde 5 düştü. Dolayısıyla, o boş koltuk da önemli, doğru söylüyorsun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orada Bakan Yardımcılarımız, bürokratlarımız notlarını alırlar.

CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi, Sayın Bakanım geldiğinde kendisine de tekrar ederim gıyabında. Öncelikle Sayın Bakanımıza, önceki Komisyon Başkanımıza hayırlı olsun dileklerimle sözlerime başlamak istiyorum.

Evet, biraz önce bir cümle kullandım, onu keyfince kullanmadım. Bakın, bu ülkede mevcut bir Ekonomi Bakanı varken dolar aldı başını gitti, kaldı ki o Sayın Bakanımız sizin o günlerde çok desteklediğiniz biriydi ama faturanın sadece o Bakana kesilmesine de kesinlikle gönlüm razı değil, eğer bir fatura çıkarılacaksa yani siyasi sonuç anlamında söylüyorum, bu iktidarın tamamınadır. Sadece o giden Bakan bu işlerden sorumlu değil, baştan yukarı herkesin bu işte siyasi sorumluluğu vardır. Kısacası, ekonomik anlam da dâhil her konuda ülkeyi iyi yönetemediğiniz ortada. Öyle ki Sayın Bakan -işte, biraz önce Genel Başkan Yardımcımız söyledi, hiçbir devlet geleneğine uymayan şekilde- görevinden ayrıldı mı, ayrılmadı mı iki gün içinde ancak belli oldu, o sırada koltuk boş kaldı, o boş koltuk sayesinde ülkede dolar yüzde 5 seviyelerine düştü, altın yine aynı şekilde düştü. Demek ki baştan sona iktidarınız eğer giderse, günü geldiğinde, bu ülkede çok şeyin değişeceğine çok güzel bir işarettir. Gayet güzel bir işaret verildi.

Sayın Bakanımız burada daha önce Komisyon Başkanıyken ben yine bir konuşma yapmıştım geçtiğimiz yıl. Bakın sizin geçtiğiniz yıl bütçe açığıyla ilgili verdiğiniz rakamlara ve bütçe açık oranına. Ben, bir ekonomist değil, sadece bir matematiksel hesaplama yöntemiyle -ben hukukçuyum, ekonomist olarak değil- yani "şu oranda bu olursa" şeklinde yaptığım bir oranlamayla geçen yıl size demiştim ki: Eğer siz bu ekonomiyi böyle kötü yönetmeye devam ederseniz sizin bütçe açığınız 138,9 milyar, bütçe açığı oranınız da 2,9 olmaz. Siz bu ekonomiyi kötü yönetiyorsunuz, yıl sonunda -inşallah, temenni etmem ama- 220 milyarlar seviyesinde bütçe açığı vereceksiniz demiştim, bütçe açık oranınız da yüzde 4,7 veya 5 demiştim. İşte gelinen tablo da ortada değerli arkadaşlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - O zaman Covid yoktu.

CAVİT ARI (Antalya) - Kesinlikle umut etmem ki bakın, sizin böyle "Her şeyi doğru görür, her şeyi iyi görür." anlayışınız devam ederse, aynı yanlışları yapmaya devam edersiniz bugünkü öngördüğünüz bütçe açığının neredeyse yüzde 50'sinin üstünde bütçe açığı vermek zorunda kalırız. Bundan da en büyük üzüntüyü yine bizim duyacağımızı şimdiden ifade etmek istiyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Siz keyif alırsınız, keyif.

CAVİT ARI (Antalya) - Biz bu ülkeyi sizden daha çok seviyoruz, onu bilin bir kere.

Sayın Bakanımızın sunumu içerisinde...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkes bu ülkeyi seviyor, orada hiç şüphe yok.

CAVİT ARI (Antalya) - İbrahim Bey'in söylemi üzerine söylüyorum.

Sayın Bakanım, ben size hitaben konuşuyorum. Biraz önce gıyabınızda da başarılar diledim.

Şimdi şunu söyleyeyim: Bakın, Sayın Bakanımızın sunumunda, esnaf kredisi kullanımıyla ilgili, 2002 yılında 150 milyon lira kredi kullanıldığı ve 64 bin kişinin krediden yararlandığı ifade edildi. 2019 yılı bütçesinde 21,2 milyar kredi kullanıldığı ve geçtiğimiz yıl 222 bin kişinin krediden yararlandığı -totalde ise 40 milyar- toplam esnaf sayısının da 560 bin olduğu yine bütçe sunumunda vardı. Ancak Sayın Bakanımızın şimdiki sunumunda 67 milyar lira olduğu ve krediden yararlananın da 1,5 milyona ulaştığı... Yani iki rakamı karşılaştırdığımızda neredeyse bir yılda 1 milyon fazla esnafa kredi verilmiş gibi bir rakam çıkıyor Sayın Bakanım. Bu konu da doğru mu, değil mi? Eğer doğruysa -bu ülkede zaten toplam esnaf sayısı Ticaret Bakanlığı verilerine göre 1 milyon 800 bindir, kaldı ki bunların içerisinde aktif olarak görev yapmayanlar da vardır ama biz hepsinin çalıştığını dahi düşünsek- demek ki bu ülkede şu an kredi kullanmayan esnaf kalmamış.

Sayın Bakanım, merak ettiğim bir şey var: Bakın "2019 yılında Türkiye ekonomisi 0,9 oranında büyüme kaydetmiştir." diye bir ifadeniz bulunmakta. Yine, 2020 yılında 0,3 oranında bir büyümenin olacağını ifade ediyorsunuz. Ancak şunun anlamını ben size sormak istiyorum: Özellikle ihracat ve turizm gelirleri olumsuz etkilenmiştir ve yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 oranında daralmıştır. Şimdi bir yerde büyüme varken tersi küçülme olmaz mı? Daralma mı, küçülme mi? Daralmaysa biraz önceki "0,3" genişleme mi? Eğer büyümeyse burada "9,9" küçülme mi? Kamuoyunu böyle güzel, süslü laflarla farklı anlaşılmaya sevk etme mi anlamında söylemek istiyorum. Hiç istemeyiz ama "9,9" daralma.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, hayır... Orada öyle yazmıyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Sizin sunum kitapçığınızdan okuyorum yani başka bir yerden okumuyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bakanımız cevap verir konuşmasında. İkili konuşmayalım lütfen, karşılıklı konuşmayalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakanım, bir şey daha öğrenmek istiyorum sizden.

Sayın Bakanımız tecrübeli bir Bakandır ve Plan Bütçe Komisyonu Başkanlığı yapmıştır, sizin savunmanıza ihtiyacı olmayan birikimde birisidir. Kendisine bir kez daha başarılar diliyorum değerli arkadaşlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Teşekkür ederiz, eyvallah.

CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi Sayın Bakanıma bir şey daha sormak istiyorum: Bir yatırım kamu yatırımı yani devlet yatırımı olup olmadığını nasıl anlayacağız. Şimdi bu ülkede yapılan, resmî kanaldan yapılan her yatırım eğer aynı mahiyette düşünürsek bir devlet yatırımıdır, bir kamu yatırımıdır. Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun Kanal İstanbul'la ilgili açıklaması hakkında soruşturma başlatıldı. Efendim neymiş? "Kamu yatırımına karşı çıkamazsınız." Bu karşı çıkmayı veya eleştirmeyi suç olarak gören bir anlayış, ya böyle bir şey olabilir mi? Devletin 2021 yılı içerisinde sayısız yatırımı olacak, örneğin ben "Kardeşim, şuraya -atıyorum- Antalya'ya şu yapılan köprü yanlış veya şu yapılan yatırım yanlış." dediğimde ben de mi suç işlemiş olacağım? Böyle bir anlayış olabilir mi? Sayın Bakanım, yani bu tamamen özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelen bir durumdur. Bunun kesinlikle kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade etmek istiyorum.

Sayın Bakanım, son olarak şunu söylemek istiyorum: Bakın, Özelleştirme İdaresi son dönemdeki özelleştirmelerle beraber neredeyse ülkede cumhuriyetin kuruluşundan bugüne, o kısıtlı imkânlar içerisinde yapılan tüm yatırımlar, fabrikalar, yollar, köprüler de dâhil maşallah sata sata bir şey bırakmadınız bu ülkede. En sonunda, devletin var diyebileceğimiz işte çok az sayıda fabrikası veya yatırımı kaldı.

Öyle ki, bakın, 1973 yılında bu ülke kendi imkânlarıyla köprü yapabildi, 1986 yılında kendi imkânlarıyla ikinci köprüyü yapabildi. Cumhuriyetin ilanından beri sayısız fabrikalar yapıldı ama maalesef ki bunların hepsi Özelleştirme İdaresi tarafından satıla satıla bugün de elimizde hiçbir şey kalmadı diyebileceğimiz bir noktadayız. Kamu-özel iş birliklerini anlatmaya artık gerek... Şöyle söyleyeyim yani anlata anlata biz yorulduk, siz de sonuçta anlamak istemiyorsunuz çünkü kamu-özel iş birlikleriyle, yatırımlarıyla bu ülkenin geleceği borç altına sokulmaktadır. Kendi imkânlarımızla yapabileceğimiz tüm yatırımları kamu-özel iş birliği yatırımlarıyla yaptığımız için halkımız borçlandırılmakta. Biz yatırıma karşı değiliz, devlet bu yatırımların hepsini kendi imkânlarıyla yapabilecek güçtedir. (Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Öyle ki bakın, üç sayfa dolusu satılan fabrikalar var, yani yaz yaz bitmemiş, ama siz sat sat bitirmişsiniz. Bu şekilde söylemek istiyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, sürenizin sonuna geldiniz.

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakan, son olarak şunu söyleyeyim: Bakın, kamuoyunda dikkatinizi çekmek istediğim bir durum daha var, o da faizsiz ev ve konut edindirme kampanyaları ve şirketleri. Bu konuda şu an sanki kırmızı alarm var gibi, bu konuda bana iletilen şikâyetler ve rahatsızlıklar var. Bu konu üzerinde daha erken bir aşamada önlem almak gerektiğine inanıyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, çok teşekkür ediyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Çünkü, vatandaşımızın bu yöntemlerle ileride mağdur olmasının önüne geçmek gerektiğini düşünüyorum. Bu da devlet olarak sizin göreviniz diyorum, sizin şahsınıza güvenimiz var dedik ama iktidar anlamında genel olarak maalesef ki yok ama yine de bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. Size de, şahsınıza da başarılar diliyorum, çok teşekkür ederim.